TED Üniversitesi (TEDÜ) bünyesinde faaliyet gösteren Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Merkezi, flört şiddeti farkındalığı konusunda güncel bir araştırma gerçekleştirdi. 273 kadın, 78 erkek olmak üzere toplam 351 TEDÜ öğrencisinin katıldığı araştırma sonuçları umutla dolmama sebep oldu.

Neden mi?

Çünkü günümüzde birtakım davranışların toplumda kanıksanması sonucu maruz kaldığımız davranışları çoğu zaman psikolojik şiddet olarak tanımlamakta güçlü çekiyor; hatta geç kalıyoruz… Normali bu diyoruz… Halbuki değil.

Şiddet yalnızca fizikselmiş gibi düşünüyoruz; dolayısıyla ilişki içerisinde karşı karşıya olduğumuz psikolojik, cinsel ya da sosyal flört şiddetini fark etmiyoruz.

Araştırmanın sonuçlarına göre her 4 erkek üniversite öğrencisinden 3’ü cinsellik konusunda ‘hayır’ cevabını kabul etmemenin ve ikna etmeye çalışmanın flört şiddeti olduğunu düşünüyor. Bu oran yüzde 74,4’e tekabül ediyor. Kadın öğrenciler de ise bu oran yüzde 97,8.

Bas bas bağırdığımız “hayır hayırdır” görüşünün yayılmaya başladığını ve “evlilik içi tecavüz yoktur” diye bile düşünen insanların olduğu bir toplumda bu görüşün karşılık bulmaya başladığını görmek ne güzel.

Bunun yanı sıra, TED Üniversitesi Araştırma Görevlisi Tuğçe Çetinkaya’nın belirttiği üzere; araştırma sonucuna göre, kıskançlık davranışı ‘sevgi’ kavramıyla en az ilişkilendirilen iki kavramdan biriymiş. Bu sonuç beni ayrıca mutlu etti. Kıskançlık bahanesi altında işlenen cinayetleri düşünürsek “Seven kıskanır” klişesini yıkmaya başladığımızı görmek ne güzel!

Toplum tarafından kanıksanmış düşünceler yüzünden kıskançlığı ve dolayısıyla içinde bulunduğumuz sosyal flört şiddetini ve söz konusu şiddetin boynumuza geçirdiği görünmez zinciri görmüyoruz. Sevmek; aşkı pranga etmek demek değildir. Sevmek; birinin sahibi olmak hiç değildir.

Unutmayın;

Deneyimlediğiniz hiçbir şiddeti hak etmediniz.

Hayır, herkesin başına gelmiyor.

Şiddeti hiçbir gerekçe meşrulaştırmaz.

Hayır, seven insan böyle yapmaz.

Sevgi kıskançlık krizine sokmaz; sevgi bunaltmaz; sevgi acıtmaz; sevgi öldürmez.