Akgün Duru’yu çocukluğumdan beri tanırım.

Benden 4 yaş büyüktür…

Severim ve sayarım…

"Akgün Abi" diye hitap ederim..

Hatta kendisi supersilivri.com’a bazen reklam da verir.

Yani ticari ilişkimiz de vardır.

Silivrispor Kulübü başkanı olmak istemesiyle ilgili süreçte kendisiyle yüz yüze yaptığımız birkaç görüşme sırasında aynen şunları söyledim:

Akgün Abi, sen daha önce bu görevi yaptın. Yine yaparsın. Ben de seni desteklerim. Ancak zamanlama açısından şu anda sırası değil Özcan Işıklar ve iki siyaset tüccarı kulübe siyaset sokmaya çalışıyor. Bu işe lütfen alet olma. Birkaç sene sonra hepimizin desteğiyle yine kulüp başkanı olursun. Özcan Işıklar şu anda sana destek vaat ediyor ancak hepimiz kendisini tanıyoruz ki; Işıklar verdiği sözü tutmaz. O'na güvenerek yola çıkma. Sonra çok zor durumda kalırsın...

Kendisi de bana “çok fazla istekli olmadığını, ancak kulüp içerisine siyaset girdiğini, tek düşüncesinin Silivrispor olduğunu ve bu durumda elini taşın altına sokarak aday olacağını...” söyledi.

Hatta bu süreç içerisinde birkaç defa da benim aracılığımla Ümit Kalko ile telefon görüşmesi yaptılar.

Her neyse sonuçta genel kurul yapıldı ve Akgün Duru Silivrispor Kulübü Başkanı oldu.

Genel kurulun yapıldığı gün, Silivrispor Kulübü binasın lokalinin duvarında şöyle bir yazı vardı:

Silivri’nin ağabeyi Akgün Duru

Böyle bir tanımlama herkes için yapılmaz.

Eğer ki birisi için yapılıyorsa da o kişiye bir takım sorumluluklar yükler.

Bu sıfatı taşıyabilmek gerekir…

Aradan birkaç ay geçti.

Eski başkan Ümit Kalko, kulübe “borç” olarak verdiği paranın tahsil edilmesi için hukuki yollara başvurdu.

Akgün Duru da dün sosyal medya üzerinden bir paylaşım yaptı.

Bu paylaşım, aynen şu şekilde;

"Sen kimsin Silivri yi icraya vereceksin? Şimdiye kadar sustuk ama bu çok fazla oldu bunun hesabını vereceksin Hatta bundan böyle senin yanında kim varsa hepsi bu bedeli ödeyecek Silivri halkını sen hiç tanımamışsın Görüşüceğiz"

Bakın şimdi; Ümit Kalko’nun, kulübe borç olarak verdiği parayı geri alabilmek için icraya vermiş olmasını günlerce eleştirebilirsiniz.

Bu gayet normaldir…

Ancak, genel kurul günü salonda “Silivri'nin Ağabeyi” şeklinde pankart açılan bir insanın, bir spor kulübü başkanının, gençlere örnek olması gereken, rol model olarak gösterilmesi gereken bir insanın; sosyal medya üzerinden tehditler sallaması normal midir?

Bu üslûp “Silivri’nin ağabeyi”ne yakışıyor mu?

Yoksa bu “ağabeylik” kavramını ben mi yanlış biliyorum?

Silivrispor’da yaşanan olayların içyüzünü çok iyi bilen bir gazeteci olarak Ümit Kalko’yu vicdanen haklı buluyorum. Ve kendisine ayıpların en büyüğünün yapıldığını düşünüyorum.

Akgün Duru’ya göre; şimdi ben böyle düşündüğüm ve bunları yazdığım için “bedel” mi ödeyeceğim?

Diğer taraftan, Ümit Kalko zaten hibe ettiği parayı değil, borç olarak verdiği parayı geri istiyor.

