Özgür Kurt skandalıyla ilgili olarak CHP’nin kendi içerisinde yapmış olduğu hatalara değinmek istiyorum.
Olayı daha meydana gelmeden kısa bir süre önce Kurt’tan öğrendim.
“Abi, beni temizlik kadrosuna geçirmek istiyorlar” dedi…
Ne yapılmak istendiğini hemen anladım. Bezdirerek işten ayrılmasını sağlamak ve çıkışını vermek için gerekçe oluşturulmaya çalışıyordu.
İlk olarak CHP Silivri İlçe Başkanı Berker Esen ile konuştum ve kendisine aynen şunu söyledim:
“İBB’nin personel politikasının Türkiye gündeminde olduğu şu günlerde, milli bir sporcunun babasına önce mobbing yapıp arkasından da işten çıkartırsanız AK Parti’nin eline koz vermiş olursunuz. Havuz medyası davul çalmaya başlar”
Evet aynen böyle söyledim…
Sadece Berker Esen’e de değil; İBB Meclis Üyesi Melih Yıldız ve CHP İlçe Sekreteri İbrahim Kömür’e de aynı şeyleri söyledim.
Spor İstanbul Genel Müdürü (bu olayın belki de başkahramanı) Renay Onur’u telefonla arayarak hem konuyu sordum hem de Esen’e söylediklerimin aynısını kendisine de söyledim.
Bununla da yetinmedim; kendisi de Silivrili olan ve Silivri’yi çok iyi tanıyan İBB Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Taner Çetin’e çok ayrıntılı bir whatsapp mesajı göndererek “havuz medyasına davul çaldıracaksınız” cümlesini kullandım.
Ayrıca Özgür Kurt’un bir akrabası kendisini telefonla arayarak konu hakkında bilgilendirdi.
Umursamadı bile…
Peki sonra ne oldu?
Bütün uyarılarım gerçekleşti ve havuz medyası günlerce adeta davul çaldı…
Şimdi burada işin başka bir boyutunu sorgulamak istiyorum…
Bu olayın, böylesine bir dönemde CHP ve Ekrem İmamoğlu aleyhine kullanılabileceğini en iyi idrak edebilecek isim Taner Çetin’dir.
Bir dönem Silivri Belediyesi'nde Kültür Müdürlüğü yapan ve aktif olarak Silivri yerel medyasının da içerisinde bulunan Çetin'in patlayacak olan skandalı idrak edememesi mümkün değildir.
Ve buna rağmen kılını bile kıpırdatmadı…
Umursamadı bile…
Bence bunun iki sebebi olabilir…
Ya kendisini İBB’de kimse takmıyor…
Yani sözü geçmiyor…
Ya da İmamoğlu’na kastı var…
İnsanlara zarar vermenin aktif ve pasif yöntemleri vardır.
Taner Çetin konumundaki bir siyasi bürokrat; bağlı bulunduğu belediye başkanına karşı direkt olarak saldırıya geçemez.
Ancak bildiği bazı konuları bilmezden gelerek ve zarar getirecek bir takım gelişmelerin önüne geçmeyerek “pasif saldırıda” bulunabilir…
Bu yazdıklarım 33 yıllık bir tecrübenin ürünüdür...