Siyaseti vatan için, millet için, toplumu mutlu edebilmek için yapan insanları mumla arar olduk. Maalesef günümüzde siyaset; maddi durumunu düzeltmek için, kalkınmak için, ikbal elde etmek için hatta hırs ve intikam için yapılıyor. İşte size taptaze bir

Siyaseti vatan için, millet için, toplumu mutlu edebilmek için yapan insanları mumla arar olduk.

Maalesef günümüzde siyaset; maddi durumunu düzeltmek için, kalkınmak için, ikbal elde etmek için hatta hırs ve intikam için yapılıyor.

İşte size taptaze bir örnek sunuyorum.

Üstelik kapı gibi de belgesiyle birlikte...

Selami Değirmenci, Silivri'de üç dönem üst üste toplam 15 yıl belediye başkanlığı yaptı.

Koltuğa o kadar alışmıştı ki; onu adeta babasının malı gibi görüyordu. Vay efendim yan baktın, yok yanımdan geçerken kaşını kaldırdın, markette alışveriş yaparken sepetin sepetime sürttü gibi gerekçelerle insanlara tekme tokat saldırıyor ve şımarıklığın daniskasını yapıyordu.

Peki daha sonra ne oldu?

CHP kendisini bir daha aday göstermedi.

2004 seçimlerini (maalesef) AK Parti adayı Hüseyin Turan kazandı.  Ancak Silivri halkı Hüseyin Turan'dan memnun kalmadı. 2009 seçimlerinde oylar yeniden CHP'ye verildi.

Bu seferki belediye başkanı, Değirmenci döneminde Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Özcan Işıklar'dı...

Demokrasilerde böyle şeyler olabilir.

Hatta olmalıdır da...

Hiçbir makam ve hiçbir görev; hiç kimsenin babasının tapulu malı değildir.

Silivri Belediye Başkanlığı koltuğu da Selami Değirmenci'nin tapulu malı değildir.

Özcan Işıklar da yapar...

Bir başkası da yapar...

Gerekirse ben de yaparım...

Şimdi isterseniz sadede gelelim.

Selami Değirmenci, Özcan Işıklar'ın belediye başkanı seçilmesini bir türlü hazmedemedi.

Arkasından konuştu; yok efendim AK Parti'ye geçeceğini iddia etti, CHP içerisinde bazı partilileri Işıklar'a karşı kışkırtmaya kalktı.

Haset diye tabir ettiğimiz duyguların neredeyse bütün örneklerini gösterdi.

Ve geçtiğimiz günlerde nihayet gerçek niyetini itiraf ortaya döken bir davranışa imza attı.

Yani pişti oldu...

Yakalandı...

Popüler bir sosyal iletişim platformu olan Facebook'ta çoğumuzun kişisel sayfası vardır. Değirmenci'nin de kişisel bir Facebook sayfası var.

Ve 25 Şubat 2013 Pazartesi günü buradan yapmış olduğu bir paylaşım ile altına yazmış olduğu yazı dikkatimi çekti.

Paylaştığı fotoğrafta bir kurt görülüyor. Ve altında da "Çakal sürüsü, kurdu pusuya düşürünce, kurt nasıl kurtulacağını değil, öcünü nasıl alacağını düşünür" yazıyor.

Benzetmeye bakar mısınız?

Kendisini kurt, şu anda Silivri'yi yöneten partili arkadaşlarını da çakal sürüsü olarak görüyor.

Devam ediyoruz efendim...

Bu fotoğrafın altında çeşitli yorumlar var. Örneğin Gazeteci İrfan Ermiş, "Başkanım ben anladım" yazmış.

Değirmenci de hemen bu yazının altına "Aynen öyle İrfan Beyciğim" yazarak cevap vermiş...

Öc alma beklentisini kabul etmiş...

Sevgili Silivrililer,

Buyurun buradan yakın...

Kim, kimden, neyin öcünü alıyor?..

Hırsa, ihtirasa, kine, husumete ve düşmanlık duygusunun yoğunluğuna bakar mısınız?

Velhasılkelâm...

Selami Değirmenci'nin yürüttüğü mücadelenin ne Silivri ile, ne Silivri'nin geleceği ile, ne de hizmet aşkı ile alakası var.

Değirmenci, intikam ve öc alma peşinde...