Toğan: Koordineli çalıştık Toğan: Koordineli çalıştık

CHP'li Silivri Belediye Meclis Üyesi Hatice Gözen, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Gözen, mesajında şu ifadeleri kullandı:

Siyaset, toplumun geleceğini belirleyen en güçlü araçlardan biri. Ama yıllardır erkek egemen bir alan olarak görüldü, kadınların siyaset sahnesinde güçlü bir şekilde yer almasının önüne türlü engeller koyuldu. Oysa toplumun yarısını kadınlar oluşturuyorsa, karar alma mekanizmalarında da eşit şekilde temsil edilmeleri en temel demokratik gerekliliklerden biridir. İşte tam da bu yüzden, 15 yıldır Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında aktif siyasetin içinde yer alan bir kadın olarak, kadınların siyasette neden daha fazla olması gerektiğini bizzat yaşayarak öğrendim.

Demokrasi; eşitlik, adalet ve çoğulculuk üzerine kurulu bir sistemdir. Ama kadınların temsil edilmediği bir siyaset, eksik ve tek taraflı kalmaya mahkûmdur. Kadınların yaşadığı sorunları, ihtiyaçlarını, taleplerini en iyi anlayacak olanlar yine kadınlardır. Bu yüzden kadınların siyasette daha fazla yer alması, sadece kadınlar için değil, toplumun bütün kesimleri için gereklidir. Karar mekanizmalarında kadınların varlığı ne kadar güçlenirse, toplumu doğrudan etkileyen politikalar da o kadar kapsayıcı olur.

Kadınların siyasetteki varlığı, yerelden başlayarak ülke genelinde büyük bir dönüşüm sağlar. Silivri’de bunun somut örneklerinden birini yaşıyoruz. Belediye Başkanımız Bora Balcıoğlu’nun liderliğinde, kadınların güçlü şekilde temsil edildiği bir belediye meclisine sahibiz. Kadınların sadece desteklenen değil, karar verici konumda olduğu bu tablo, siyasette kadınların daha fazla yer almasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Mahallelerden meclislere uzanan bu yolculuk, kadınların siyasette var olmasının toplumu nasıl dönüştürdüğünün en net kanıtıdır.

Kadınların siyasette daha etkin olduğu ülkelerde sosyal politikaların daha kapsayıcı ve sürdürülebilir hale geldiğini görüyoruz. Eğitim, sağlık, sosyal yardımlar, kreş gibi temel hizmetler kadınların yönetimde söz sahibi olduğu yerlerde daha güçlü şekilde uygulanıyor. Kadınlar, toplumsal sorumluluk bilinci yüksek bireyler olarak eşitlikçi ve sosyal adaleti önceleyen politikalar üretiyor. İşte tam da bu yüzden siyasette yer aldıkça, kadınların yaşamını kolaylaştıran ve toplumdaki eşitliği güçlendiren düzenlemeleri hayata geçirme şansımız artıyor.

Kadın olarak siyasette var olmak kolay değil. Ancak dayanışma ile aşamayacağımız engel de yok. Birlikte hareket ettiğimizde, birbirimize destek olduğumuzda kadınların sesi daha gür çıkıyor ve değişim kaçınılmaz oluyor. Siyasette kadın dayanışmasını büyütmek, yeni nesil kadın siyasetçilerin yetişmesi için de çok önemli. Bugün genç kızlara “Ben de yapabilirim” dedirtebiliyorsak, bu kadınların siyasette verdiği mücadelenin sonucudur.

Bugün siyasete giren her kadın, geleceğe bırakılan en büyük mirastır. Ama bunun için önce, kadınların siyasette var olabileceğine inanması gerekiyor. Ben şahsen halkın içinden gelen, yıllarca emek vermiş, mücadele etmiş bir kadınım. 15 yıllık süreçte, sadece siyasette var olmak için değil, aynı zamanda benden sonra gelen kadınlara yol açmak için mücadele verdim. Kadınların toplumsal yaşamda ve siyasette daha fazla yer alması için cesaretlendirici bir örnek olmayı hedefledim. Siyaset benim için makam ya da unvan sahibi olmak değil, topluma hizmet etmek, insanların yaşamına dokunmak ve değişimin bir parçası olmaktır. Bu mücadelemin başka kadınlara da ilham olabileceğini biliyorum. Çünkü kadınlar siyaseti uzaktan izlememeli, karar mekanizmalarının bizzat içinde yer almalıdır.

Ne yazık ki, birçok kadın hâlâ “Ev hanımıyım, nasıl siyaset yaparım?”, “Ben siyasetten anlamam” diye düşünüyor. Oysa biz kadınlar, hayatın her alanında en büyük yükü sırtlananlarız. Bir evi nasıl yönetiyorsak, bir şehri, bir ülkeyi de aynı özenle, aynı titizlikle yönetebiliriz. Kadın yaptığı her işi layıkıyla yapar, hatta en iyisini yapar. Siyasette de kadınlar var oldukça, yönetim anlayışı değişecek, daha adil, daha vicdanlı, daha kapsayıcı bir dünya inşa edilecek.

Silivri Belediye Başkanımız Bora Balcıoğlu’nun güzel bir sözü var:
"Kadınlar erkeklerin bir adım arkasından gelmeyecek, yanında duracak… Hatta bir adım önünden gidecek!"

Bu söze yürekten inanıyorum. Keşke her erkek, her siyasi, her lider Bora Başkanımız gibi düşünse. Çünkü biz kadınlar geride kalmayı değil, birlikte yürümeyi hatta bazen yol göstermeyi hak ediyoruz. Kadın elinin değdiği her yer güzelleşir. Kadın, sadece bir birey değil, aynı zamanda bir toplumun temelidir. Kadın annedir, kadın yurttur, kadın yurdu cennet yapandır. Kadın güçlenirse, toplum güçlenir; kadın ilerlerse, ülke ilerler.

Bu yüzden siyasete giren her kadın, yalnızca kendisi için değil, tüm kadınlar ve gelecek nesiller için büyük bir adım atmış olur. Ben de bu yolda yürürken, benden sonra gelen kadınlara cesaret verebilmeyi, onların da siyasette var olabileceklerine dair inançlarını güçlendirebilmeyi en büyük görevim olarak görüyorum. Çünkü kadın siyasette ne kadar güçlenirse, toplum o kadar adaletli, o kadar huzurlu olur

Kadınların siyasette güçlü bir şekilde temsil edilmesi, sadece kadınların değil, toplumun tamamının kazanımıdır. Bugün Silivri’de kadınların güçlü olduğu bir meclisle, toplumun tüm kesimlerini kapsayan politikalar üretme şansına sahibiz. Kadın çoğunluğuna sahip bir belediye meclisi ile daha yaşanabilir, daha adil ve daha eşitlikçi bir Silivri’yi hep birlikte inşa ediyoruz.

Unutmayalım, kadın mücadelesi aynı zamanda demokrasi mücadelesidir. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarken, siyasette daha fazla kadın görmek için mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz!

Kadın güçlenirse, toplum güçlenir! Kadın kazanırsa, hepimiz kazanırız!