Seyit Bey merhabalar,
Bu cuma da size Silivri'nin problemli Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile ilgili 85. açık mektubumuzu yazıyoruz.
Belki dikkatinizi çekmişti; Özcan Işıklar şu günlerde çeşitli basın ve yayın organlarında yok efendim “tarım toprakları”, yok efendim KİPTAŞ konutları, yok efendim “güneşimizi kesmeyin” gibi kampanyalar ile boy gösteriyor.
Ben size işin perde arkasını anlatayım…
Gerek Kemal Kılıçdaroğlu, gerek siz, gerekse diğer genel merkez yöneticileri ile arasında soğuk rüzgârlar esen Özcan Işıklar’ı üçüncü dönem aday yapılmayacağı korkusu sardı.
Bu nedenle son haftalarda fıldır fıldır Kılıçdaroğlu’nun çevresinde dolanmaya başladı; ancak yüz bulamadı…
Ve buna karşı taktik olarak; yok efendim “tarım toprakları”, yok efendim KİPTAŞ konutları, yok efendim “güneşimizi kesmeyin” gibi kampanyalarla PR yapmaya çalışıyor.
Bütün amacı yeniden aday yapılabilmesi için; Kemal Kılıçdaroğlu’nu, sizi ve genel merkez yöneticilerini baskı altına alabilmeye çalışmak.
Keşke zamanınız olsa da Işıklar’ın Silivri’deki sicili bozuk icraatları hakkında ayrıntılı bilgi alabilseniz…
Örneğin “tarım toprakları” diye yırtınıyor; fakat kendisine ait olan tarım vasfındaki araziyi yine kendi belediye başkanı olduğu Silivri Belediyesi’nde 18. madde uygulaması kapsamına alarak imarlı arsa haline dönüştürüp ultra lüks konutlar yapılması için müteahhide veriyor.
Örneğin “KİPTAŞ 12 katlı binalar yapmasın güneşimiz kapanmasın” diye medya medya dolaşıyor; fakat birkaç yıl önceye gittiğimiz zaman aynı bölgede Ahmet Hamoğlu adlı işadamına 25 katlı rezidans ruhsatı verdiğini görüyoruz. (İşadamı sonra iflas ettiği için rezidans da yapılamadı)
Yani Özcan Işıklar’ın söyledikleri ile yaptıkları birbiri ile hiç uyuşmuyor...
Hele ki şu günlerde bütün derdi, bütün işi gücü; medyayı kullanarak kendisini bir tarım ve doğa cengâveri (!) gibi gösterip CHP Genel Merkez yöneticilerini baskı altına almaya çalışmak...
Benden uyarması Seyit Bey…
Oyuna gelmeyin derim…
Haftaya 86. açık mektubumuzda görüşme üzere…