Haydi gelin yıllar önce Silivri'de ortaya çıkan yaşlı bir kâhine kulak verelim...

Şimdi bütün Silivri hep birlikte kocaman bir zaman makinesine biniyoruz ve 2008 yılına ışınlanıyoruz…

Dolar 1,5 TL civarında…

Silivri’yi AK Partili belediye yönetiyor; insanlar yönetimden memnun değil ve herkes CHP'yi umut olarak görüyor...

Yavaşça CHP Silivri İlçe binasına doğru yürüyoruz... Abdullah Yıldırım ilçe başkanı… İçeride toplantı var… Bir yıl sonra yapılacak olan yerel seçimlerde Silivri Belediyesi’ni yeniden kazanmanın hesapları yapılıyor…

Parti o günlerde para sıkıntısı çekiyor. Suna Göçengil ve Şerif Sezen gibi isimler üç beş kuruş hibe ederek destek oluyor…

CHP’nin belediye başkan adaylığı için o günlerde Selami Değirmenci, Yılmaz Kandemir, Yavuz Çengel ve Özcan Işıklar’ın adı geçiyor… Yine partide çok sayıda genç isim var...

Volkan Yılmaz; MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor. Ve Silivri’de fazla tanınmıyor…

Bora Balcıoğlu; dayısının kasap dükkanında çalışıyor ve MHP Silivri İlçe Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor. Balcıoğlu da o günlerde çok fazla tanınan birisi değil…

CHP’deki toplantı bitiyor; ilçe başkanı Abdullah Yıldırım parti binasında tek başına kalıyor. Birazdan partiyi kapatarak evine gidecek. İşte o anda içeriye çok yaşlı, bastonuyla zor yürüyen, üstü başı yırtık dökük bir kadın giriyor. Abdullah Yıldırım ilk önce kadının para istemeye geldiğini düşünerek “abla bizde de yok” diyor ancak kadın para istemiyor…

Abdullah Yıldırım yaşlı kadının niçin geldiğini merak ediyor. Kadın; kendisine ikram edilen çayı içtikten sonra odayı dikkatlice inceliyor ve Yıldırım’a bakarak ağzından ürkütücü kelimeler dökülüyor:

Aradan yıllar geçecek ve size kıran girecek… Silivri’nin üç hilalli bir reisi olacak. O’nun karşısına kendi içinizden bir isim çıkartamayacaksınız. Yine üç hilalli başka bir ismi aday olarak göstereceksiniz… Gün gelecek iki ayrı üç hilalli yarışacak. Siz bunlardan birini kendi içinizden çıkardığınızı zannedeceksiniz…

Ve yaşlı kadın konuşmasını bitirdikten sonra bastonuna yaslanarak ağır adımlarla uzaklaşıyor. Kendisini bir daha Silivri'de gören olmuyor...

Ne dersiniz?

Yaşlı kadının kehaneti şu sıralar gerçekleşiyor mu?