Muhterem Seyit Bey tekrar tekrar merhabalar,
56. açık mektubumuzla yine bir cuma gününde sizinle müşerref oluyoruz.
Yahu Seyit Bey, hani sizin bir uygulamanız vardı.
CHP’li belediyeler sırasıyla genel merkez binasında yaptıkları çalışmaları ve gerçekleştirdikleri projeleri sergileyerek tanıtıyordu.
Kemal Kılıçdaroğlu da bu tanıtım günlerinin açılışlarına katılarak partisinin belediye başkanlarını onore ediyordu.
Hatırladınız mı efendim?
Ben de burada heyecanla “acaba Silivri’ye ne zaman sıra gelecek” diye bekliyordum.
Hatta size geçtiğimiz aylarda buradan yine açık mektup aracılığıyla bir öneride bulunmuştum
Şimdi bizim Silivri Belediye Başkanı kurnazlık abidesi Özcan Işıklar’ın öyle pek icraatle ve proje gerçekleştirmekle işi olmuyor.
Sadece konuşup konuşup reklam yapıyor.
İş projeleri hayata geçirmeye gelince hemen şaralop diye konuyu değiştirip “insanca yaşamaktan, kardeşlikten ve bizi biz yapan değerlerimizden, aydınlık yarınlara yelken açmaktan” bahsediyor.
Kendisinin maşallah parti genel merkezi çapında öne çıktığı iki konu var.
Bunlardan biri evlerden ırak olsun kumar…
Diğeri de aşırı derecede Muharrem İnceci olması…
O nedenle ben de naçizane hani haddim olmayarak size bir öneride bulunmuştum.
Silivri Belediyesi’nin genel merkez binasında tanıtımı olacağı zaman; efendime söyleyeyim böyle tek kollu üzerinde kiraz, portakal ve muz resimleri bulunan kumar makineleri, sonracima rulet masaları, üzerinde “Silivri Belediyesi” logosu bulunan iskambil kâğıtları ve yine CHP logosu bulunan barbut zarları falan sergileriz diye yazmıştım.
Hatırladınız mı efendim?..
Ne kadar güzel olurdu…
Sayın Kılıçdaroğlu da açılış kurdelesini keserken Özcan Işıklar’ı öven ve göklere çıkartan bir konuşma yapardı.
Siz de “sen bizim medar-ı iftihatımızsın” diyerek sırtına şap şap vururdunuz.
Hatta açılış törenine Muharrem İnce bile gelirdi…
Baş destekçisi Özcan Işıklar’ı yalnız bırakmazdı.
Ne güzel değil mi efendim…
Ah Seyit Bey, var Seyit Bey…
Siz bu dediklerimi yabana atmayın efendim.
Mutlaka uygulayın….
Özcan Işıklar CHP’nin medar-ı iftiharıdır…
Yüz akıdır…
Haftaya hayırlısıyla 57. açık mektupta görüşmek üzere efendim.
Tavla bile oynarken aklınıza Özcan Işıklar gelsin…