Sevgili Silivrililer,
Buradan İçişleri Bakanı Efkan Alâ ve Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun’a çağrıda bulunuyorum.
Silivri Belediyesi’nde özellikle de Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü ve SİLKENT bütçeleri ile ilgili mal ve hizmet alımlarında kabarık faturalar düzenlenerek bütçeden hortumlama yapıldığı konusunda endişelerim var.
Bu endişelerimin mantıklı dayanakları var...
Silivri Belediyesi içerisinde neredeyse tüm birimlerden bilgi akışına sahibim.
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nün başında Meral Türkmen Terlikçi olmasına rağmen mal ve hizmet alımı ile ilgili para harcanması gereken işlemlerin kararını çoğu kez Ömer Sebahattin Çetin resmi bir yetkisi olmamasına rağmen tek başına alıyor.
Ömer Sebahattin Çetin kim?
Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın çocukluk arkadaşı...
Her taşın altından çıkan adam...
Belediye içerisindeki resmi görevi Strateji Geliştirme Müdür Vekili olmasına rağmen; Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü ile SİLKENT bütçelerinin ilgili mal ve hizmet alımlarını bu kişi yönlendiriyor.
SİLKENT de aynı şekilde...
Silivri Belediyesi’nin bir iktisadi teşebbüsü olan SİLKENT'in (Silivri Kent Hizmetleri Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi) başında müdür sıfatı ile Ayhan Öztürk adlı daha önce hakkındaki yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkmış zât var.
Ancak mal ve hizmet alımı ile ilgili para harcanması gereken işlemlerin kararını Ömer Sebahattin Çetin ile birlikte alıyorlar.
Özcan Işıklar "görev" paylaşımını bu şekilde yapmış.
Ömer Sebahattin Çetin, aynı Özcan Işıklar’ın taktiğini uyguluyor. Neredeyse bu birimlerdeki her işlemin arkasında kendisi olmasına rağmen resmi sorumluluk taşıyan imzaları başkalarına attırıyor.
Özcan Işıklar da riskli evraklara imza atmıyor ve kılıfına uydurup başkalarına imzalattırıyor.
SİLKENT yıllardan beri zararda...
Bu şirket içerisinde hiç abartmadan söylüyorum trilyonlar dönüyor.
Yukarıda belirttiğim organizasyonların başında her taşın altından çıkan isim olan Ömer Sebahattin Çetin var.
Özcan Işıklar’ın 6 yaşından beri çocukluk arkadaşı olan, Silivri’de halk arasında “Tavuk Ömer” lakabıyla anılan ve belediye içerisinde her taşın altından çıkan Ömer Sebahattin Çetin’in belediyeye girmeden önceki durumunu hatırlayanınız vardır mutlaka.
Sabahtan akşama kadar ya Şuayyip’in çay bahçesinde ya da Piramit Çay Bahçesi’nde boş boş otururdu. 6-7 bardak çaydan daha fazlasını içtiği zaman hesabı ödeyemezdi.
O kadar yani...
Ancak Özcan Işıklar’ın belediye başkanı seçilmesiyle birlikte o da belediyeye kapağı attı.
Ömer’in memuriyet kıdemi çok düşük...
Resmi maaşı 2000 TL’nin altında...
Ancak Işıklar belediye başkanı olduğundan beri yılda neredeyse 10 kez yurt dışına çıkıyor.
Yine o tarihten sonra çocuklarının yaşam kalitelerinde de dikkat çekici bir artış başladı.
Henüz öğrenci olan oğlu Boran Arda Çetin, babasının Silivri Belediyesi ile irtibat kurmasıyla birlikte okul vs bahanelerle sık sık çeşitli Avrupa ülkelerine ve ABD’ye gidip gelmeye başladı.
Sevgili Silivrililer, bu değirmenin suyu nerende geliyor?
Niçin belediye öncesinde böyle bir hayat yaşamıyorlardı?
Değerli Okuyucularım,
Devam ediyorum...
Silivri Belediyesi’nde “Ömer Çetin’in grubu” olarak tanımlanan ortalama 5 kişi var.
Aynı şekilde bu 5 kişinin de Silivri Belediyesi’nde işe başladıktan sonra aldıkları maaş ile yaşam standartları arasında ters orantılı bir takım uyumsuzluklar dikkat çekiyor.
