Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ve CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili Süleyman Çelebi, bir süre önce kongreyle yeni göreve gelen Alevi Kültür Derneği Silivri Şubesi Başkanı Coşkun Aksoya hayırlı olsun ziyaretinde bulundular. CHP Silivri İlçe Başkanı Mümin Tuğlu, İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri, CHP İstanbul İl Yöneticileri, İlçe Gençlik Kolu Başkanı Anıl Onur ve yönetimi, İlçe Kadın Kolu Başkanı Nazan Kaçar ve yönetimi ile Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Silivri Şube Başkanı Tamam Köroğlu da ziyarette yer aldılar.
İl Başkanı Salıcı özellikle Cemevi gündeme geldiğinde engellemelerin yaşandığını, kendilerinin Anayasada da yer aldığı şekliyle inanç özgürlüğünden yana olduklarını ifade etti. Ziyarette barış sürecini de eleştiren Salıcı, Trakya, Ege, Akdeniz, Marmara, İç Anadolu, Doğu Anadolu, Karadeniz ve CHP hep birlikte evet demelidir. Tüm bölgelerdeki insanların içine sinmeyen bir süreç tamamlanamaz. Bu sadece Türkiyenin belirli bir kesiminde yürütülebilecek bir süreç değildir dedi.
SALICI: DARBECİLERLE ORTAK NOKTAMIZ YOK Kİ
Bizim darbecilerle bir ortak noktamız var mı? Mümkün değil. Bunlardan en büyük darbe yiyen, işkencelerden geçen bizleriz. Bu dava gerçekten bir darbe davası ise bunu aleni ve şeffaf bir şekilde yapın ki tüm toplumda bunlarla hesaplaşsın. Bu ülkede bir davayı 5 yıl sürdürürseniz, işin içine Türkan Saylanı da katmaya kalkarsanız, işin içine bu konuların akıllarından dahi geçmediği belli olan bilim insanlarını, başka kesimleri katmaya çalışırsanız, bu davayı sulandırmak anlamına gelir. Siz bir sorunu çözmek istiyorsanız, öncelikle toplumsal güveni inşa etmelisiniz.
HÜKÜMET BU KONUDA SABIKALIDIR
Şimdi de ortada bir barış sürecinden bahsediliyor. Ama yürüdüğünüz yol amaca uygun değil ki. Diğer bir konu, hükümetin bu konuda bir sabıkası var. Oslo süreci yürütüldü mü? Evet yürütüldü. Kamuoyuna sızdı mı? Sızdı. Genel Başkanımız böyle bir süreç olduğunu söyleyince Başbakan çıkıp da Bunu yapan şerefsizdir dedi mi? Dedi elbette. Şimdi sen bunları yaşattın bu ülkeye ve bu süreci yaşatman konusunda da elbette ki sabıkan söz konusu. Doğal olarak CHPliler de senin bu süreci toplumsal barışı sağlayacak şeklinde yürüteceğine dair şüphe duyuyor.
TRAKYA EVET DEMEDEN SORUN ÇÖZÜLMEZ
Yaptığın görüşmelerden kimsenin haberi yok. Bir takım heyetler gelip gidiyor. Yani şu o kadar açık ki; Bu ülkede Kürt sorunu çözülecekse Trakya, Ege, Akdeniz, Marmara, İç Anadolu, Doğu Anadolu, Karadeniz ve CHP hep birlikte evet demelidir. Tüm bölgelerdeki insanların içine sinmeyen bir süreç tamamlanamaz. Bu sadece Türkiyenin belirli bir kesiminde yürütülebilecek bir süreç değildir. Çünkü yaşanan can kayıpları sadece Türkiyenin bir kesiminde yaşanmadı. Bütün canlar aynı derecede kıymetli.
KİM BU AKİLLER?
Akil Adamlar da bizim önerimizdi. Ama şu anda AKPnin sadece kendine yakın ve yandaş gördüğü kesimlerden yarattığı şekliyle değil. TBMMde bir komisyon kurmak ve süreci buradan yönetmekti. Şimdi bakıyorsunuz, toplumda biraz popüler, biraz güzel türkü söyleyenler akil oluyor. Bu nasıl iş anlayamadık.
BAŞBAKANA GÜVENMİYORUZ
Bizim açıkçası Sayın Başbakana bu süreçte güvenimiz yok. Bir alış veriş davasında olduğu kanaatini taşıyoruz. Ama bu bizim, Kürt sorununun çözülmesine dair olan inancımızı değiştirmiyor. Yıllarca bu ülkede Kürt denemedi. Bakın yanı başımızda ne var? Duvar Duvara duvar dememeniz onun duvar olduğu gerçekliğini değiştirir mi? Değiştirmez. İsterseniz kapatalım ışığı karanlıkta yürüyelim bakalım kafamızı duvara vuruyor muyuz vurmuyor muyuz? Şimdi Kürt olayı CHPnin girişimleriyle bir noktaya geldi. Sen kabul etmesen de bu toplum var.
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜNDEN YANAYIZ AMA
Alevilik konusunda da durum aynı. Biz İBB Meclislerinde eğer bir yere ibadethane yapılacaksa karşı çıkmıyoruz. Cami, Kilise, Cemevi olur İşin içine Cemevi girdi mi zorluklarla karşılaşıyorsunuz. Biz CHP olarak, Anayasada da yer aldığı gibi inanç özgürlüğünü savunuyoruz. Peki, neden yok? Şimdi diyoruz ki toplumsal barış sağlansın. Barış, Alevi yurttaşlarımız kendi haklarını aldıkları zaman da sağlanır. İşte olayın sadece Kürt değil Alevi boyutu da var. Bu ülkede herkesin birinci derece vatandaş olarak yaşama hakkı var ve biz bunu istiyoruz.