Silivri’de Erseven Sitesi’nin karşısında bulunan 50. Yıl Sağlık Ocağı’nın (daha doğrusu Aile Hekimliğinin) hizmet verdiği bina hakkında yıkım kararı var.

Buranın yıkılması; bazı insanların kişisel menfaatlerine bir miktar zarar vereceği için yıkımı geciktirmek amacıyla kamuoyu nezdinde bir algı çalışması yapılıyor.

Şimdi size bu algı çalışmasını anlatmak istiyorum…

Ancak konuyu bilmeyen okuyucularımın daha iyi anlayabilmesi için öncelikle sağlık ocaklarının çalışma koşullarından kısaca bahsedelim.

AK Parti Hükûmeti tarafından birkaç yıl önce getirilen yasa değişikliği ile Sağlık Ocakları artık Aile Hekimlikleri adını aldı.

Burada görev yapan doktorlar; devletten maaş ile birlikte muayene ettikleri hasta başına belirli bir ücret alıyor.

Bu yeni sistemde Aile Hekimliği olarak hizmet verdikleri binanın kira ve diğer masraflarını doktorlar kendi kişisel bütçelerinden karşılıyor. Bu masrafa katkı olarak devlet tarafından kendilerine kira yardımı adı altında ayrı bir ödeme de yapılıyor.

Yani tam olarak özel hastane diyemeyiz ama aile hekimlikleri bir çeşit özel hastane mantığı ile çalışıyor.

Yasa ve yönetmelikler bu şekilde…

Resmi adıyla Silivri 50. Yıl Aile Sağlık Merkezi’nin hizmet verdiği bina Silivri Belediyesi'nin mülkü. Yasa değişikliği gerçekleşmeden önce sağlık ocağına tahsis edilmişti. Dolayısıyla burada görev yapan aile hekimleri de eski tahsis olduğu için kira ödemeden buradan faydalanıyor ve devletin kendilerine ödediği kira yardımı da ceplerine kâr olarak kalıyor.

Ancak söz konusu bina artık iyice eskidi ve "depreme dayanıksız" raporu verilerek riskli binalar arasına dahil edildi.

Bu bina hakkındaki yıkım kararı Özcan Işıklar döneminde alındı. Binada görev yapan doktorlar da yukarıda anlatmış olduğum avantajlarını kaybetmemek için vatandaşlar nezdinde “sağlık ocağınız yıkılıyor” şeklinde bir algı çalışması ile kamuoyu oluşturma gayreti içerisine girdi.

Özcan Işıklar o günlerde yaklaşan yerel seçimleri düşünerek kendi almış olduğu yıkım kararını uygulamadı…

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var…

Evet, Işıklar kendi siyasi ikbalini düşünerek seçim öncesinde bu kararı uygulamadı. Ancak yeni seçilen belediye başkanı Volkan Yılmaz; “bu binaya hasta, yaşlı, çoluk çocuk çok sayıda insan girip çıkıyor. Allah korusun bir deprem veya benzeri bir kaza durumunda bunun sorumluluğunu taşıyamam” diyerek yıkım kararını uygulayacağını belirtti.

Binanın yıkılması demek; burada görev yapan 5 aile hekiminin kendilerine başka bir bina kiralamak durumunda kalması demek. Bu da devlet tarafından kendilerine ödenen ve şimdiye kadar ekstradan ceplerine kalan kira yardımının bundan sonra yeni binanın kira gideri olarak sarf edilecek olması demek.

İşte bütün patırtı ve gürültü buradan kopuyor…

Bazı yerel gazeteci arkadaşlarımız, doktorlara kıyak olsun diye “sağlık ocağından faydalanacak olan vatandaşlara haksızlık” (!) şeklinde tamamen kelime oyunları içeren yayınlar yapıyor.

Ancak ortada haksızlık falan yok…

Ortada sadece "kurnazlık" var...

Yeni taşınılacak olan binada aynı vatandaşlara yine hizmet verilmeye devam edilecek…

5 kişinin kişisel menfaati için can güvenliği sorunu olan binayı kullanmakta ısrarcı olmak vatandaşa haksızlığın daniskası değil midir?

Bu pandemi döneminde insan üstü bir çaba ile hizmet veren doktorlarımızı asla rencide etmek istemiyorum. Hepsi de son derece saygıdeğer insanlar.

Ancak kimse kusura bakmasın ama biz de aptal değiliz...

Neyin ne olduğunu anlayabiliyoruz…

Volkan Yılmaz, gerçekten iyi niyetli ve vatandaşın yararına bir şeyler yapabilmek için çırpınıyor.

Kişisel menfaatleri koruyabilmek için yapılan bu tür kelime oyunları ve algı çalışmaları ile insanların can güvenliğini lütfen tehlikeye atmakta ısrar etmeyelim…