09 Mayıs 2016 tarihinde yazmış olduğum “Müdürleri yak kendini kurtar” başlıklı yazımın giriş paragrafında “Her şeyin fazlası zararlıdır. Kurnazlığın da fazlası zararlıdır. Belki kendinizi kurtarır, ancak çevrenize zarar verirsiniz” demiştim.
Bu yazıdan hemen 8 gün sonra patlayan bir olay ne kadar haklı olduğumu ortaya çıkardı.
Önce 09 Mayıs 2016 tarihli yazıma sebep olan konuyu hatırlayalım.
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın oğlu Serim Sencer Işıklar’ın, bir dönem resmen ortakları arasında bulunduğu NBS Soyaslan adlı et firmasından belediye hesabına köfte satışı yapıldığı iddialarını hatırlarsınız.
İşte bu iddiaların tekrar gündeme geldiği o günlerde belediye meclis toplantısının ardından kürsüye çıkan Özcan Işıklar, şu sözleri söylemişti:
“Belediyelerin harcamalarının gerçekleştirme görevlileri müdürlerdir. Belediye başkanının, o gerçekleştirme görevi sorumluluğu içinde müdürüne bunu böyle yap, şunu şöyle yap diye talimat verme yetkisi dahi yoktur...”
Yani “ben yapmadım belediye müdürleri yaptı, eğer hesap sorulacaksa onlardan sorulması gerekiyor...” demek istiyor.
Aradan 8 gün geçiyor...
Bu sefer de hem Işıklar’ın özel aracına, hem de oğlu Serim Sencer Işıklar’ın özel aracına ayrı ayrı akaryakıt alındığı ve Silivri Belediyesi’inin hesabına yazdırıldığına dair fişler bulunması üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından 4483 sayılı yasa kapsamında ön inceleme (yargı süreci) başlatıldığı ortaya çıktı.
İşte bu ön inceleme kapsamında Silivri Kaymakamlığı aracılığıyla kendisinden bilgi istenen Işıklar'ın, kaymakamlığa göndermiş olduğu resmi yazıda, veresiye fişlerinin altında imzaları bulunan kendi öz oğlu ve belediye personeli olan yedi yıllık makam şoförünü suçlayacak şekilde “... veresiye fişleri ile belediyemizin bir ilgisi bulunmamaktadır. Fişlerde yazılan isim ve atılmış olan imzalar kişilerin sorumluluğundadır.” şeklinde cevap verdiği öğrenildi.
Sevgili Silivrililer,
Belediye içerisinde Özcan Işıklar’a yakın olarak çalışanlar, önemli ve hukuksal olarak sorun yaşanması muhtemel bir imza atılması gündeme geldiği zaman Işıklar’ın hemen birkaç gün izne ayrılarak yerine bir vekil bıraktığını ve bu işleri kapsamlı olarak bilmesi mümkün olmayan vekilin de imzayı attığını anlatır zaman zaman...
Yine benzer şekilde Özcan Işıklar’ın bazı aile yakınlarıyla yapmış olduğu sohbetlerde “hiçbir şeyin altında imzam yok” şeklinde konuştuğunu da duyuyoruz.
Evet Sevgili Silivrililer,
Yazımın başında da söylediğim gibi; Her şeyin fazlası zararlıdır. Kurnazlığın da fazlası zararlıdır. Belki kendinizi kurtarır, ancak çevrenize zarar verirsiniz.
Özcan Işıklar ile birlikte çalışan başkan yardımcılarının, belediye personelinin ve meclis üyelerinin imza attıkları her evraka çok dikkat etmeleri gerekiyor...