Bizim toplumumuz, özellikle de Anadolu kesiminden gelen insanlarımız ağalık zihniyetinin kırıntılarını taşır. Haksızlıklar karşısında başkaldıranları fazla sevmezler. Sesini çıkarmayıp kafasını eğenleri, kötüye kötü demeyip her nabza ayrı şerbet vere

 

Bizim toplumumuz, özellikle de Anadolu kesiminden gelen insanlarımız ağalık zihniyetinin kırıntılarını taşır.

Haksızlıklar karşısında başkaldıranları fazla sevmezler.

Sesini çıkarmayıp kafasını eğenleri, kötüye kötü demeyip her nabza ayrı şerbet verenleri “efendi insan” olarak tanımlayıp, o kişilerin yanlış yapmayacaklarını zanneder bizim halkımız.

 

Silivri’de son 4 yıldır gazetecilik demeyelim de habercilik yapmaya çalışan bir arkadaşımız var.

Adı Yusuf…

Yusuf Eker…

Uzun yıllar elektrik idaresinde çalıştığı için genellikle “BEDAŞÇI Yusuf” olarak bilinir.

Bu arkadaşımız 4 yıl önce bir internet haber sitesi kurdu. Halen genellikle trafik kazaları ve cinayetlerle ilgili haberler yapıp yayımlar.

Efendidir…

Herkesle iyi geçinir…

Etliye sütlüye karışmaz…

Bir haksızlığa tanık olduğu zaman; o haksızlığı yapanlar, eğer güçlü insanlarsa, o kimselerle arası bozulmasın diye yapılan haksızlığı görmez ve haber yapmaz.

İdealist değildir...

Kendi menfaatini ön planda tutar...

İşte bu anlattıklarım, bizim toplumumuzun standartlarında “efendi insan” olarak kabul edilebilmek için yeterli olduğundan dolayı Yusuf da çevresi tarafından “efendi” olarak bilinir.

Haksızlıkları yazıp haber yapmadığı için, Silivri’de siyaset yaparak köşeyi dönen malum siyaset ağaları kendi menfaatleri açısından Yusuf’tan bir tehlike beklemezler.

O nedenle Yusuf’u sever ve kısmen desteklerler…

Aynı siyaset ağaları, kendi haksızlıklarını yazıp haber ve köşe yazılarına konu yaptığım için beni “tehlikeli insan” olarak görür ve sevmezler.

Ama Yusuf’u severler…

 

Yusuf, bilgisayar hilelerinden iyi anlar.

Dünyadaki bütün internet sitelerini okunma oranları açısından kıyaslayan alexa.com adında bir site vardır.

Yusuf’un sahibi olduğu, etliye sütlüye karışmayan bir internet haber sitesi olan sha’nın adını alexa’daki arama motoruna yazdığınız zaman Silivri’deki okunma oranları açısından en üst sırada görürsünüz.

Zaten kendisi de esnafı kapı kapı dolaşıp “en çok ben okunuyorum” der…

Peki bu doğru mudur?

Hayır değildir…

Çünkü alexa’nın, manipülasyona, yani dışarıdan müdahale edilerek yanıltılmaya müsait bir yapısı vardır.

Örneğin her ay para ödeyerek alexa’ya üye olanların tıklanma sayıları, para ödemeyenlere göre daha yüksek gösterilir.

Yine bilgisayar piyasasında sahte okuyucu tıklamaları satan bir çok şirket mevcuttur. Yani her ay 100 TL200 TL civarında bir para ödeyerek, istatistikler üzerinde kendinizi gerçekte olduğunuzdan çok daha fazla okunuyormuş gibi gösterebilmeniz mümkündür.

Bu bir hiledir…

Bu bir kandırmacadır...

Yusuf arkadaşımız ne yazık ki bunları yapmakta, ancak “efendi” görünüşünden dolayı toplumun bir kesimi tarafından “Yusuf öyle şeyler yapmaz” diye düşünülmektedir.

Efendi görünüşü insanları yanıltmaktadır…

Yine bu “efendi görünüşlü” Yusuf arkadaşımızın başka bir iddiası daha vardır.

Facebook ve twitter gibi sosyal medya üzerinden 30 bin civarında beğenisi olduğunu iddia etmektedir.

Kendisinin internet sitesinde ait olan facebook tanıtım sayfasına girdiğiniz zaman gerçekten de bu rakama yakın bir sayı göze çarpmaktadır.

