KHK İLE CEZAEVLERİNDE BULUNAN 38 BİN MAHKUMA DENETİMLİ SERBESTLİK İLE TAHLİYE

Bilindiği gibi OHAL dönemindeyiz gün geçmiyor ki bir gündemi sarsacak  Kanun Hükmünde Kararname (KHK) meclisten çıkmasın. Bugün Resmi Gazete’de yayınlanan 671 sayılı KHK ile ilgili Adalet Bakanı Bekir BOZDAĞ Twitter hesabından yaptığı açıklama ile  5275 sayılı infaz yasasının mihenk taşlarından olan 105/A ve 107 maddelerinde yaptıkları köklü değişiklikler sebebiyle oldukça önem arz ettiğinden ve vatandaşın söz konusu değişikliği teknik olması sebebiyle anlamakta zorlandığını görünce sadeleştirerek bu yazımla merak edenleri aydınlatma gereği hissettim.

Öncelikle bu bir af mı değil mi diye sorarsanız yazımın sonuna kadar okuyup kendiniz karar verin derim. Zira düzenlemenin derdest dava dosyalarını (henüz kararı kesinleşmemiş, devam eden dava dosyaları) kapsamaması cezaevlerinin de doluluk durumu dikkate alınarak yapılmış bir düzenleme olması ve neticesi sebebiyle infazı kolaylaştırıcı özelliği sebebiyle bence bir aftan başka bir şey değildir. Ama Adalet Bakanımız buna  “bu bir af değildir koşullu salıverilme tarihine kadar geçecek süre dışarıda denetimli serbestlik olarak infaz edilecektir…” demeyi doğru bulmuştur.
  • Koşullu salıverilme müessesesi nedir?
Koşullu salıverilme, iyi halli hükümlülerin cezalarının bir bölümünü ceza infaz kurumu dışında çekmelerine ve böylece belirli şartlara uymak kaydı ile özgürlüklerine daha erken kavuşmalarına imkan sağlayan, İnfaz Hukukuna ilişkin bir müessesedir <<Konuyu bulandırmamak için teknik olan koşullu salıverilme şartları konusuna girmiyorum her ne kadar bu kanun koşullu salıverilmeyi belli şartlara tabi kıldıysa da uygulamada bu ezbere bir hal almış olup küçük istisnalar hariç herkese uygulanmaktadır >>

Koşullu salıvermeyi anladığımıza göre infaz kanunun o veciz maddesine gelebiliriz Yani sadeleştirerek izah etmek gerekirse Bu gün Resmi Gazete’de yayınlanan düzenleme  öncesinde bir kişi almış olduğu cezanın infaz hesaplamasında 5275 sayılı yasanın 107 maddesi uyarınca 2/3 ünü hapis cezası olarak yatıyor , yine aynı yasanın 105/A maddesi uyarınca da infazının bitimine 1 yıl kala koşullu salıverilme şartlarını oluşturmuşsa kalan cezasını denetimli serbestlik hükümlerine göre infaz etmek üzere cezaevinden tahliye ediliyordu.

Ancak bu KHK ile bu 1 yıllık denetimli serbestlik süresi 2 yıla çıkarılmıştır. Yani infazının bitimine 2 yıl kalan mahkum (Kişi 12-15 yaş arasındaysa 15 yaşını doldurana kadar cezaevinde geçirdiği her gün 2 gün olarak sayılır 15 yaşını doldurduktan sonra yine normale döner) koşullu salıverilme şartlarının oluşmuş olması halinde kalan cezasını denetimi serbestlik hükümlerine göre infaz edilmek üzere cezaevinden tahliye edilecektir.
  • Koşullu salıverilmenin geri alınması şartları nelerdir?
Gelelim bu düzenlenmeden yararlanan kişinin denetimli serbestlik süresi boyunca bazı şartları yerine getirmek ve dikkatli olması gereken hususlar vardır. Bunlar yerine getirilmezse kişinin koşullu salıverme hakkı geri alınır ve cezasının infazına cezaevinde devam olunur ve bu kili aynı cezadan dolayı bir daha koşullu salıverme hakkı olmayacaktır. Koşullu salıverilme kararından sonra, denetim süresi içerisinde, kişinin kasten suç işlemesi veya hakimin uyarısına rağmen ısrarla yükümlülüklerine aykırı hareket etmesi hallerinde, koşullu salıverilmesi geri alınan kişilerin cezaları aynen infaz edilecektir.
  • Değişiklikle “2/3” oranı  “½”olarak arttırılmıştır. Bunun mahkumun cezasına etkisi nasıl olacaktır?
Bir çoğunuz yapılan değişiklikteki bu kısımda kafa karışıklığı yaşadığınızı düşünüyorum. Kısaca ve sadleştirerek izah etmek gerekirse; düzenleme ile halk arasında cezanın yatarı olarak anılan 107 maddede ki “2/3 sınırı ½ olarak arttırılmıştır. Yani kişi almış olduğu cezanın , yasanın yürürlük tarihinden sonra (1 temmuz 2016 tarih ve öncesinde işlenen suçlarla ilgili) 1/2 sini yatacaktır.

