CANAN COŞKUN / CUMHURİYET - E.Ç. 17 yaşında. Geçen cumartesi gecesi Gazi Mahallesi’nde kimliği belirsiz kişilerin kurşunu belden aşağısını felç etti. Baba Bülent Çavuş, “Polis oğlumun vurulduğu gece ‘can güvenliğimiz yok’ diyerek olay yerine gelmedi’ sözleriyle isyan ediyor ve ekliyor: “Oğlum 5 gündür ölmemek için direniyor.”
E.Ç. 17 yaşında. Geçen cumartesi gecesi Gazi Mahallesi’nde kimliği belirsiz kişilerin kurşunu belden aşağısını felç etti ve bir hastane odasında yaşam mücadelesi veriyor. Baba Bülent Çavuş “Oğlum 5 gündür ölmemek için direniyor” diyor; “Polis olayın olduğu gece ‘can güvenliğimiz yok’ diye isyan ediyor...
E.Ç. babasının anlatımına göre geçen Cumartesi gecesi arkadaşlarıyla bilardo oynamak için evden çıktı ve felç kalmasına neden olan olay gerçekleşti. Acılı baba oğlunun başından geçen olayı şöyle anlatıyor: “Üç sokak aşağımızda bilardo salonu var. Orada arkadaşlarıyla bilardo oynuyorlar. Daha sonra çıkıp salonun sol tarafına doğru dönüp yürümeye başlıyorlar. 20-25 adım attıktan sonra 2-3 el silah sesi duyuyorlar. Oğlum birden bire yere yığılıyor. Cep telefonu ışığıyla bakıyorlar ki yer kan olmuş. Sonra ilk olarak Gazi Hastanesi’ne ardından da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne getirdik. Hastaneye getirdiğimizde acilde kimse yoktu. Oğlum kafadan kurşun yemiş. Ağrı kesici verdiler. O şekilde sabaha kadar bekledi oğlum. Hiçbir müdahale edilmedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dekanı arayıp ‘yeğenimdir’ demesi üzerine nöroloji bölümünde yoğun bakıma aldılar... Oğlumun vurulduğu anda vatandaşlar arayıp ‘Mahallede çocuk vuruldu’ diyor. Emniyet bizim can güvenliğimiz yok gelemiyoruz’ diyor...”
‘Makineye bağlı’
“Doktorlar ‘çocuk kesinlikle felç’ diyorlar. Doktorların tek amacı çocuğu yaşatmak. Profesörler, ‘Siz kapıda mücadele ediyorsunuz. Biz içeride mücadele ediyoruz. Oğlunuz da ölmemek için 5 gündür direniyor’ diyor. Oğlumun şu an solunum ve kalbinde sorun var. Makinelere bağlı yaşıyor. Hiç yürüyemeyen insanlar yıllar sonra yürüyebiliyor, oğlum da yürüyecek. Oğlum her gün, her saniye arkadaşlarını çağırıyor. Dudaklarını okuyoruz. Annesini, kız arkadaşını soruyor.”