Çalışkan Müdür'ün ardından...

28 yıldır gazetecilik yaptığım Silivri’de sayısız emniyet müdürü tanıdım.

Bunlardan bir veya iki tanesiyle birbirimizden nefret ediyoruz.

Bazılarıyla da halen arada sırada görüşüyoruz.

Üç çeşit emniyet müdürü olduğunu düşünüyorum.

Birincisi; “yazıklar olsun sana böyle polis mi olur” diyeceğiniz türde…

İkincisi; ne etliye ne sütlüye dokunan, siyasilerle ve amirleriyle iyi geçinmekten başka bir derdi olmayan…

Üçüncüsü de “işte Türk polisi böyle olmalı” diyeceğiniz pırıl pırıl ve idealist emniyet müdürleri…

İşte rahmetli Hakan Çalışkan da bu son tarif ettiğim özelliklere sahipti.

İstanbul Emniyeti’nin gözbebeği diyeceğimiz genç yetenekler arasındaydı.

Branş polisiydi…

Silivri'ye gelmeden önce halk arasında “Mali Şube” olarak bilinen Mali Suçlarla Mücadele Şubesi’nde müdür yardımcısıydı.

Silivri, onun ilk ve ne yazık ki son ilçe emniyet müdürlüğü oldu…

İntihar olduğu açıklanan ölümü ile ilgili kamuoyunda konuşulan soru işaretlerini çözmek adli makamların görevi.

O nedenle ben burada cinayet masası uzmanı gibi bilgiçlik taslamayı tercih etmiyorum.

Sadece kendisi ile yaşadığımız iki anıyı sizlere aktarmak istiyorum.

Daha bir hafta önce meslektaşım Fatma Sarıbıyık ile birlikte yanındaydık.

Sohbet ederken bize aynen “arkadaşlar Silivri’den 20 torbacı şu anda cezaevinde tutuklu. Sokakta uyuşturucu satacak adam bulamazsınız” demişti.

İşte böylesine idealist ve aynı soyadı gibi çalışkan bir insandı.

Henüz 1.5 yıllık evli olmasına rağmen bazı akşamlar makam odasının yanındaki istirahat odasında sabahlar ve işini hiç ihmal etmezdi.

Şimdi ise 7 ay önceye, Hakan Çalışkan’ın Silivri’ye yeni geldiği günlere dönüyoruz.

Yine Sarıbıyık ile birlikte kendisine hoş geldin ziyareti yapmıştık.

Aradan bir hafta geçti ve İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden arayarak randevu istediler.

Hemen 2 saat sonra rahmetli iade-i ziyarete geldi.

Biraz sohbet ettik.

1976 doğumlu olduğunu söyledi.

Benden 4 yaş küçüktü…

Çaycımız Hasan Abi çayları getirdi ve Müdür Bey’e bakarak “sen ne arıyorsun la burada” dedi…

İkimiz de şaşırdık…

Rahmetli, Hasan Abi’ye bakarak gülümsedi ve arkasını getirmesini bekledi.

Hasan Abi, “sen falancanın oğlu değil misin” dedi…

Meğerse bizim Hasan Abi’yle aynı köydenmiş…

Hasan Abi, rahmetlinin çocukluğunu biliyordu…

Hakan Çalışkan’ın Samsun’da toprağa verilen cenazesine bizzat İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok ve Samsun Valisi Osman Kaymak gibi isimlerin katılması, emniyet teşkilatında da kendisine ne kadar önem verildiğinin bir göstergesiydi.

Eğer bu üzücü olay yaşanmasaydı kesinlikle ileriki yıllarda il emniyet müdürü yapılacak isimlerden biriydi.

Silivri Kaymakamı Ali Partal, Samsun’a giderek çalışma arkadaşını son yolculuğunda yalnız bırakmadı.

Silivri İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden de cenazeye katılanlar oldu.

Silivri’deki siyasetçiler içerisinden sadece Yavuz Çengel oradaydı…

Çengel, reklam yapmayan ama üzerine aldığı her sorumluluğu adam gibi yerine getiren bir isimdir.

Gün gelir, böyle insanları daha iyi tanırsınız…