Sevgili Silivrililer,

Bazı insanlara bazı elbiseler hiç yakışmaz.

Üzerine oturmaz...

Altı kaval üstü şişhane gibi durur...

Zorlama olduğu hemen kendini belli eder...

Sırıtır...


CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın talimatı doğrultusunda İstanbul’un CHP ilçe örgütleri sırayla Cumhuriyet Gazetesi önüne giderek “özgür basın nöbeti” tutmaya başladı.

İl Başkanlığı’ndan yazılı talimatı alınca Silivri CHP İlçe Örgütü de tıpış tıpış yollara düştü.

Ancak bana sorarsanız bugün Cumhuriyet Gazetesi önünde tutulan “özgür basın nöbeti” (!) Silivri İlçe Başkanı Suna Göçengil’e hiç yakışmadı.

Altı kaval üstü şişhane gibi oldu...

O nöbet, Göçengil’e uymadı...


Özgür basın nöbeti; Özcan Işıklar’dan aldığı emirle Silivri’de gazeteciler arasında ayırım yapan, ambargolar koyan, partinin basın bültenlerinin sadece Işıklar’ı destekleyen gazetecilere gönderilmesi, Işıklar’ı eleştiren gazetecilere gönderilmemesi için parti çalışanlarına talimat veren Suna Göçengil’e yakışmadı...

Özgür basın nöbeti; yine Özcan Işıklar’ın talimatıyla CHP’yi destekleyen gazeteciler arasında bile ayırım yaparak “bizim belediyemizin gazetesi Hürhaber’dir” diyerek bu işin iyice cılkını çıkartan, partili gençlerin yapmış olduğu yemek röportajlarına bile müdahale ederek "sadece Hürhaber'de yazacaksınız. Başka gazetelerde yazmayacaksınız" diyen Suna Göçengil’e yakışmadı...

Özgür basın nöbeti; CHP Silivri İlçe Başkanlığı görevi sırasında belediye başkanının adeta siyasi kuklası gibi davranan; neredeyse lavaboya giderken bile Işıklar’dan izin almadan adımını atamayan Suna Göçengil’e yakışmadı...

Özgür basın nöbeti; solculukla ilgisi ve alâkası olmayan, tüccar bir ailenin kızı olarak yetişen, kocası fabrikatör olan, geçtiğimiz yıl kendisi ile görüşmek üzere parti binasına gelen işçilerle görüşmekten kaçınan ve işçiler partiye girince apar topar polis çağıran Suna Göçengil’e yakışmadı...

Özgür basın nöbeti; kafa yapısı olarak asla özgür basından yana olmayan, ancak sadece fotoğraf çektirmek için taa Cumhuriyet Gazetesi’nin önüne kadar giden takiyyeci Suna Göçengil’e hiç ama hiç yakışmadı...
 
Hem de zerre kadar yakışmadı...


Sevgili Silivrililer,

Nöbet tutanların fotoğrafına baktığım zaman; gerçekten de her zaman özgürlükten ve demokrasiden yana olan bir İbrahim Çeşmecioğlu’nu ve bir Süheyl Kırkıcı’yı görüyorum.

O iki ismi bu tanımlamadan tenzih ediyorum...

Partinin ağabeyi konumunda olan Asım Kıyıcı’yı bu tanımlamadan tenzih ediyorum...

Tamamen ilkeleri doğrultusunda oraya giden Ahmet Yücegök'ü tenzih ediyorum...

Parti emekçisi Maksut Can’ı tenzih ediyorum...

Partinin hiçbir yönetim kademesinde görev almamasına rağmen sırf demokrasi ve özgürlük adına orada olan parti üyelerini tenzih ediyorum...

Bu isimlerin haricinde orada bulunan diğer parti yöneticileri için özel bir tanımlama yapmayacağım. Hemen hepsi parti görevi olarak kalkıp gitmişler.

Saygı duymak gerekiyor...

Ancak bugün tutulan “özgür basın nöbeti”ne Suna Göçengil’i zerre kadar bile yakıştıramadığımı belirtmeden geçemedim.

İçimde tutamadım...

Yazmadan edemedim...