Yerel basındaki “kalite düşüklüğü” gazetecilik mesleğinin en büyük baş belalarından biridir.

Ne yazık ki, kendisine “gazeteci” diyen, çevresi tarafından “gazeteci” zannedilen bazı arkadaşlarımız, mesleğimizin itibarını yerle bir edecek yazılara imza atıyor.

Örnek vermek gerekirse:

Silivri’de Kadir Koç adında bir internet trolü var ve bazı meslektaşlarımız (!) bu trolden bahsederken "gazeteci" diye yazarak mesleğimizin saygınlığın zarar veriyor.

Peki ne yapıyor Kadir Koç?

Provokatörlük ve küfür tetikçiliği yapıyor...

Örneğin; 17 Nisan referandumu akşamı “artık illegalitenin zamanı geldi, sandık kurullarını dağıtalım, ana bacı demeden gereğini yapın” diye sosyal medya paylaşımları yapıyor. Apar topar gözaltına alınarak tutuklanıyor…

Siyasetçilere ve gazetecilere sosyal medya üzerinden küfür ve hakaret içerikli paylaşımlar yapıyor. Gözaltına alınıyor ve hakkında dava açılıyor. Bu sefer de “efendim düşüncelerimden dolayı gözaltına alındım” (!) diye paylaşım yapıyor…

"Dolandırıcılık", "tecavüz" gibi iddialarla savcılığa ifade veriyor…

İçip içip yerlerde sürünüyor ve karakolluk oluyor…

Yani kısacası aklınıza gelen her türlü rezaletin içerisinde yer alıyor…

Sosyal medya üzerinden eski belediye başkanı Özcan Işıklar karşıtlarına küfür ettiği için de Işıklar tarafından destekleniyor.

Şimdi bu internet trolü, yapmış olduğu paylaşımlarda ve adliyelerde ifade verirken “ben gazeteciyim, ben yazarım” (!) diyor…

Gülmeyin gerçekten de böyle söylüyor…

Ama işin en komik tarafı nedir biliyor musunuz?

Bizim oyuncaktan gazeteci arkadaşlar da bu trolden bahsederken “gazeteci” tanımlaması yapıyor.

Niçin böyle yapıyorlar?

Çünkü kim gazetecidir, kim değildir bunu ayırt edebilecek bilgi birikimine sahip değiller…

Örnek vermek gerekirse; mübaşir ile hakimi birbirinden ayırt edemeyen avukat olur mu?

Olmaz…

Ancak trol ile gazeteciyi birbirinden ayırt edemeyen “gazeteci” oluyor ne yazık ki…

İnternet trolü hakkında “gazeteci” diye yazan sözde meslektaşlarıma gülsem mi ağlasam mı ne yapacağımı şaşırmış durumdayım.

Hani biz erkeklerin çocukken oyuncak tabancamız, oyuncak polis arabamız olurdu...

Şekil olarak tabancaya ve polis arabasına benziyordu; ancak gerçek değildi, oyuncaktı…

Kızların oyuncak bebekleri olurdu...

Şekil olarak bebeğe benziyordu; ancak gerçek değildi, oyuncaktı…

Ne yazık ki bu sözde meslektaşlarımız da öyle…

Baktığınız zaman “gazeteci” gibi görünüyor; ama gazetecilik bilgisi, kültürü, refleksleri vs hiçbirisi yok…

Oyuncaktan gazeteci…

Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi deniyor…