Silivri’de yatırımları bulunan genç işadamı Ümit Kalko, Silivrispor’un içerisine düştüğü darboğaz sonucunda kendisinden rica edilmesi üzerine dün yapılan kongrede aday oldu ve kulübün başkanlığını üstlendi.

Şimdi isterseniz Ümit Kalko kimdir önce ona bakalım...

Silivri halkı, 1983 doğumlu olan bu genç işadamının adını ilk olarak Mektebim Okulları’nın Silivri’de eğitim vermesiyle birlikte duydu.

Oysa ki Kalko, 20’li yaşlardan itibaren Silivri’de eğitimle ilgili mütevâzi yatırımları olan bir girişimci.

Ablası ve yeğenleri yıllardan bu yana Silivri’de yaşıyor...

Anlayacağınız, “eniştem beni niçin öptü” diye soracaksak eğer; Ümit Kalko, hem sporu seven, hem de Silivri ile yıllardan beri yakın ilişkileri olduğu için Silivrispor’a sıcak yaklaşan bir işadamı.
 

Sevgili Silivrililer,

Kötü gün dostu olmak önemlidir...

Hem de çok önemlidir...

Ümit Kalko, Silivrispor Kulübü Başkanlığı görevini kulüp zirvedeyken üstlenmedi.

Ya ne yaptı?

Kulüp zor durumdayken elini taşın altına sokarak bu yükü omuzlamayı kabul etti.

Kalko, Silivri’de kötü gün dostu olduğunu gösterdi.
 

Peki biz bu genç işadamına nasıl davrandık?

Örneğin, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın, 7 yıl önce, henüz bu kadar güçlü olmadığı dönemde Ümit Kalko’ya nasıl
davrandığını  merak ediyor musunuz?

Haydi okuyalım o zaman...
 

Yıl 2009...

Özcan Işıklar yeni belediye başkanı seçilmiş.

Mektebim Okulları da henüz kurulmamış.

Ümit Kalko 26 yaşında genç bir girişimci.

Ekonomik imkânları şimdiki kadar güçlü değil. Ancak eğitim alanında mütevâzi yatırımlar yapabiliyor.

Silivri’de küçük bir etüt merkezi var.

Etüt merkezi dediğiniz dershanenin biraz daha küçüğü.

O günlerde Silivri Belediyesi Kültür Merkezi’nde hizmet verecek olan eğitim kadrosu için hizmet alımı ihalesi yapılıyor.

Ümit Kalko da genç bir girişimci olarak bu ihaleye katılıyor.

Ve kazanıyor...

Torpili yok, dayısı yok, partili tanıdıkları falan da yok.

Sağdan soldan telefon da ettirmemiş.

İhaleyi tamamen bileğinin hakkıyla kazanıyor.

Işıklar duyar duymaz hemen talimat veriyor ve bileğinin hakkıyla kazandığı ihaleyi elinden alıyor.

Aynı Ümit Kalko çalışıp çabalıyor ve eğitim yatırımlarına devam ediyor.

Aradan birkaç sene geçiyor.

Büyükçekmece’de “Mektebim” adında özel bir ilkokul, ortaokul ve lise açıyor.

Kısa bir zaman dilimi daha geçiyor.

Ve Silivri’de faaliyet gösteren Balkan Koleji, Kalko tarafından satın alınarak Özel Silivri Mektebim İlkokulu, Özel Silivri Mektebim OrtaokuluÖzel Silivri Mektebim Anadolu Lisesi ve 
Özel Silivri Mektebim Anadolu Sağlık Meslek Lisesi olarak yola devam ediliyor.

Işıklar, okulun açılışına katılıyor ancak bir daha okula uzun bir süre adım bile atmıyor.

O dönem Fethullah Gülen Cemaati'ne ait okullara sık sık giden ve hatta cemaatin yurtdışına gezilerine bile katılan Işıklar, Ümit Kalko’nun bütün davetlerini geri çeviriyor.


Aradan yine birkaç sene geçiyor.

Yıl 2016...

Kalko çalışıp çabalıyor ve 33 yaşında Türkiye’nin sayılı eğitim yatırımcıları arasına giriyor.

Kendisine Silivrispor’u düştüğü darboğazdan kurtarması için kulübün başkanlığı teklif ediliyor.

Ve sıkı durun; Kalko'ya "aman gel bizi kurtar" teklifini yapanlar arasında Özcan Işıklar da var...

Hemen aklıma en çok sevdiğim atasözü geliyor.

Ne demiş atalarımız; keser döner, sap döner, gün gelir, hesap döner...
 

Sevgili Okuyucularım,

Ümit Kalko şu anda, gerek ekonomik gerekse sosyal ilişkiler açısından birinci lig kulüplerine başkanlık yapacak seviyede.

Silivrispor’un ona katacağı hiçbir şey yok.

Ancak genç işadamının Silivrispor’a katacağı çok şey var.

Dünkü kongre sırasında Özcan Işıklar eline mikrofonu alınca spordan bahsedeceği yerde kendisini eleştiren gazetecilere karşı hakaret de içeren nefret diliyle adeta öfke kusan bir konuşma yaptı.

Ben de Işıklar’ı dinlerken aklımdan şunu geçirdim;


Ey ayaklı kibir makinası,

Bak bir zamanlar haksızlık yaptığın, ekmeğini elinden almakta bir an bile tereddüt etmediğin genç girişimci şu anda ülkenin sayılı işadamlarından biri olarak senin ilçenin takımını düştüğü darboğazdan kurtarıyor.

Acaba diyorum, hani acaba gözlerinin içine bakarken, yanında durup objektiflere poz verirken bir an için kendini mahcup hissettiğin oldu mu?

Bir an için geçmişte yaptıklarından dolayı utandığın oldu mu?