Yine aynı şekilde Özcan Işıklar’ın “özel asistanı” Mervegül Madak ve yakınlarının da 2009 yılından itibaren edindiği mal varlığı ve hesap hareketlerinin araştırılması gerekiyor.
Şimdi dikkatleri tekrar Silivri Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü ile SİLKENT’in mal ve hizmet alımlarına; bu alımlar sırasında ödenen faturaların miktarına çekmek istiyorum.
İçişleri Bakanı Efkan Alâ’ya ve Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun’a buradan çağrıda bulunuyorum.
İçişleri Bakanlığı müfettişlerini Silivri Belediyesi’ne gelerek yukarıda bahsettiğim hususları didik ederek inceleyemeye davet ediyorum.
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nı, Silivri Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü ve SİLKENT’in hesaplarına el koymaya davet ediyorum.
Özellikle mal ve hizmet alımlarıyla ilgili alınan ürün ve hizmetlerin uzman bilirkişilere incelettirerek bilirkişi raporları ile fatura miktarlarının birbirleri ile uyuşup uyuşmadığının karşılaştırılması gerekiyor.
Açık söylemek gerekirse çok ciddi miktarlarda bir hortumlama ve dolayısıyla kamu zararının ortaya çıkacağını düşünüyorum.
Evet elimde belediye içerisinden bana sızdırılan bir mal ve hizmet alımı listesi var.
Ancak tedbir alınmasını önlemek amacıyla o listeyi buradan yayımlamayacağım. Fakat İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından ifademe başvurulması durumunda listeyi kendilerine takdim edeceğim.
Yukarıda saydığım belediye çalışanlarına lütfen dikkat edin.
Durup durup zırt pırt yurtdışına çıkıyorlar.
Ev alıyorlar, araba alıyorlar...
Bu değirmenin suyu nereden geliyor?
Hatta hatırlarsınız daha geçtiğimiz Ekim ayında 11-12 kişi Brüksel’e gidildi ve bir haftaya yakın kaldılar.
4982 sayılı Bilgi Edinme Yasası gereğince dilekçe verip masrafların hangi bütçeden karşılandığını sordum.
Bana verilen yazılı resmi cevapta; belediye bütçesinden harcama yapılmadığını, herkesin kendi masrafını kendisinin karşıladığını belirttiler.
Sevgili Okuyucularım,
Lütfen elinizi vicdanınıza koyun.
Bu 11-12 kişinin tamamı maaşlı çalışan insanlar.
Belediyenin işi için buradan kalkıp uçakla Brüksel’e gidecekler, orada bilmem kaç yıldızlı otellerde kalacaklar, yiyip içecekler, sonra ellerinde alışveriş paketleriyle uçağa binip geri gelecekler ve masrafları kendi ceplerinden karşılayacaklar.
Sabancı Holding’te çalışanlarda bu bolluk var mı acaba merak ediyorum.
Bu kişiler arasında belediyeye girmeden önceki hayatı ile belediyeye girdikten sonraki hayatı arasında gözle görünür derecede fark olanlar var.
Hiçbirimiz salak-aptal değiliz; bu yaşam düzeyi farkının belediyeden alınan maaş ile olabilmesi mümkün değil...
Ve ne ilginçtir ki bu yaşam düzeyi farkı sadece Özcan Işıklar ve Ömer Sebahattin Çetin’e yakın olan üç beş kişide gözleniyor.
Diğerlerinde gözlenmiyor...
Bu kişilerin isimlerini bir ara Yılmaz Kandemir de kamuoyu önünde dillendirmişti.
Kandemir; daha 4 yıl önce bu kişilerin ve yakınlarının kredi kart harcamalarının ve mal varlıklarının kontrol edilmesini önermişti.
Sevgili Silivrililer,
Artık açık açık "kral çıplak" demenin zamanı geldi.
Silivri Belediyesi’nde yolsuzluk var...
Silivri Belediyesi’nde hortum var...
Silivri Belediyesi’nde anormal işler dönüyor...
İçişleri Bakanlığı müfettişlerini ve Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nı çok ayrıntılı bir inceleme yapmaya davet ediyorum...