Ne yazık ki demokrasiyi tam olarak özümsememiş bir toplumuz.

Demokrasinin getirdiği nimetleri istismar edebilmek için yasa ve yönetmeliklerin etrafından dolanmaya bayılıyoruz.

Türkiye’nin ticari hayatın bulunduğu her yöresinde olduğu gibi Silivri’de de Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi var.

Bu kooperatifin amacı; küçük esnafın nakit kredi ihtiyacını bankaların faiz yükünü mümkün olduğunca hissettirmeden karşılayabilmek. Yani küçük esnafın krediye ihtiyacı olduğu zaman; bu kooperatifin kefil olması sonucunda anlaşmalı banka üzerinden piyasa şartlarına göre daha düşük faizlerle kredi sağlanıyor.

Küçük esnaf için adeta can simidi olan son derece faydalı bir uygulama…

Gelgelelim; bu tür kurum ve kuruluşlar birtakım insanların makam ve mevki, hatta sosyal statü oyuncağı haline getiriliyor...

Örnek vermek gerekirse Silivri Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi’nin başkanı Sebahatin Öpçin 20 yılı aşkın süredir bu koltukta oturuyor.

Adeta padişahlık gibi…

Peki nasıl oturuyor?

Üyeler seçiyor oturuyor kardeşim” diyebilirsiniz…

Hayır işte öyle olmuyor…

Şimdi size bu işin “sırrını” anlatacağım.

Silivri Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi’nde “vekalet oy sistemi” denilen bir sistem var.

Kooperatif üyelerinin kongrede kullanacakları oy için ellerinden bir şekilde “vekâletname“ alınıyor.

Böylece kongre günü geldiğinde üyeler değil de üyelerin vekâlet verdiği kişiler oy kullanıyor.

Örnek vermek gerekirse; bir kişi 100 üyenin vekaletini alarak kongrede 100 üye adına oy kullanabiliyor.

Üç beş kişi veya en fazla 10 kişi; yüzlerce üye adına oy kullanarak kooperatif yönetimini adeta padişahlık makamına çevirebiliyor. Böyle küçük "delege ağaları" ortaya çıkıyor...

İşte ondan sonra da böyle tek bir kişi padişahlık gibi çeyrek asırdan bu yana kooperatif başkanlık koltuğunu işgal edebiliyor.

Şimdi soruyorum; demokrasi (!) bunun neresinde?

Bu yapılan demokrasinin etrafından dolanmak olmuyor mu?