İşadamı Abdullah Tivnikli’nin sahibi olduğu Silivri Enerji AŞ’nin 21 türbinli Rüzgâr Enerji Santrali (RES) kuracağı Silivri’nin Fener köyünde yapılan kazılarda tarihi eserlere rastlandı.

Geçen şubat ayında başlanan kazılarda Helenistik ve Roma dönemlerine ait çok sayıda eski mezar ve genişliği bir metreyi bulan mimari yapı duvarları ortaya çıktı. Koruma Kurulu’nca bölgenin 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edilmesi gerekirken, kurul aylardır kararını vermedi. Şirketin kurula, “Araziyi definecilere karşı koruyamayız, üzerine beton döküp rüzgargüllerini dikelim” teklifinde bulunduğu iddia ediliyor.

1. DERECE ARKEOLOJİK SİT OLMALI

Silivri’nin Fener, Kurfallı, Akören köyleri yakınlarında RES kurulması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi 15 Haziran 2011’de imar plan değişikliği yaptı. Değişiklik 2012 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nce onaylandı. Plan tadilatına aykırı işlemin ardından 440 dönümlük alana toplam kurulu gücü 52,50 MW olan 21 adet türbin inşaatı kurulmasına izin verildi. Şirket geçen yıl türbinlerin inşasına başladı. Bu yılın başında Fener köyü yakınında 2 türbin inşa edilecek alanda arkeolojik kalıntılara rastlandı. İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne haber verildi. Müze arkeologlarınca yapılan kazılarda inanılmaz mimari buluntulara rastlandı. Mimari kalıntıların 11-12. yüzyıla tarihlenen Geç Bizans dönemine ait olduğu düşünülürken, Helenistik ve Roma dönemlerine ait buluntular da ortaya çıktı. Yakın çevrede çok sayıda Bizans dönemine tarihlenen mezarların bulunması da bir manastırın varlığını akıllara getirdi. Uzmanlar, “Trakya ve İstanbul arkeolojisi için çok önemli gelişme. Derhal 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edilmeli” diyor.

RAPOR SİT ALANINA İŞARET EDİYOR

İstanbul Arkeoloji Müzesi raporunda da şu ifadelere yer veriliyor: “Duvar kalıntılarında kullanılan harçta tuğla parçalarına rastlanmamış olması ve kaba yontu taş kullanılması sebebiyle erken Roma dönemine ait bir yerleşim yeri olabileceği, Bizans döneminde ise mezarlık olarak kullanıldığı, 1512 parselde yer alan işlevi henüz anlaşılamayan doğudan batıya doğru basamak halinde devam eden büyük blok taşlardan oluşan yapı kalıntısının ise Helenistik döneme ait bir duvar olabileceği, alanda yoğun olarak bulunan seramik parçalarının Helenistik ve Roma seramiği özelliği göstermesi bakımından alanın bütününün Helenistik, Roma yerleşim yeri olduğu, Bizans döneminde de mezarlık olarak kullanıldığı düşünülmektedir.” 

İstanbul 1 No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, çıkan buluntulara rağmen aylardır araziyle ilgili kararını veremiyor. 1. derece arkeolojik sit alanı özelliklerindeki arazi için arkeolog üye Yrd. Doç. Dr. Aslıhan Yurtsever direniyor. Kurul, tarihi buluntuların üzerinin betonla kapatılmasına göz yumacak.

HÜRRİYET







Editör: TE Bilişim