 Bu maddede  yapılan değişikliği 5275 sayılı yasanın yukarıda izah ettiğim koşullu salıverilme ile ilgili 105/A maddesindeki değişiklikle harmanladığımızda kişi almış olduğu cezanın ½ sini infaz rejimine göre yatacak ve infazının bitimine 2 yıl kala koşullu salıverilme hükümlerine göre infazını denetimli serbestlik ile dışarı da bitirebilecektir. Bu haliyle iki yasa değişikliğini tek bir örnekle somutlaştıralım;

4 Yıl ceza alan bir kişinin 5275 sayılı yasanın 107 maddesine göre yatarı 24 ay olacak ve bu kişi 105 A  maddesine göre koşullu salıverme şartları oluşmuşsa 24 aylık cezasını hiç cezaevine girmeden denetimli serbestlik hükümlerine göre çekecektir.

Bu haliyle 4 yıl ve altı cezalara af geldi denilebilir mi bunu takdirinize bırakıyorum . Şimdi “ozaman gideyim adamı öldüreyim vurayım vs doğru düzgün hapis yatmayayım olur mu öyle şey yav” diyen vatandaşlarımız da olabilir ancak bu yasa değişikliği tüm suçları kapsamamaktadır.

Aşağıdaki suçları işlemiş olanlar bu düzenlemenin kapsamı dışındadır.

Bu suçlar şunlardır:
  • Kasten öldürme (TCK madde 81,82),
  • Altsoya, üstsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumunda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama veya neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları,
  • Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar (TCK. madde 102,103,104,105),
  • Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (TCK. madde 132,133,134,135,136,137,138),
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti (TCK. madde 188),
  • Devletin güvenliğine karşı suçlar,
  • Anayasal düzene karşı suçlar,
  • Milli savunmaya karşı suçlar,
  • Devlet sırlarına karşı suçlar ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar.
Bu düzenlemenin sonucu ilk etapta kapalı ve açık ceza infaz kurumlarından yaklaşık 38 bin kişi tahliye olacaktır. Düzenleme, bir af olarak anılmamakta “Koşullu salıverilme tarihine kadar geçecek sürede ceza, dışarıda denetimli serbestlik olarak infaz edilecektir” şeklinde kamuoyuna sunulmuştur.

Ayrıca bu değişiklik 1 Temmuz 2016  ve öncesinde gerçekleşen suçlara uygulanacaktır.

Ölüm cezasının olmadığı bir infaz sisteminde, cezanın asıl amacının hükümlünün uslandığı hususunun tespit edildiği vakit topluma dönüşünün sağlanması olduğu dikkate alındığında, her hükümlüye "umut hakkı" tanınmalıdır. Aksi halde, koşullu ve denetimli serbest kalmanın olmadığı bir infaz sisteminde şeklen olmasa da benzer şekilde ölüm cezasının devam ettiği ve ceza infazının gerçek amacına hizmet etmediği sonucuna varılabilecektir. Kıta Avrupası İnfaz Sistemine göre, er veya geç her hükümlü uslanmalı ve uslandırılmalı, İnfaz Hukuku kuralları da bu kabule göre düzenlenmelidir *

Ceza hukuku ve uygulamasına ilişkin kanunlarda yapılacak değişiklikle toplum vicdanı ve ceza hukuku sisteminin ıslah müessesine uygun ve kanun önünde eşitlik ilkelerine uygun şekilde düzenlenmelidir. Hükümetin uzun bir süredir gündemde bulunan ve af olarak ta kamuoyu vicdanı yoklanan değişikliğinde kamu vicdanının nazara aldığını söylemek yanlış olmayacaktır ama değindiğim gibi değişiklikte kapsam dışında bırakılan suçlar bakımından kanun önünde eşitlik ve ıslah müessesine ne kadar hizmet ettiği konusundaki takdiri sizlere bırakıyorum.

Ayrıca değişiklikle beklentimiz Yargıtay , istinaf mahkemeleri ve mahkemelerdeki derdest dava yükünü azaltmak üzerineydi. Zira açığa alınan hakim ve savcılar düşünüldüğünde zaten iş yükü ağır olan mahkemeler şimdi bir de hakim savcı sıkıntısı yaşamaktadır. Yargıtay da binlerce dosya beklemekte dosyaların Yargıtay saf ası yıllar sürmektedir. Yapılan değişiklikle derdest dosyalarla ilgili bir düzenleme daha yapılması yerinde bir değişiklik olacaktır. Bugün kü değişikliğin bir girizgah olması ve yargıda adaletsizliğe kadar giden iş yükünün azaltılması konusunda da adımlar atılması temennisi taşımaktayız.
Düzenlemenin mahkumlar, yakınları, millet ve ülke için hayırlı olma dileği ve Adalet ve Demokrasi temennilerimle…
 
 
(*) Prof. Dr. Ersan ŞEN – Koşullu Salıverilme, Haber7.com
 
Av. Mehtap ÖZGENÇ KAYA