Peki bu rakam doğru mudur?

Hayır değildir…

Ne yazık ki bu rakam da “efendi görünüşlü” Yusuf kardeşimiz tarafından okuyucularını kandırmak için tezgâhlanmış sinsi bir bilgisayar hilesinden ibarettir.

Peki o rakam orada nasıl gözükmektedir?

Şöyle olmaktadır…

İnternet sitelerine yönelik destek hizmetleri veren birçok şirket 100 TL, 200 TL, 300 TL gibi ödemeler karşılığında sahte okuyucu beğenileri satmaktadır. O şirketleri bu rakamları ödediğiniz zaman anından 5 bin - 10 bin yeni beğeni tıklaması almış gibi gözükmektedir. Bu sayede insanları kandırabilmeniz mümkündür.

Kaldı ki “efendi görünüşlü” Yusuf kardeşimiz de Silivri’nin çevresindeki bir takım Trakya ilçelerinde bulunan amatör internet sitelerine para karşılığı bu tür hizmetler (!) vermektedir.

“Efendi görünüşlü” Yusuf kardeşimiz, internet sitesi için reklam istemeye gittiği yerlerde “..abi en çok ben tıklanıyorum. Alexa rakamlarına baktığınız zaman Silivri’deki haber siteleri arasında en yukarıda ben görünüyorum. Facebook ve Twitter gibi sosyal medya üzerinde en çok beğeniyi ben alıyorum. 20 bin beğenim var… 30 bin beğenim var… Silivri Belediyesi’nin yaptırmış olduğu ankette en çok okunma oranı benim üzerimde gözüküyor..” diyerek gerçek olmayan bilgiler vermektedir…

Hemen arkasından da “teşekkürler Silivri” diye haber yapmaktadır…

 

Ha gelelim Silivri Belediyesi’nin anket mevzusuna…

Niçin o ankette ulusal medya tarafından akredite edilen tek yerel basın organı olan supersilivri.com en çok okunuyor gözükmüyor da sha gözüküyor?

Silivri Belediyesi’nde ipin ucu kaçmış durumda. Bu tür işleri at kuyruklu Tavuk Ömer yönlendiriyor. Kendisi hakkında yazı yazdığım için sahte ve hileli anketlerde benim okunma oranlarımı gizliyor ve “efendi görünüşlü” olan Yusuf’u ön plana çıkartıyor.

Mesele bu kadar basit…

Ha bu arada Nurullah Baldöktü gibi “aman belediye ile iyi geçineyim” telaşında olan ve Silivri’de yaptırmış olduğu inşaatlarda sürüyle açığı olan işadamları da belediye ile daha yakın gibi görünmeye çalışan “efendi görünüşlü” Yusuf’a inanıp reklamlarını ona veriyor.

Çünkü “efendi görünüşlü” Yusuf kardeşimiz, kendisine gidip “..Belediye Başkanımız basına kriter koydu. Sadece Hürhaber ve ben bu kriterin içerindeyiz..” şeklinde yanlış bilgi vererek bu işadamının belediyeye paralel çalışma düşüncesini istismar etmektedir.

Özcan Işıklar'ın basına kriter koyduğu doğrudur. Ancak bu kritere uygun olan 6 ayrı basın kuruluşu olmasına rağmen “efendi görünüşlü” Yusuf kardeşimiz reklam verenlere yalan söyleyerek sadece kendisini ve anlaşmalı olduğu Hürhaber’i kriterin içerisinde gibi göstermeye çalışmaktadır.

 

Sevgili Silivrililer,

İşte ilk bakışta “efendi” gibi görünen bu insan, bazı hileli bilgisayar programları vasıtasıyla, manipüle edilmiş anketlerle ve bunun gibi fırıldaklarla sizleri bir güzel kandırıp duruyor.

Bu arkadaş “efendi” gözüktüğü için de toplum kendisine inanıyor…

 

Zaman zaman hiç beklemediğimiz kimselerin yaptıkları hayret verici olaylarla karşılaşırız. Ve hemen “ya çok efendi bir insandı nasıl yaptı inanamıyorum” deriz…

İşte bütün bu hatalar görünüşe aldanmamızdan kaynaklanmaktadır.

Sinsi insanlar her zaman “efendi” görünürler