Sevgili Silivrililer,
Sizlerden rica ediyorum; şimdi lütfen bu yazıyı elimizi vicdanımıza koyarak okuyalım.
Siyaseti, sağcıyı, solcuyu, Özcancıyı, bilmem kimciyi bir kenara bırakalım ve elimizi vicdanımıza koyarak yazıyı okuduktan sonra aklımızla ve mantığımızla bir değerlendirme yapalım.
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın siyasi menfaatleri gereği Fetullah Gülen Cemaati ile yakın ilişkide olduğunun ortaya çıkması ve yerel basın tarafından bu yakınlığının üzerine gidilmesi Işıklar’ı fevkalade rahatsız etti.
Çeşitli sosyal medya paylaşımları ile gazetecilere hakaretler eden Işıklar, bir taraftan da “Ben Atatürkçüyüm, nasıl Fethullahçı olabilirim” şeklinde kelime oyunları yaparak kendini savunmaya başladı.
Bu konuyla ilgili ayrıntılı açıklamalara geçmeden önce Işıklar’ın yapmaya çalıştığı kelime oyununu tarif etmek istiyorum.
Takdir ederdiniz ki; “Fetullahçı olmak” başka bir şey, kişisel menfaatleri gereğince Fetullah Gülen Cemaati ile işbirliği yapmak başka bir şey.
Fetullahçılar; kafa yapıları gereğince dini hassasiyetleri yüksek, şeriata meyilli ve tamamen cemaate teslim olmuş insanlardan oluşuyor.
Özcan Işıklar bir kere kafa yapısı olarak kesinlikle Fetullahçı değil...
Ancak bir de Fetullahçı olmadığı halde; kendi kişisel ve siyasi menfaatleri gereğince bu cemaatle işbirliği yapanlar var.
İşte Işıklar, bu ikinci gruba giriyor...
Hangi davranışları sebebiyle ikinci gruba girdiğini, bu davranışların somut örneklerini aşağıda tek tek açıklıyorum.
Işıklar’ın yapmaya çalıştığı kelime oyunu da işte burada ortaya çıkıyor.
Işıklar’ın Fetullahçı olmadığını, sadece kişisel menfaatleri gereği cemaatle işbirliği yaptığını anlatıyoruz. Ancak o hala “ben Fetullahçı değilim” diye kelime oyunu yapmaya devam ediyor.
Evet...
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, 8 Ağustos 2016 Çarşamba günü sabahın 06:14’ünde, şahsına ait olan facebook hesabı üzerinden bir paylaşımda bulundu.
Paylaşım aynen şu şekilde (imla hataları kendisine aittir) :
Edirne belediye başkanı arkadaşım Recep Gürkan a yapılan FETÖ yakıştırmasını kınamaya gittiğimiz gün ALLAH YAKIŞAN İFTİRADAN KORUSUN demiştim...Bu gün de bana yapmaya çalışmışlar... ne kadar zavallı bir durum...Bu iftira ömrü Demokrasi ve Cumhuriyet değerlerini savunmakla geçmiş 8 yıldır halkının önünde olan bir belediye başkanına da hiç yakışmadı..İftira atacaksanız Atatürkçü deyin Demokrat deyin Laik deyin.....bu deyimler de bir kaç yıl öncesine kadar sizin için iftira sebebiydi ama onlar bize çok yakışıyor....
Sevgili Okuyucularım,
Bir gazetecinin görevi araştırmacı ve sorgulamacı olmaktır.
Şimdi ben de kendisinin bu paylaşımında tarif ettiği Özcan Işıklar ile bizzat kendi gözlemlediğim Özcan Işıklar’ı sizlerin huzurunuzda karşılaştırmak istiyorum.
Ne diyor paylaşımında Işıklar?
“...Bu iftira ömrü Demokrasi ve Cumhuriyet değerlerini savunmakla geçmiş 8 yıldır halkının önünde olan bir belediye başkanına da hiç yakışmadı...”
Peki o zaman sormazlar mı ömrü demokrasi ve cumhuriyet değerlerini savunmakla geçmiş belediye başkanına; 2009 yılında göreve geldikten sonra, Silivri’deki bilinen cemaat temsilcileri ile birlikte HEM DE DEFALARCA Türki cumhuriyetlerdeki cemaat okullarında ne işin vardı diye...
Atatürkçü belediye başkanının oralarda hem de defalarca ne işi vardı?
Ömrü demokrasi ve cumhuriyet değerlerini savunmakla geçmiş CHP’li belediye başkanına soruyorum; Silivri’deki Fatih Koleji binasında geceleri yapılan toplantılarda ne arıyordun?
Ne işin vardı orada güzel kardeşim?..
Orada Atatürk’ü mü anlatıyorlardı?
Ömrü demokrasi ve cumhuriyet değerlerini savunmakla geçmiş CHP’li belediye başkanına sormaya devam ediyorum; yüksek lisansını nerede yapıyordun?
Hangi kapatılan üniversitede?
Sakın Fatih Üniversitesi’nde olmasın...
Ömrü demokrasi ve cumhuriyet değerlerini savunmakla geçmiş CHP’li belediye başkanına yine sormaya devam ediyorum; Fatih Üniversitesi, kapatılana kadar hafta sonlarında Silivri'de yüksek lisans eğitimi veriyordu.
Peki bu eğitim için hangi bina kullanılıyordu?
Sakın Silivri Belediyesi binası olmasın...
