Sayın Seyit Torun,

18. açık mektubumuzla bir Cuma günü daha yine birlikteyiz.
 
Bazı okuyucularım “niçin Kemal Kılıçdaroğlu’na yazmıyorsun da Seyit Torun’a mektup yazıyorsun” diye soruyor.

Kılıçdaroğlu’nun yoğunluğu malum..

Bizzat okumaya vakti olmuyor.

Ancak sizin CHP içerisindeki göreviniz “yerel yönetimler” yani belediyeler olduğu için bu mektupların direk size yazılması en isabetli olanı diye düşünüyorum.
 

Seyit Bey,

Siz de bilirisiniz ki her şeyin fazlası zararlıdır.

Kurnazlığın da fazlası zararlıdır.

Aşırı kurnaz olan kişi; bu kurnazlığı sayesinde belki kendisini birçok müşkül durumdan kurtarabilir ancak çevresindekilere zarar verir.

Şimdi bu bir hüner midir?

Marifet midir?

Bunun cevabını size bırakıyorum.


Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın oğlu Serim Sencer Işıklar’ın, bir dönem resmen ortakları arasında bulunduğu NBS Soyaslan adlı et firmasından belediye hesabına köfte satışı yapıldığı iddialarını hatırlarsınız. 

İşte bu iddiaların tekrar gündeme geldiği o günlerde belediye meclis toplantısının ardından kürsüye çıkan Özcan Işıklar, şu sözleri söylemişti:

Belediyelerin harcamalarının gerçekleştirme görevlileri müdürlerdir. Belediye başkanının, o gerçekleştirme görevi sorumluluğu içinde müdürüne bunu böyle yap, şunu şöyle yap diye talimat verme yetkisi dahi yoktur...

Yani “ben yapmadım belediye müdürleri yaptı, eğer hesap sorulacaksa onlardan sorulması gerekiyor...” demek istiyor.


Aradan 8 gün geçiyor...

Bu sefer de hem Işıklar’ın özel aracına, hem de oğlu Serim Sencer Işıklar’ın özel aracına ayrı ayrı akaryakıt alındığı ve Silivri Belediyesi’inin hesabına yazdırıldığına dair fişler bulunması üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından 4483 sayılı yasa kapsamında ön inceleme (yargı süreci) başlatıldığı ortaya çıktı.

İşte bu ön inceleme kapsamında Silivri Kaymakamlığı aracılığıyla kendisinden bilgi istenen Işıklar'ın, kaymakamlığa göndermiş olduğu resmi yazıda, veresiye fişlerinin altında imzaları bulunan kendi öz oğlu ve belediye personeli olan yedi yıllıkmakam şoförünü suçlayacak şekilde “... veresiye fişleri ile belediyemizin bir ilgisi bulunmamaktadır. Fişlerde yazılan isim ve atılmış olan imzalar kişilerin sorumluluğundadır.” şeklinde cevap verdiği öğrenildi.


Sayın Seyit Torun,

Belediye içerisinde Özcan Işıklar’a yakın olarak çalışanlar, önemli ve hukuksal olarak sorun yaşanması muhtemel bir imza atılması gündeme geldiği zaman Işıklar’ın hemen birkaç gün izne ayrılarak yerine bir vekil bıraktığını ve bu işleri kapsamlı olarak bilmesi mümkün olmayan vekilin de imzayı attığını anlatır zaman zaman...

Yine benzer şekilde Özcan Işıklar’ın bazı aile yakınlarıyla yapmış olduğu sohbetlerde “hiçbir şeyin altında imzam yok” şeklinde konuştuğunu da duyuyoruz. 


Evet Seyit Bey,

Yazımın başında da söylediğim gibi; Her şeyin fazlası zararlıdır. Kurnazlığın da fazlası zararlıdır. Belki kendinizi kurtarır, ancak çevrenize zarar verirsiniz.

Özcan Işıklar ile birlikte çalışan başkan yardımcılarının, belediye personelinin ve meclis üyelerinin imza attıkları her evraka çok dikkat etmeleri gerekiyor...

Aynı şekilse siz genel merkez yöneticilerine de; parti prensipleri açısından Işıklar'ın çalışmalarını gözden geçirirken herhangi bir algı oyununa kanmamanız için çok dikkat etmenizi tavsiye ediyorum...

Haftaya Cuma gönü görüşmek üzere...