Sevgili Okuyucularım,

9 günlük bayram tatilinden çıktık.

Bayramda yazı yazmadım. Böylece beynimi de biraz olsun dinlendirmiş oldum.

Ancak tatil bitti ve çalışma hayatı başladı. Yine Silivrimiz’in sorunlarıyla kafa yormaya devam ediyoruz.
 


Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar tarafından yasadışı yöntemlerle satıldığı ortaya çıkan 36 adet belediye gayrimenkulüyle ilgili olarak her geçen gün yeni gelişmeler ortaya çıkıyor.

Ancak konuya girmeden önce bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum.

Farkında mısınız; Silivri’deki yerel siyasetçiler bu olayın üzerine gitmemeyi tercih ediyor.

Farkında mısınız; normal şartlar altında AK Partililer'in kıyametleri kopartması gerekirken ilçe başkanı dahil neredeyse tamamı sessizliğe gömüldü.

Farkında mısınız; sanki olayın üzeri kapatılmak isteniyor.

Evet, aynen öyle Silivrili siyasetçiler sanki elbirliği yapmışçasına bu olayı kapatmak ve unutturmak istiyor.

O halde biz gazeteciler inadına inadına konuyu gündemde tutarak kaşıyalım.
 

Sevgili Silivrililer,

Olay neydi?

Silivri Belediyesi tarafından 2009 ila 2014 yılları arasında 18. madde uygulanması sonucunda kamuya terk edilen alanlara yasaya aykırı bir şekilde arsa statüsü verilerek satışı yapılmıştı.

Uyanık geçinen Özcan Işıklar, bu konuyla ilgili dosyayı kendisi imzalamamış ve izne çıkarak dönemin CHP’li Belediye Meclis Üyesi ve Belediye Başkanı Vekili Suna Göçengil ile sırasıyla başkan vekili olarak bıraktığı diğer meclis üyelerine imzalatmıştı.

Nurullah Baldöktü gibi “hayırsever” işadamları başta olmak üzere birçok yatırımcı bu arsaları almış ve alır almaz da her ihtimale karşı diyerek üçüncü kişilere kağıt üzerinde yeniden satış yapmıştı.

AK Partili Silivri belediye meclis üyeleri konuyu idare mahkemesine götürmüş ve İstanbul 5. İdare Mahkemesi tarafından satışlar iptal edilmişti.

Özcan Işıklar, mahkeme kararına rağmen yeni satışlar yapmaya devam etmişti.

Silivri Belediyesi avukatlarının itirazı üzerine dosyayı inceleyen Danıştay 8. Dairesi, iptal kararını yerinde bularak onamıştı.

Yani, satışların usulsüz olarak ve yasa dışı bir şekilde yapıldığı yüksek yargı kararı ile de kesinleşmişti.

 
Sevgili Silivrililer,

İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nin iptal kararına rağmen Özcan Işıklar’ın, başta “hayırsever” işadamı Nurullah Baldöktü olmak üzere birçok kişiye bu arsaları satmaktaki ısrarını ve inadını; yine bu ısrarı sonucunda  yasalarla başının derde girme ihtimaline karşılık dosyayı kendisinin imzalamaması ve başkan vekillerine imzalatmasını da takdirinize sunuyorum.

Aynı şekilde Baldöktü gibi “hayırsever” bir işadamı başta olmak üzere, bu arsalardan üçer beşer kapar gibi satın alan birçok kişinin; sanki olacakları tahmin etmiş gibi arsaları alır almaz üçüncü kişilere kağıt üzerinde satış yaparak söz konusu arsaların belediye envanterine geri dönmesinin önüne barikat çekmeye çalışmasını da bir kez daha altını çizerek hatırlatıyorum.

Anlaşılan o ki birileri bu işten iyi para kazanmayı ümit etmiş...
 
Diğer taraftan bütün bunların yanına elinde bulunan üç beş kuruş birikmişini değerlendirmek amacıyla söz konusu arsalardan birer adet alan küçük yatırımcılar var.

Nurullah Baldöktü gibi “hayırsever” işadamları ne yapar eder bu işten kârlı çıkmasını bilir.

Ancak elindeki üç kuruş birikimiyle tek bir arsa almaya gücü yeten ve üçüncü kişilere devir falan gibi katakulli işleri düşünemeyen masum yatırımcılar ne olacak?

Bu insanların çoluk çocuklarının ahı Özcan Işıklar’ın üzerinde kalmayacak mı?