Aslında oldukça modern bir fiziği var…

Kendisini ilk gördüğünüzde üniversite öğrencisi zannedersiniz.

Genç, çağdaş, güler yüzlü…

Sanki tanınmış bir kolejin en sevilen öğretmenlerindenmiş gibi bir izlenim bırakıyor ilk bakışta…

Ancak öğrencileriyle konuştuğunuz zaman öyle bir yaka silkiyorlar ki aman Allah

Silivri Çağrıbey Ortaokulu Müdür Yardımcısı Mehtap Ballı’dan bahsediyorum.

Demek ki neymiş?

Tipe bakarak karar vermeyecekmişiz…
 

Evet anlıyorum; ergenlik çağına henüz girmiş binlerce çocuğun veya gencin arasında olup da onları zapt edebilmek göründüğü kadar kolay değil…

Ancak çözüm onları dövmek, saçlarında tutup sürüklemek veya onurlarını kırmak olmamalı…
 

Öncelikle gelin şurada anlaşalım.

Bir çocuk okula niçin gelir?

Eğitilmek için değil mi?

Çünkü eğitilmeye ihtiyacı vardır.

Dört dörtlük değildir…

Hataları ve bol miktarda noksanları vardır...

Sorunları olacak, yaşı gereği kanı kaynayacak, yeri gelecek yaramazlık yapacak, yeri gelecek akla hayale gelmeyecek problemler çıkartacak…

Çünkü o daha çocuk…

Okula niçin geliyor?

Eğitilmek için geliyor…
 

Mehtap Ballı adlı öğretmenimiz; 4 yıllık lisans eğitimin ardından pedegojik formasyon almış, yani çocuk psikolojisi üzerine de eğitim görmüş bir öğretmenimiz.

Ancak gelin görün ki okulun içerisine girince öğrencilerin karşısında zıvanadan çıkıyor.

Adeta cezaevi gardiyanına dönüşüyor.

Her nedense özellikle de kız öğrencileri ile problemli.

İddiaya göre; bazılarının saçlarından tutup sürükleyerek odasına götürüyor…

Yine iddiaya göre; bazılarına avaz avaz bağırıp hakaret ediyor…

Ha bir de öğrencilerini ailelerine şikayet etmesi var ki; eğitimle bağdaşmayacak boyutlarda…

Tamam, anlıyorum; elbette bir öğretmen sorunlu olan öğrencisinin sorunları ile ilgili olarak annesine ve babasına bilgi verir.

Ancak bu bilgi vermenin ölçüsü vardır.

Bunu en iyi eğitimciler bilir…

Siz kalkıp da anne ve babasına yaptığınız konuşmalarla;
o çocuğu adeta bir bela gibi tanıtırsanız, o evdeki huzuru kaçırır ve ailesi ile çocuğun arasında uçurumlar oluşmasına sebep olursunuz.

Her şeyin bir ayarı bir ölçüsü vardır…

Hiçbir öğretmen; öğrencisine kızdığı için o çocuğun ailesi ile arasını açarak hayatını zindan etmeye kalkamaz…

Böyle eğitimcilik olmaz…
 

Sevgili Silivrililer,

Bugün okulların son günü…

Ben bu şikayetleri bugün tesadüfen öğrendim.

Daha önce duysaydım daha önce yazardım…

Mehtap Hanım’a da bu vesile ile bol bol dinlenip sakinleşeceği ve hatalarını gözden geçirebileceği güzel bir yaz tatili diliyorum…