Rüşvet ve irtikap suçlarının Türk Ceza Kanunu’ndaki tanımı aynen şu şekildedir:
RÜŞVET: (TCK 252): Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kişi, dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
İRTİKAP: (TCK 250): Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde, icbarın varlığı kabul edilir.
Rüşvet ve irtikap tanımları halk arasında kafa karışıklığı oluştursa da ikisi de aynı kapıya çıkar. “İrtikap” adlı suç tanımlaması da halk arasında yine “rüşvet” olarak kabul edilen benzer bir eylemin hukuk tekniği açısından tanımlamasıdır.
Peki belediyelerde irtikap suçu nasıl işlenir?
Bunun çok çeşitli şekilleri olmakla birlikte iğneyi önce kendimize batırarak belediye ve medya ilişkileri açısından işlenme biçimini anlatayım:
Örneğin belediye ile seri olarak iş yapan, alacaklarının zamanında tahsil edemeyen ve bu konuda endişe duyan bir lojistikçiyi, yerel medyanın bir bölümüne destek olması için yönlendiren belediye başkanı açısından “irtikap” suçu işlenmiş sayılır.
Hatta sadece belediye başkanı değil olayın içerisindeki tüm taraflar açısından işlenmiş sayılır.
Görüldüğü gibi rüşvet veya irtikap suçu sadece “para alarak - vererek” işlenmez. TCK maddelerinde “menfaat sağlamak” ve “menfaat temin etmek" tanımlaması yapılmaktadır.
Peki menfaat sağlamak/temin etmek nasıl yapılabilir?
Evet öncelikle para almak ve vermek menfaat temin etmenin en önde gelen yöntemidir. Ancak başka yöntemler de bulunmaktadır. Örneğin belediye başkanını destekleyen yerel medya organlarına (devamlılık sağlanması koşuluyla) lojistik olarak yardım edilmesini sağlamak başta belediye başkanı olmak üzere tüm taraflar açısından “menfaat temin etmeye” girer. Karşılığı 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıdır.
Peki bu suçun işlendiği nasıl ispatlanır?
Konuyla ilgili Yargıtay içtihatlarında ispat yöntemleri ayrıntılarıyla tarif edilmektedir. İletişim çağında olduğumuz ve günümüzde artık her şeyin iz bıraktığı düşünüldüğünde “ispatlayamazsınız” demek artık geçerli değildir.
Kaldı ki İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in koordinasyonunda yürütülen operasyonlarda “tutuklama gerekçesi” olarak kesin ispat aranmamakta (mahkûmiyet aşamasında aranır) sadece “şüphe” unsuru bile yeterli kabul edilmektedir.