Sevgili Okuyucularım,
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve zengin etmeye çalıştığı üç beş arkadaşıyla ilgili iddiaları yazmaya başladıktan sonra CHP Silivri İlçe Örgütü içerisinde inanılmaz bir destek almaya başladım.
Lütfen bana inanın bunu abartmıyorum.
Partililer, Işıklar’a karşı çok doluymuş...
Sokakta gördüğü zaman yanıma gelip boynuma sarılarak “kalemine sağlık” diyenler mi istersiniz, telefon edip “Allah senden razı olsun” diyen mi istersiniz yoksa bazı arkadaşlarım vasıtasıyla haber gönderenleri mi istersiniz...
Yemin ederek söylüyorum; CHP’lilerin Özcan Işıklar’a karşı bu kadar dolu olduğunu tahmin edemezdim...
Evet, “yapma Cem partimiz zarar görüyor” diyenler de var. Ama böyle konuşanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Bu kişilerin de bir şekilde belediye imkanlarıyla bağlantıdaki insanlar olduğunu görüyorum.
Peki Işıklar’a karşı içten içe süren bu kızgınlığın sebebi nedir derseniz; cevabını çok iyi bildiğim bu soru karşısında şunları söyleyebilirim.
Şu anda Silivri CHP içerisindeki herkes öz ve üvey olmak üzere ikiye ayrılıyor.
Işıklar, iktidar imkanlarını asla adil bir şekilde kullanmıyor.
Çok küçük bir kesimi adeta ihya ederken; partililerin büyük bir çoğunluğunu da işte bu küçük kesimin ihya edilmesi için piyon olarak kullanmaya çalışıyor.
Hem de bunu insanların gözlerinin içine bakarak açık bir şekilde yapıyor.
CHP’lilerin çoğu, Işıklar’ı “kendi emekleri üzerinden başkalarını zengin etmekle” itham ediyor.
“Ömer'e çalışmışız” ve yine “3 M kadar olamadık” diyenler var...
Yine aynı şekilde “haram olsun verdiğim oy” diyen partilileri bizzat dinledim.
Bir CHP’li kadın anlatıyor; ne zaman parti binasında gitsem hep aynı insanlar var. Parti çalışanlarını söylemiyorum. Kadın Kolları Başkanı, Gençlik Kolları Başkanı ve iki tane de ilçe yönetim kurulu üyesi sabah 08:30 akşam 17:00 devamlı oradalar. “Kardeşim siz maaş mı alıyorsunuz” diye soruyorum “hayır hiç olur mu biz partimizi çok seviyoruz” diyorlar.
Yıllardır CHP’ye emek vermiş yaşı 70’in üzerinde olan başka bir partili anlatıyor; ilçe binasına gidiyorum, suratlar asılıyor. Utanmasalar “niçin geldin” diyecekler. Ayıp olmasın diye ilçe başkanının odasına alıp çay getiriyorlar. Sanki bir an önce gideyim diye beklediklerini hissediyorum. Belediyeyi AK Parti’ye kaptırdığımız dönem bile kendimi bu kadar yabancı hissetmemiştim.
Bir başka partili anlatıyor: 20 yaşında üniversite öğrencisi oğlum var. Seçim zamanı arkadaşlarını toplayıp gençlik kollarına üye olmak için partiye gittiler. Üye oldular. Ancak “biz seçim kampanyasında görev almak istiyoruz, lütfen bize yapabileceğimiz bir şeyler söyleyin” dedikleri zaman “biz size haber veririz” diye terslediler. Çünkü gençlerin seçimde emek verip daha sonra parti içerisinde yönetici olabilmeyi istemelerinden veya belediyede iş istemelerinden rahatsız oluyorlar. Parti küçük olsun kendilerinin olsun telaşı içerisindeler...
Yine bir başka partili de aynen şunları söylüyor: Söyletmesinler beni şimdi. Kimlerin işe gitmeden maaş aldığını, kimlerin sigortalarının fabrikalar tarafından ödendiğini biliyorum. Ben bu partiye 30 yıl emek verdim. Seçimden sonra benim evladımın suratına bakmayan Özcan Işıklar, AK Partililer’i MHP’lileri belediyeye doldurdu. Bizi enayi gibi kullandı. Ama hakkımı helal etmiyorum.
Sevgili Silivrililer,
Yemin ediyorum bu yazdıklarım tepkilerin sadece bir bölümü.
CHP’liler, Özcan Işıklar’ın sosyal demokrat belediyecilik yapmadığını, 3-5 hadi bilemediniz 10 kişiyi belediye imkanları ile ihya ederek; kendilerini de bu kişilerin ihya edilmesi yolunda piyon olarak kullanıldığını söylüyor.
Işıklar’ı bizzat kendi partisinden çok büyük bir tepki var.
Birçok insanın ağzında hep aynı cümle:
Emeklerimizi helal etmiyoruz, oyumuzu helal etmiyoruz...