Mutlakiyet kazandı

    Mutlakiyet nedir? Devletin, tek bir kişi ve o kişinin talimatları doğrultusunda çalışan adamları tarafından yönetildiği sisteme “mutlakiyet” denir. Siyaset biliminde bunun diğer bir adı da “mutlak monarşi”dir…   AK Parti Silivri İlçe Teşkilatı’n

 

 

Mutlakiyet nedir?

Devletin, tek bir kişi ve o kişinin talimatları doğrultusunda çalışan adamları tarafından yönetildiği sisteme “mutlakiyet” denir.

Siyaset biliminde bunun diğer bir adı da “mutlak monarşi”dir…

 

AK Parti Silivri İlçe Teşkilatı’nın 5. Olağan Kongresi dün (21.12.2014 Pazar) gerçekleştirildi. Ve Dilek Demiral ilçe başkanı olarak seçildi (!)

Daha önce atama ilçe başkanı olarak gösterdiği ölçülü performansa ve yıllardan bu yana Silivri’de gözümüzün önünde olan yaşantısına baktığımız zaman; bu görevi layıkıyla yerine getireceğine inandığımı özellikle belirtmek istiyorum.

Kendisinden önceki bazı ilçe başkanlarıyla Demiral'ı kıyasladığımız zaman karşımıza; mütevazi ve dürüst bir insan portresi çıkıyor.

Çünkü AK Parti Silivri İlçe Teşkilatı geçmiş yıllarda sinsi ve herkesi kendi menfaatleri için kullanmaya çalışan ilçe başkanlarını da gördü.

AK Parti, bunun yanında it kopuk gönderip adam dövdüren, elindeki imkanı kendisini firavunlaştırmak için kullanan ve hatta Silivri sokaklarında korumalarla gezen mafyavari kılıklı sonradan görme ilçe başkanlarını da gördü…

Demiral’ı bu kişilerle karşılaştırdığımız zaman en azından iyi niyetli bir insan olduğunu kabul etmek gerekiyor.

 

Ancak Demiral’ın ilçe başkanı olarak seçildiği (!) kongrede yaşanan antidemokratik bir yöntemi de masaya yatırmak gerekiyor ki; bu yöntem aslında AK Parti’nin demokrasinin ruhunu sahiplenmemiş bir siyasi parti olduğu gerçeğinin altını bir kere daha çiziyor.

AK Parti’de gelenekleşen bir uygulamaya göre ilçe başkanının kim olacağı genel merkez ve il başkanlığı tarafından belirleniyor. Daha sonra da göstermelik bir kongre yapılarak halkın ve tabanın gözü boyanmaya çalışılıyor.

Silivri’de ilçe başkanı olarak Dilek Demiral’ın isminin belirlendiği haftalar öncesinden ilan edildi. Sonra da arkasından formalite icabı kongre yapıldı.

AK Partili Silivri Belediye Meclis Üyesi Yusuf Köroğlu da ilçe başkanlığı için aday olduğunu açıkladı ve bu kongrede aday olarak Demiral’ın karşısına çıktı.

Yani demokratik hakkını kullandı…

Köroğlu’na  “adaylığını geri çek” baskıları yapıldı. İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu, kongre salonunda yaptığı konuşmada; “..Bizim adayımız Dilek Demiral’dır. Başka bir arkadaş da aday çıkmış. Ama olamaz…” diyerek partililere gözdağı verdi.

Bu konuşma ne anlama geliyor?

Bu konuşma şu anlama geliyor:

"..Biz ilçe başkanını önceden belirledik. Sizler eğer bu partide siyaset yapmak istiyorsanız bu kararımız uymak zorundasınız. Delegenin oyuymuş, teşkilatın iradesiymiş bize vız gelir tırıs gider…"

Bunun adı nedir?

İşte bunun adı mutlakiyet rejimidir…

Mutlak monarşidir…

 

İşte aynen böyle Sevgili Silivrililer,

AK Parti, içerisinde en ufak bir demokrasi kırıntısı bile bulunmayan, mutlakıyetle yönetilen bir siyasi parti olduğunu bizzat Silivri’de bir kere daha gösterdi.

Evet, Dilek Demiral’ın kişilik olarak ilçe başkanlığı görevine yakıştığını düşünüyorum. Ancak seçilme (!) yöntemi bu olmamalıydı.

AK Parti’deki bu mutlakıyet rejimi, Demiral’ın iyi niyetli çalışmalarının yanında bir gölge olarak kalacaktır