AK Parti Silivri İlçe Başkanı Rıfat Kutlu, Milletvekili Tülay Kaynarca, eski belediye başkanı Hüseyin Turan ve bazı AK Partililer, seçimden birkaç gün önce Çayırdere Mahallesi’ne giderek tapu dağıtımı yaptı.
Daha önce köy statüsünde bulunan ve mahalle statüsüne alınarak tüzel kişilik hakları elinden alınan Çayırdere’de davullar çalınarak yapay bir şölen havası oluşturuldu.
Muhtarı bile şıkır şıkır oynattılar...
Ertesi günü yerel basına servis edilen haber bültenlerinde; “…Çayırdere’nin 135 senedir süren tapu sorunu birer birer çözülüyor…” gibi cümleler kullanılarak; kanayan bir yara gibi köylü üzerinde büyük bir sıkıntı olan tapu sorununun çözüldüğü şeklinde bir algı oluşturulmaya çalışıldığını fark ettim.
Sevgili Silivrililer,
Her zaman üzerine basa basa ve iddia ederek söylüyorum; AK Parti’nin, Silivri köylüsünün lehine olan bir iş yapacağına inanmıyorum.
Yıllardır Silivri’de oturduğu halde ilçenin hiçbir sorununa ilgi göstermeyen Tülay Kaynarca’nın, Silivri köylüsünün lehine bir çalışma içerisine gireceğine inanmıyorum.
Kimse kusura bakmasın bu benim kişisel düşüncem.
İnanmıyorum…
Peki o zaman AK Partililer tarafından Çayırdere’de dağıtılan tapular neyi ifade ediyor?
Şimdi bu konuyu burada etraflıca inceleyelim.
Ama öncelikle Çayırdere, Sayalar ve Danamandıra mahallelerinin (köylerinin) 135 yıldır devam eden tapu sorununun ne olduğunu bir kere daha hatırlayalım.
Bu üç mahallede oturan insanların büyük çoğunluğunu 1873 yılında Silivri’ye gelen göçmenler oluşturuyor.
O insancıklar, 1880 yılına kadar devam eden göç hareketi sonrasında, zamanın yönetimleri tarafından kendilerine tahsis edilen toprakları gerek ekip biçerek gerekse üzerine ev yaparak kullanmaya başladılar.
Aradan yıllar geçti…
Ekip biçtikleri ve üzerlerini ev yaparak yaşamlarını devam ettikleri bu topraklar, çocuklarına ve torunlarına kuşaktan kuşağa miras kaldı.
Bu toprakların, köylülere tahsis edilmesi sırasında ve sonraki yıllarda, o dönemdeki imkânsızlıklar sebebiyle düzenli kadastro kayıtları tutulmadığı için kullanılan bu topraklar da resmi kayıtlarda “hazine arazisi” statüsü kazandı.
Yani söz konusu topraklar fiilen köylülerin, ancak resmi kayıtlarda hazinenin üzerinde görünüyor.
İşte bu nedenle de tapu alamıyorlar.
Tapu alamadıkları için resmen çocuklarına miras bırakamıyorlar.
Satamıyorlar…
Şimdi gelelim, AK Partililer’in “…Çayırdere’nin 135 senedir süren tapu sorunu birer birer çözülüyor…” diyerek düzenledikleri davullu, zurnalı, cümbüşlü toplantılara…
Evet, o gün köylülere tapu dağıtımı yapıldı.
Ancak dağıtılan tapular; işte biraz önce bahsettiğim gibi vatandaşların atalarından ve dedelerinden kalan, yüz yılı aşkın süredir kullandıkları toprakların tapuları değildi.
Peki neyin tapularıydı?
AK Parti Hükûmeti tarafından geçtiğimiz yıllarda çıkartılan bir yasa ile; orman vasfını kaybettiği için vatandaşa parası ile satışı yapılan arazilerin tapularıydı.
Yani köylünün daha önce parasını vererek satın aldığı yerlerin tapularıydı.
Kaldı ki, köylünün parasını vererek satın aldığı arazinin tapularını iptal eden AK Parti Hükûmeti, şimdi iptal ettiği tapuları yeniden vatandaşa dağıttı.
135 yıllık tapu sorunu çözülmedi…,
Sadece AK Parti Hükûmeti tarafından birkaç yıl önce oluşturulan ayrı bir sorun seçim öncesi çözülmüş oldu.
Klasik deyimle; önce köylüye eşeği saklanıp, sonra da “bak biz senin kaybolan eşeğini bulduk, biz gece gündüz seni düşünüyoruz, hadi bize oy ver” denilerek eşekler iade edildi.
Sevgili Silivrililer,
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım.
135 yıldır devam eden bu tapu sorunu, ilk defa üçlü koalisyon döneminde, rahmetli Ecevit’in başbakanlığı sırasında gerçek anlamda kısmen çözüme kavuşturuldu.
Evleri ve tarlaları tamamen tapusuz olan köylülerin sadece evlerinin olduğu alanların tapuları kendilerine verildi.
AK Parti’nin 13 yıllık iktidarı döneminde bu konuda hiçbir çalışma yapılmadı.
Sadece işte yukarıda anlattığım gibi, sahte bir mutluluk vaat edilerek seçim öncesi davullar çalındı ve vatandaşlar şaralap şurulop getirilerek kafaya alınmak istendi.
İşin doğrusu budur…