Sevgili Silivrililer,

Adına “ayıp” denilen bir kavram var.

Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde “ayıp” kelimesi; “kusur, eksiklik”  olarak açıklanıyor.

Yine adına “utanma” denilen bir kavram var.

Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde “utanma” kelimesi; “utanma durumu, teeddüp” olarak açıklanıyor.

Utanma meselesine birazdan tekrar döneceğim.

 
Silivri’de görev yapan ve aralarında bendenizin de bulunduğu 12 civarında yerel gazeteci var.

Biz gazetecilerin çoğunluğu; kendi hesabımıza yayın organı çıkartan, vergi dairesine kayıtlı, fatura keserek ilan reklam alan ve tanıtım ücreti karşılığı para kazanarak hayatımızı bu şekilde sürdüren insanlarız.

Yani, yayın sahibi olarak bir çeşit esnafız...

İlan, reklam ve tanıtım karşılığı fatura keserek kazandığımız ücret tamamen yasal ve etik...

Normal bir esnaf gibi başta vergi olmak üzere her ay düzenli olarak Bağ-kur (SGK) pirimi, ofis kirası, elektrik faturası, telefon faturası, internet faturası vs ödüyoruz...

Haber yaparak yayımladığımız için para kazanmıyoruz. Haber, kamusal bir hizmettir.

Örneğin, toplumu ilgilendiren siyasi bir gelişme veya polemik olur, bir devlet okulunun etkinliği olur, bir yerde yangın çıkar, bir insanın başına haksızlık gelir ve biz bunu haberleştirirsek bu karşılıksız kutsal bir kamu hizmetidir.

Ancak, bir ticari faaliyet dahilinde organizasyon yapıldığı zaman bunun tanıtımını da elbette ücret karşılığı yapıyoruz.

Yereliyle ulusalıyla dünyanın her tarafında basın yayın organları bu şekilde para kazanır.

Dünya standartları budur...

Silivrili gazeteciler olarak adamına ve becerisine göre ayda ortalama 500 TL ile 5000 TL arasında para kazanıyor ve hayatımızı bu şekilde sürdürüyoruz.

Tabi ki isim vermeyeceğim ancak aramızda hayatını çok zor şartlar altında sürdürmek durumunda olan arkadaşlarımız da var.

Yine aramızda çoluk çocuk sahibi olup bu işi yaparak aile geçindiren arkadaşlarımız da var.
 

Şimdi de Silivri Sanayici ve İşadamları Derneği’ni (SİAD) oluşturan kelli felli işadamlarından bahsedelim.

Çoğunun sanayi tesisi, fabrikası veya büyük ticarethanesi var.

Kimisinin yanında onlarca, kimisinin yüzlerce, kimisinin de binlerce kişi çalışıyor...

Bu işadamlarının büyük çoğunluğunun ortalama aylık geliri en az (eski para birimi ile) bir trilyon TL.

Bazılarının çok daha fazla...

Büyük bölümü son derece konforlu hayatlar yaşıyor...
 

Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Silivri Belediyesi’nin de desteğiyle SİAD tarafından Silivri EXPO 2016 adlı bir etkinlik düzenlendi.

Bu kapsamda fabrika ve sanayi kuruluşlarının birbiriyle kaynaşması sağlandı ve tanıtımı yapıldı.

Bu etkinliğin hazırlık çalışmaları sırasında yine SİAD tarafından birçok firma ve kuruluştan alışveriş edildi.

Alışveriş edilen yerlere alınan mal ve hizmete göre ücretleri ödendi.

Örneğin yemek alındı; ücreti ödendi...

Temizlik hizmeti alındı; ücreti ödendi...

Stantlar yaptırıldı; ücreti ödendi...

Silivri’de yerel basından da tanıtım hizmeti alındı.

Ancak bu akıllı ve kurnaz işadamları tarafından kendi ticari menfaatleri için düzenlenen etkinlik “haber” görüntüsü altında yansıtılarak yerel basına tanıtım ücreti ödenmedi.

Etkinlik yapıldı ve bitti...

Hemen arkasından katılımcılara ve destek veren kuruluşlara teşekkür etmeyi düşünen SİAD Başkanı trilyoner işadamı Hakan Kocabaş, yine yerel basın kuruluşlarına sadece basın bülteni göndererek bunun “haber” olarak yayımlanmasını istedi.

İlan vererek teşekkür etmek akıllarına bile gelmedi.

Çok akıllılar ya...

Sanki kendilerini “hayır kurumu” yerine koymuş gibi bir bakış açıları var.

Atla deve değil ama alt tarafı yayın organı başına 500 TL’lik teşekkür ilanı verseler bu etkinliği takip ederek tanıtıma yardımcı olan arkadaşlarımız emeklerinin karşılığı olarak üç beş kuruş para kazanacaktı.

Ancak Silivrili gazeteciler bu kurnaz ve trilyoner işadamlarının tanıtımını her zaman olduğu gibi bedava yapmak durumunda kaldı.
 

Sevgili Okuyucularım,

Hayatım boyunca böyle ufak hesaplarla başkalarını enayi yerine koyan insanlara hiçbir zaman sıcak bakmadım.

Eğer ki bu yazıyı kendim için yazdığımı düşünen okuyucum varsa; hemen belirteyim ki ben SİAD’ın geçtiğimiz yıl gönderdiği bayram kutlama ilanını yayımlamayarak anında geri çevirdim.

Dolayısıyla bu yazıyı kendim için yazmıyorum...
 

Sevgili Silivrililer,

Zengin olmuş ancak prensip sahibi olamamış bu trilyoner işadamlarının “insan kullanma anlayışlarını” buradan kınıyorum.

Ve kendilerini bir parça da olsa utanmaya davet ediyorum...