Siz de verin o zaman adamın parasını…

Silivrispor Kulübü’nü icraya verilecek duruma sokmayın…

Buna sebep vermeyin…

Ancak işin şimdilik kamuoyuna açıklanmayan bir tarafı var. O da şu: Özcan Işıklar, Duru'ya verdiği sözü tutmuyor. Kulübe maddi kaynak sağlamıyor. Kulüpte Kalko'nun parasından başka para yok... 

Şimdi gelelim dün bu konularla ilgili olarak sosyal medya üzerinden yapılan bir algı oyununa…

Akgün Duru’ya yakınlığıyla bilinen bazı arkadaşlar, dün yine sosyal medya üzerinden Kalko’nun güya yükümlü olduğu ödemeleri yapmadığını iddia eden bir paylaşım döndürmeye başladı.

Ümit Kalko, Haziran 2016’da Silivrispor kulübünün yönetimini devraldığında; İhsan Atun döneminden kalan 3 küsür milyon TL (eski para birimine göre 3 küsür trilyon) borç vardı.

Kalko, kürsüde aynen şunları söyledi:

"...Ben, bu borcun tamamını kendi cebimden ödeyeceğim demiyorum. Ancak bir bölümünü ödeyecek, geri kalan bölümünü de zaman içerisinde daha rahat ödenebilmesi amacıyla yapılandıracağım. Silivrispor’un yönetimini 2 yıllık bir süre için devraldık. Birinci yıl benden şampiyonluk beklemeyin. Borçların ödenmesi ve yapılandırılması için çalışacağız. Ancak ikinci yıl mutlaka şampiyon olacağız…"

Peki ne yaptı?

Aynen söylediği gibi; kendisi ile hiçbir alakası olmayan borçların bir bölümünü kendi cebinden ödedi. Bir bölümünü de yapılandırdı.

Sadece tek bir konuda sözünü tutamadı.

Silivrispor futbol takımının ilk yıl ligi ortalarda bitireceğini, ikinci yıl ise şampiyon olacağını söylemişti.

Ancak Silivrispor birinci yıl şampiyon oldu…

Dün, facebook ortamında bir kelime oyunu içeren paylaşım dolanıyordu…

Paylışım aynen şu şekilde:

"Biri çıkmış 1000 kişinin önünde şunu diyor 'Eğer şu saate kadar ödenmemiş bir kuruş borç varsa ben Silivri yi terk ederim' Ve sonra o iddasının tamamen yalan olduğu ortaya çıkıyor Şimdi soru şu Bu iddayı ortaya atan ne yapmalı?"

Peki konunun aslı nedir?

Aslı da şudur…

Ümit Kalko, gerek kulüp başkanı olmak üzereyken, gerek başkan olduktan sonra, gerekse başkanlığı bıraktıktan sonra, kulübün borçları ile ilgili olarak hep şunu söyledi:

“...Ben kara paracı değilim. Ben arsa spekülatörü de değilim. Ben işadamıyım. Bu 3 küsür trilyonluk borcun tamamını cebimden çıkartıp ödemeyi vaat etmiyorum. Ancak bir bölümünü ödeyeceğim, bir bölümünü de uzun vadeli olarak yapılandıracağım. Ancak kendi görev dönemim ile ilgili olarak da benden sonraya hiçbir borç bırakmayacağım”...

İşte mesele bu…

Oysaki yapılan paylaşımda; Kalko sanki kendisinden önceki dönemde yapılan 3 küsür trilyonluk borcun tamamını cebinden ödemeye söz vermiş ancak bu sözünü tutmamış gibi kelime oyunu yapılarak yanlış bir algı oluşturulmaya çalışıyor.

Tekrar söylüyorum;

Silivri’ye büyük iyilikler yapmış bir insana, üç beş kişi tarafından Silivrililer’e yakışmayan çok büyük bir ayıp ediliyor…