Seyit Torun'a mektuplar 23

 
Sayın Seyit Torun,

Yine bir mübarek Cuma günü bu sefer de 23. mektubumuzla birlikteyiz.

Öncelikle bayramınızı kutluyorum.

Allah cümlemize huzurlu bir Türkiye’de başta sağlıklı olmak üzere mutluluk dolu nice bayramlar nasip etsin.

Bundan sonraki bayramlar için “huzurlu bir Türkiye” dilemenin dışında bu mektupta ülke sorunlarına girmek istemiyorum.

Çünkü ben yerel bir gazeteciyim ve zaten herkesin yazdığı şeyleri burada da tekrarlamanın bir mantığı yok diye düşünüyorum

O nedenle gelin biz yine size Silivri’nin sorunlarından bahsedelim.


Fatma Sarıbıyık, yıllardan beri Silivri’de yerel gazetecilik yapan bir arkadaşım.

Gazetem İstanbul’da Silivri Temsilcisi olara görev yapıyor.

10 gün kadar önce yazdığı bir köşe yazısı ilgimi çekti ve bu haftaki açık mektubuma konu olarak Sarıbıyık’ın yazısını seçtim.

Şimdi size aşağıda gazeteci arkadaşım Fatma Sarıbıyık’un Gazetem İstanbul’da yayımlanan yazısını aktarıyorum:
 

Başkan Işıklar’ın dikkatine...

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın tarım arazileri konusunda ne kadar hassas olduğunu duymayanınız kalmamıştır herhalde. Hatta bir ara imara açık olamayan tarım arazilerini insanları kandırarak usulsüzce satanlara karşı savaş bile açmıştı bizim başkan.

Kanal kanal dolaşmıştı, ve onun tabiri ile “Arazi mafyası” ile baya çetin mücadele etmişti.

Bizler de Başkan Işıklar’ın bu mücadelesini takdir etmiştik. TÜRAM’ı kurarak Silivri’nin tarım konusunda ilerlemesine öncülük eden bizim başkan, arazi mafyalarına da savaş açarak güzel bir çalışmaya imza atmıştı diyebilirim.

Ancak son günlerde kulağıma hiç hoş olmayan şeyler gelmeye başladı.

Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın en yakınında ki bir şahıs, benim doğup büyüdüğüm köyümün tarım arazilerini parsel parsel satmaya başlamış.

Hem de insanları kandırarak. “Belediye bizde, iki üç sene içinde oraları imara çarız” diyerek insanları kandıran bu ü............ yaptıklarını bizim başkan görmüyor mu, duymuyor mu acaba? “Tarım yoksa, gelecek yok” diyen Başkan Işıklar, en yakınındaki bu şahsın yaptıklarını nasıl görmezden gelir?

Bu şahsın yaptıkları çay bahçelerinde konuşulurken, sizin yapılan bu s........... duymamış olmanızın imkânı yok Sayın Başkan.

S........... diyorum çünkü; Gözünü para hırsı bürüyen bu şahıs, benim köyümde imara açımlamamış tarım arazilerini,
Belediye bizim elimizde” diyerek parsel parsel satıyor. Köyde dükkân tutan, vergisi ödeyerek gayrimenkul işi yapan vatandaş tarım arazilerini satamazken, satmaya kıyamazken, bu adam seyyar emlakçılık yaparak hem insanların ekmeğiyle oynuyor, hem de insanları kandırıyor Sayın Başkan!

Siz tarım arazilerine sahip çıkıyoruz diye övünüyorsunuz ama sizin paçanızdan ayrılmayan bu paragöz, benim köyümün geleceğini karartıyor ey Başkan.

Bu konu bana kadar geldiğine göre sizin bu durumdan haberinizin olmamasının imkânı yok be Başkan!

Ama haberim yok diyorsanız da ben buradan avaz avaz bağırarak size sesleniyorum.

Benim doğup büyüdüğüm köyümün geleceğini karartan bu d............ dur deyin!

Siz ki, arazi mafyasına savaş açan bir belediye başkanı olarak bu d............ yaptığı s............ dur diyecek yetkiye ve güce sahipsin.

Siz TÜRAM gibi önemli bir projeyi hayata geçirerek tarıma verdiğiniz önemi gösterirken, diğer taraftan, “Belediye bizim elimizde” deme cesaretini göstererek, tarım arazilerini parsel parsel satan size çok yakın olan bu .................. kişinin yaptıkları sizin projelerinizi de lekeliyor Sayın Işıklar.

Sizin emeklerinize yazık değil mi Başkan?

Silivrimiz'e yazık değil mi Başkan?

Çanta mahallesine yazık değil mi Başkan?

Benim köyümün imara açılmayan bakir tarım arazilerini satma cesaretini kimden buluyor bu şahıs.

İNCE’den mi yoksa SİZDEN’ mi?

Ben bu satırlardan sizi uyarmak istedim başkan.

Eğer o şahıs bu cesareti sizden bulmuyorsa gereğini yapın.

Gereğini yapın ki, söylemleriniz ile eylemleriniz arasında çelişmeyin.

TÜRAM ve diğer projelerinizin önüne geçen bu rezilliğe dur demek sizin elinizde.

Ben sizi uyararak görevimi yaptım.

Bundan sonrası size kalmış Sayın Başkan..

Ama siz gereğini yapmazsanız da ben bu olayın peşini bırakmamakta kararlıyım.

Bu arada siz bu şahsın kim olduğunu çok iyi biliyorsunuz başkan.

Size ismini söylememe gerek yok.

Hadi şimdi gereğini yapın da, cümle alem Kral Çıplak diye arkanızdan bağırmasın.
 

Not:
Tüm bunları bütün Silivri konuşurken bizim Çanta’lı meclis üyesi arkadaşımızın hiçbir şeyden haberi yok mu acaba? Yoksa haberi varda üç maymunu mu oynuyor köyümün meclis üyesi! Kalın sağlıcakla…


Cem Güner'in notu:
Söz konusu köşe yazısı tamamen alıntıdır. Yayımlandıktan ve kamuya mal olduktan 10 gün sonra tarafımdan "alıntı" olduğu belirtilerek kullanılmıştır. Yazı içerisindeki iddiaların ispat sorumluluğu ve içerisindeki eleştirel unsurların eleştiri sınırını aştığı iddiası ile açılacak olan her türlü ceza ve hukuk davasının bütün yasal sorumlulukları yazan kişiyi bağlamaktadır.