AK Parti Hükûmeti, Silivri’ye kömürle çalışan bir termik santral kurma hazırlığı içerisinde.

Bu hepimiz için, çocuklarımız için, torunlarımız için büyük bir tehlikedir.

Termik santralın sadece bacasından çıkacak olan gazların; havaya, suya, toprağa, yağmurlara, tarladaki ürünlere, nefes alırken ciğerlerimize vs karışacağını düşündüğümüz zaman; Silivri’de yaşıyor olmanın bile sağlığımız açısından ne derece ciddi tehlikeler oluşturacağını anlayabilmemiz gerekiyor.

Şimdi soruyorum:

Silivri’de siyaset yapan insanlar ne işe yarar?

Evet soruyorum; ne işe yarar?

Siyasi imkânları kullanarak kalkınsınlar, zengin olsunlar, trilyoner olsunlar biz de onları ayran budalası gibi aval aval izleyerek alkışlayalım.

Bu mudur yani?

Özür dileyerek şu soruyu sormak istiyorum.

Biz, yani vatandaşlar olarak biz neyiz;

Biz maymun muyuz?

Sevgili Silivrililer,

Silivri çok ciddi bir tehlike altında…

Böyle bir tehlikeli durumla karşı karşıya kaldığımız şu günlerde top yekün alarm vermemiz; hem siyasi hem de hukuksal bir mücadele başlatmamız gerekiyor.

İşte bu durumda Silivrili siyasetçilere büyük iş düşüyor.

Şöyle bir bakıyorum da hiçbir siyasinin parmağını bile kıpırdattığını göremiyorum.

Belediye Başkanı nerede?

Kimse kusura bakmasın ama onar kişinin katıldığı iki tane sembolik toplantı düzenlemekle bu iş olmaz.

Ben buradan bakınca; Özcan Işıklar’ın sadece “yapmış olmak için” göstermelik olarak iki tane toplantı düzenlediğini ve bunun dışında termik santralın Silivri’ye yapılmasını engellemek için canla başla çalışmadığını gözlemliyorum.

Sevgili Okuyucularım,

Silivri’de bir Kent Konseyi var…

Hep adını duyarsınız ama çoğunuz ne işe yaradığını bile bilmez.

Kent Konseyi nedir?

Kent Konseyi ne iş yapar?

Kent Konseyi bir şehir meclisidir.

Şehri ilgilendiren önemli konular, belediye meclisi yetersiz kaldığı durumlarda kent konseyi genel kurulunda konuşulur ve tartışılır.

Örneğin Silivri’de bir termik santral yapılması tehlikesi baş göstermişse; bütün siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, muhtarların ve duyarlı vatandaşların katılımıyla Kent Konseyi olağanüstü toplantıya çağırılır.

Böyle bir durumda belediye, dernekler, kanaat önderleri ve bu mücadeleye katılmak isteyen herkes arasındaki koordinasyon Kent Konseyi tarafından sağlanmalıdır.

Ancak Kent Konseyi, Özcan Işıklar’ın ekibinin çay içip dedikodu yaptıkları bir yer haline gelmiş.

Her türlü belediye imkanından faydalanarak "Silivri'de yaşamak güzeldir" diye keyif çığlıkları atan bir avuç mutlu azınlığın lokali olmuş.

Sevgili Silivrililer,

Ordu’nun Mesudiye ilçesinde yıllardır yürütülen bir uygulama var.

Her yıl en az bir kere “Mesudiye Kurultayı” toplanıyor.

Ve daha da önemlisi "Mesudiye Kurultayı"nı kimler oluşturuyor biliyor musunuz?

Mesudiye’deki siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve muhtarlar gibi klasik üyelerin haricinde; Mesudiyeli olup da Türkiye çapında önemli görevler yürüten Mesudiyeli siyasetçiler, Mesudiyeli akademisyenler, Mesudiyeli araştırmacılar, Mesudiyeli ülke çapındaki gazeteciler, Mesudiyeli yüksek bürokratlar ve Mesudiyeli tanınmış hukukçular yılda bir kere toplanarak "Mesudiye için ne yapabiliriz" sorusuna cevap arıyor ve görev dağılımı yapıyorlar.

Aynı modeli Silivri için uygulayamaz mıyız?

Silivrili olup da Türkiye’nin çeşitli yerlerinde görev yapan çok sayıda Silivrili ünlü gazeteci, Silivrili bilim adamı, Silivrili doktor, Silivrili akademisyen, Silivrili büyük işadamı, Silivrili yüksek bürokrat var.

Bu insanlara çağrıda bulunarak Silivri Kent Konseyi bünyesinde “Silivri Kurultayı"nı toplayamaz mıyız?

Bu yılki ilk gündem maddesi de ilçemizde kurulmak istenen termik santral olamaz mı?

İş böyle yapılır…

Çalışma böyle olur…

Sevgili Silivrililer,

Eğer ki amacımız somut bir şeyler yapmaksa inanın ki yapılacak çok şey var.

Ancak Kent Konseyi’ni el altından yönlendiren Özcan Işıklar, böyle bir oluşuma kesinlikle yanaşmaz.

Niçin yanaşmaz biliyor musunuz?

Çünkü Silivrili olup da Türkiye çapında başarılı olan insanların hatırlanarak ilçemiz için gündeme dahil edilmesini kendi siyasi kariyeri açısından potansiyel bir tehlike olarak görür.

Maazallah ya şeytan dürter de içlerinden birisi belediye başkan adayı olmayı düşünürse…

Ya 2019 seçimlerinde CHP; Işıklar’ı değil de bu değerli insanlardan birini aday göstermeye kalkarsa…

Ve ne yazık ki; işte böylesine bir potansiyel; bu kadar küçük kişisel bir kısır çekişmeye kurban edilir.

Biz yine Işıklar'ın masallarını dinlemeye devam edelim.

Ne demişti en son;

Aydınlık yarınlara yelken açacağız...