Ömrü demokrasi ve cumhuriyet değerlerini savunmakla geçmiş CHP’li belediye başkanına yine sormaya devam ediyorum; kızını, üniversiteye hazırlanırken hangi dershaneye gönderdin?
Sakın Fetullahçı dershane olmasın...
Senin gibi ömrü demokrasi ve cumhuriyet değerlerini savunmakla geçmiş bir adamın kızının Fetullahçı dershanede ne işi var?
Orada da Atatürk’ü mü anlatıyorlardı?
Bu işte bir gariplik yok mu?..
Peki cemaatin Silivri’deki en bilinen en meşhur abisinin kuyumcu dükkanının açılışını; işini gücünü bırakıp taa İstanbullar'a kadar gitmek suretiyle sen yapmadın mı?
Ben mi yaptım?..
Ömrü demokrasi ve cumhuriyet değerlerini savunmakla geçmiş CHP’li belediye başkanına yine sormaya devam ediyorum; Silivri’de 2010 ila 2015 yılları arasında görev yapan ve şu anda FETÖ soruşturması kapsamında açığa alınan Cumhuriyet Savcısı C.D. ile ne kadar samimiydin?
C.D.’nin eşine belediyenin imar servisinde iş ve görev vermedin mi?
Sadece bu kadar mı?
Değil tabi ki...
Yine Silivri’de 2010 ila 2015 yılları arasında görev yapan ve şu anda FETO soruşturması kapsamında tutuklu olarak cezaevinde bulunan bir başka Cumhuriyet Savcısı B.Ö.’nün elinde seninle ilgili “rüşvet” ve “irtikap” iddiaları içeren bir dosya vardı?
O dosyaya ne oldu?..
Ömrü demokrasi ve cumhuriyet değerlerini savunmakla geçmiş CHP’li belediye başkanına yine sormaya devam ediyorum; Yörünge Gazetesi’nin internet sitesinde, 28 Mart 2014 tarihinde, yani yerel seçimlerden iki gün önce bir ses kaydı yayımlandı. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile Gülen Cemaati’nin Silivri’deki bilinen isimleriyle yapıldığı iddia edilen görüşmede Işıklar, “..Böyle bir görev olursa hiç kimseye hesap vermeden..” şeklinde konuyu yüklem kelimesi ile bitirmeden direk konudan konuya geçen karışık bir cümle kullandı. Konuşmanın ilerleyen bölümlerinde cemaat oylarına ihtiyacının olduğunu söyledi.
Bu ses sana ait değil mi?
Orada ne işin vardı?
Kimden ne görevi istiyordun?
Orada da Atatürk’ü mü konuşuyordunuz?
O insanları da Atatürkçü olmaları için ikna etmeye mi çalışıyordun?
Sevgili Silivrililer,
İnanın ki bu kadar değil.
Daha çok var...
Ömrü demokrasi ve cumhuriyet değerlerini savunmakla geçmiş CHP’li belediye başkanına hala sormaya devam ediyorum; FETÖ ile ilişkisi olduğu iddiası ile Bakanlar Kurulu kararı ile kapatılan Avrasya İşadamları Derneği üyesi işadamlarını Silivri'ye davet edip, Silivrili işadamlarıyla 2012 yılı Ramazan ayında bir iftar yemeğinde bir araya getirip tanıştırmadın mı?
Bu da mı tesadüf?
Kaldı ki bu insanları ben tanımıyorum. Cemaatle ilişkileri var mı yok mu bilmiyorum. Ancak resmi evraklar olduğunu iddia ediyor.
Ömrü demokrasi ve cumhuriyet değerlerini savunmakla geçmiş CHP’li belediye başkanına inadına sormaya devam ediyorum; geçtiğimiz Pazartesi günü Silivri Belediyesi binasındaki makam odanda bulunan muhtarlara hitaben yaptığın bir konuşma sırasında, belediyedeki Fetullahçılar'ın bildirilmesi için resmi yazılar geldiğini ancak senin personeline "ispiyonculuk yapmayın, sakın bildirmeyin" dediğin ve muhtarlara da övünerek bunu anlatan bir konuşma yaptığın iddia ediliyor.
Bu konuda da senin hakkında soruşturma başlatılmadı mı?..
Sevgili Silivrililer,
"Fetullahçı" dediğimiz bazı insanların dini hassasiyetlerinden, yine bazılarının iyi niyetlerinden ve saflıklarından dolayı aldatılarak kandırılmalarını anlayabilirim.
Ancak ömrü demokrasi ve cumhuriyet değerlerini savunmakla geçmiş ve Atatürk’ü ağzından eksik etmeyen CHP’li bir belediye başkanının; cumhuriyet ve demokrasi için ne kadar tehlikeli olduklarını bile bile, sırf kendi şahsi ve siyasi menfaatleri için bu insanlarla yoğun derecede işbirliğine girmesini Atatürk'e yapılan bir ihanet olarak kabul ediyorum.
Nerede FETÖ bağlantısı varsa Özcan Işıklar oradan çıkıveriyor.
Bunları araştırmak ve sorgulamak bizim görevimiz değil mi?
Bu konuları araştırıp kurcaladığımız için başta ben olmak üzere yemediğimiz küfür ve hakaret kalmadı...
Bu “Atatürkçü” Özcan Işıklar’ı, bu işine geldiği zaman öyle işine geldiği zaman böyle olan kurnazların kurnazı insanı; siz saygıdeğer Silivri halkının aklına, mantığına ve vicdanına havale ediyorum...
