Millet olarak dizi izlemeyi seviyoruz. Özellikle soğuk kış gecelerinde ekonomik zorluklardan dolayı fazla dışarı çıkamadığımız için evde dizi izleyerek akşamları geçiriyoruz çoğumuz.

Dizi deyip geçmeyin… Dizilerdeki karakterleri rol model kabul ederek örnek alıyoruz… Ve buradaki karakterler davranış kalıplarımızı etkiliyor…

Kanal D ekranlarında Pazar akşamları yayımlanan oldukça popüler bir dizi var.

Adı “Yargı”…

Cumhuriyet savcısı, hakim ve avukatlar arasında geçen polisiye bir dizi…

Dizinin ana konusu adliye etrafında dönmesine rağmen senaryoda hukuk sistemimizdeki gerçekliklerle ters düşen kısımlar dikkat çekiyor.

Örnek vermek gerekirse; dizinin dün akşam yayınlanan 13. bölümünde karısını döverek hastanelik eden koca gözaltına alınarak nezarethaneye atılıyor. Adam nezarethanedeyken dayak yiyen kadın “şikayetçi olmuyor” ve şüphelinin serbest bırakılması için işlemlere başlanıyor.

Peki gerçekte uygulama nasıl?

Aile içi şiddette "şikâyet şartı" aranmıyor...

Aile içi şiddet yaşandığı zaman; örneğin bir adam karısını döverse, kadın ifadesinde “şikâyetçi değilim” dese bile koca hakkında adli işlem yapılıyor.

Bu dizileri izleyenler ağırlıklı olarak kadınlardan oluşuyor…

Senaryoda dayak yiyen kadın şikâyetçi olmayınca eşi de adli işlemden paçayı kurtarır gibi görüntü verilince; toplumda kadınlarda bir umutsuzluk ve hukuk sistemine karşı güvensizlik oluşuyor.

Bu nedenle senaryo yazarlarının özellikle hukuk gibi teknik konularla ilgili kavram ve replik oluştururken biraz daha dikkatli olmalarını ve avukatlara danışmalarını öneriyorum…