Artık Bülbül Ötmüyor...

Bazı insanlar vardır,

Kendilerinden daha başarılı olanları karalamak için el altından başkalarını kışkırtarak çeşitli entrikalar çevirir.

Kendilerine sorulduğu zaman da herkesin gözlerinin içine bakarak “benimle ne alakası var” derler.

Hayatınızdaki çeşitli dönemlerde mutlaka böyle insanlarla karşılaşmışsınızdır.

Şimdi size Silivri’de hepimizin gözü önünde yaşanan bazı entrikalardan bahsetmek istiyorum.


CHP
’li Belediye Meclis Üyesi Ünal Doğrul’u çoğunuz tanırsınız. Mesleği avukatlık olduğu için, daha çok “Avukat Ünal” diye bilinir.

Belediye Meclis Üyesi olarak şimdiye kadar proje bazında hiçbir siyasi çalışması olmamıştır.

Sadece iki şekilde dikkat çeker…

Bunlardan biri Selami Değirmenci ile birlikte hareket etmesi, diğeri de artık neredeyse "düşman" denebilecek ölçüde 
Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın aleyhine tavır almasıdır.

Ünal Doğrul, dün kendisine ait olan facebook sayfasında özel bir fotoğraf paylaştı.

Özcan Işıklar’ın kendi kullandığı özel aracın, Bulgaristan’da bir casino önünde park etmiş vaziyette çekilen bir fotoğrafıydı bu…

Fotoğrafta Işıklar görünmüyor…

Bu durumda, Işıklar’ın arabasını ödünç alan bir arkadaşı da gitmiş olabilir. Veya bizzat kendisi de içeri girip örneğin stres atmak için 50 Euro’luk şans oyunu oynamış olabilir.

Mesele bu değil…

Ancak burada, "Selami Değirmenci taraftarı" olarak nam salmış bir CHP’li belediye meclis üyesinin, kendi belediye başkanına karşı yapmış olduğu siyasi bir saldırı, adeta bir itibar suikasti söz konusu…

26 yıldır Silivri’de yerel gazetecilik yapan bir arkadaşınız olarak hiç kimse beni bu saldırının Selami Değirmenci ile alakalı olmadığına inandıramaz.

Ben, kişisel kanaat olarak, bu fotoğrafın burada paylaşılmasının Selami Değirmenci’nin isteğiyle gerçekleştiğini düşünüyorum.


Sevgili Silivrililer,

Hepimizin izlediği gibi Selami Değirmenci 6 yıldan bu yana Özcan Işıklar’ı yıpratarak O’nun yerine belediye başkanı olabilmek için uğraşıyor.

Ancak bu uğurda mücadele ederken kullandığı yöntemlere baktığımız zaman genellikle AK Parti’nin rakiplerine karşı uyguladığı çamur atma yöntemlerini görüyoruz.

Yıllardan bu yana hile, hurda, arkadan kuyu kazma, entrikaitibar suikasti, fitne fücur ve alicengiz oyunları oynanıyor Özcan Işıklar’a…

Bu alicengiz oyunlarını oynayanlara baktığımız zaman da her seferinde istisnasız olarak Selami Değirmenci’nin en yakınındaki insanlar çıkıyor karşımıza…

Şimdi gelin elimizi vicdanımıza koyup kendi kendimize soralım…

Tamam, anlıyorum; Değirmenci, Işıklar’ın yerine yeniden belediye başkanı olmak isteyebilir.

Ancak bunun yöntemi 
hilehurdaarkadan kuyu kazmaentrikaitibar suikastifitne fücur ve alicengiz oyunları mı olmalıdır?

Çıkarsın parti içerisinde; Işıklar’ın başarılı olamadığını düşündüğün konuların birer dosyasını hazırlarsın, sen olsaydın neler yapacağının da çalışmalarını hazırlarsın ve ilgili kişilerin önüne koyarak mücadeleni yürütürsün.

Örgüt toplantılarında çıkar konuşur ve seviyeli bir şekilde eleştirirsin…

Kendi alternatif önerilerin varsa onları örgütün önüne koyarsın…

Daha iyi olduğunu ispatlarsın...

Ama, eğer ki sende bu çalışmaları yapacak kapasite yoksa; sadece kavgalardan ve bağırıp çağırmaktan besleniyorsan; işte o zaman kaliteli bir parti içi muhalefet yapamayacağın için ayak oyunlarından başka hiç bir şey elinden gelmez…

Aynen günümüzde yaşanan örnekte olduğu gibi…


Sevgili Silivrililer, Çok Muhterem CHP’liler,

Bakın ve görün işte…

Selami Değirmenci, çevresinde bulunan bir avuç insanı kullanarak partinizin belediye başkanına nasıl siyasi saldırılar ve itibar suikastleri düzenletiyor görün…

CHP zarar görüyormuş, parti yıpranıyormuş, yarın öbür gün Silivri için çok zararlı olabilecek siyasi oluşumların ekmeğine yağ sürülüyormuş; bunların hiçbirisi ne yazık ki  Değirmenci’nin umurunda bile değildir…

Varsa yoksa “ben Başkan olacağım, koltuğa ben oturacağım” inadına sahiptir bu insan…

İşte bu davranışların en yakın örneğini 2004 seçimlerinde görmüştük. CHP’nin oyları Değirmenci tarafından nasıl da bölünerek Silivri Belediyesi AK Parti’ye teslim edildi hepimiz yaşadık…

Şimdi gelelim bu yazının başlığına…

Ne demiştik?

Artık bülbül ötmüyor…

Yani, demek istiyorum ki; Değirmenci kaliteli siyaset yapamıyor, yapamadığı için de hileden, hurdadan, fitne fücurdan ve alicengiz oyunlarından medet umuyor…

Olmuyor...

Olmayınca da saldırıya geçiyor...

Çünkü...

Artık bülbül ötmüyor…

Ötmüyor…