CHP Silivri çok yanlış yönetiliyor... Ve hatta istismar ediliyor...

Nasıl ki insan vücuduna virüs girdiği zaman sağlık sistemi bozuluyorsa siyasi partilere de virüs girdiği zaman ahenk bozuluyor.

Silivri CHP'deki virüsün adı "Özcan Işıklar Virüsü"...

2009 ila 2019 yılları arasındaki Işıklar'ın belediye başkanlığı döneminde "Yağma Hasan'ın Böreği Belediyeciliği" sistemi uygulandı. Yani belediye bütçesi israf edildi. Birileri kalkındı ve zenginleşti... Bazıları da fakirken belediye imkanları ile ortahalli oldu... Sınıf atladı...

Şimdi o insanlar yeniden aynı sistemin gelmesini arzuluyor... İşte bu nedenledir ki; Silivri CHP'de belli bir grup Özcan Işıklar'ın yeniden belediye başkanı olması için çaba gösteriyor.

Eski ilçe başkanı Suna Göçengil; Özcan Işıklar'ın kişisel siyasi menfaatlerine göre partiyi yönetiyordu. İlçe başkanı olarak parti içerisinde Işıklar'a rakip yetişmemesi için çeşitli tedbirler alıyordu. Bu tedbirler kendilerine kısa vadede menfaat sağlıyor, ancak CHP'ye uzun vadede yara veriyordu. Nitekim oluşan tepkiler dolayısıyla 2019 seçimlerinde belediyeyi kaybettiler.

Şimdiki ilçe başkanı Berker Esen de yine Işıklar'ın kişisel siyasi menfaatlerine göre partiyi yönetiyor.

Peki bunu nasıl yapıyor? Somut örnekler verelim...

Bora Balcıoğlu, Işıklar'a parti içerisinde rakip olmuştu. Partinin sosyal medya sayfalarından yapılan paylaşım fotoğraflarında Balcıoğlu'nu kırpıyorlardı... Ben bu durumu birkaç kere üst üste yazı konusu haline getirince bir daha yapamadılar. (Aynı şeyi kısmen Melih Yıldız'a da yapmaya çalıştılar) Partinin değerleri ile kurulması gereken ilişkiler; CHP'nin menfaatlerine göre değil, Özcan Işıklar'ın menfaatlerine göre yürütülüyor...

Atatürkçü Düşünce Derneği her dönem "CHP'ye olan yakınlığıyla" bilinir. ADD üyeleri genellikle CHP'ye oy verir. Ancak Silivri ADD Başkanı ve aynı zamanda eski bir CHP üyesi olan Nilgün Karataş, Işıklar'ın belediye başkanlığı döneminde kendisini eleştirdiği ve CHP içerisinde "Işıklar muhalifi" olarak bilindiği için Karataş'a ve diğer ADD yöneticilerine karşı siyasi bir kin tutuldu ve CHP etkinliklerine davet edilmediler. Bu davranış; Işıklar'ın lehine ancak CHP'nin aleyhineydi... Yani, sivil toplum örgütleri ile olan ilişkiler partinin menfaatine değil; Özcan Işıklar'ın menfaatine göre yürütülüyor...

Lütfü Ertürk'ü hepiniz tanırsınız... Silivri hikayeleri yazıyor ve Silivri hikayeleri üzerine kitaplar yayınlayarak gelecek kuşaklara kalıcı eserler bırakıyor. Ertürk, Işıklar'ın belediye başkanlığı döneminde kendisini eleştirirdi. O nedenle geçtiğimiz aylardaki kitap lansmanına CHP ilçe Başkanı Berker Esen ve ilçe yöneticileri katılmadı. Yerel sanatçılarla ve gazetecilerle olan ilişkiler, partinin menfaatine göre değil, Özcan Işıklar'ın menfaatine göre yürütülüyor...

Suna Göçengil'in ilçe başkanlığı zamanında; Işıklar'a muhalif olan partililerin parti kimlikleri verilmedi. Bu kimlikler daha sonra çöp kutularında bulundu... Üyelerle kurulan ilişkiler; partinin menfaatlerine göre değil, Özcan Işıklar'ın menfaatlerine göre yürütülüyor...

Şimdi Berker Esen'in tepesinde "İlçe Sekreteri" sıfatı ile benim kendisine "Lâlâ İbrahim Paşa" sıfatını takmış olduğum İbrahim Kömür adlı ağzı bozuk bir adam var.

Peki ne yapıyor İbrahim Kömür?

Esen'in tepesinde hapishane gardiyanı gibi dikilerek partinin Özcan Işıklar'ın menfaatlerine göre yönetilmesini sağlıyor. Parti içerisinde sıklıkla yalan söylemesiyle tanınan, herkese bağıran çağıran ve 66 yaşında olmasına rağmen kendisine olan saygının giderek azaldığı bir adam...

CHP Silivri İlçe Örgütü'nde Özcan Işıklar taraftarı olmayan partililer ayak oyunları ve siyasi hilelerle uzaklaştırıldı. Parti giderek küçüldü... "Özcan Işıklar Menfaat Grubu"nun babasının çiftliği haline getirildi...

Özcan Işıklar, gerek bizzat gerekse Lâlâ İbrahim Paşa aracılığıyla Esen'e sıklıkla müdahale ediyor. Hatalı kararlar aldırıyor. CHP içerisinde barış değil kavga ve gerginlik ortamı oluşuyor.

Adeta siyasi bir kanser gibi partiyi saran bu "Özcancılık" Silivri'de CHP'ye çok büyük zararlar veriyor ve vermeye de devam ediyor...