51. Silivri Yoğurt Festivali Kültür ve Sanat Etkinlikleri’ni başından sonuna kadar takip ettim. Ve bu analizi yazabilecek kadar da gözleme sahip olduğumu düşünüyorum. Belki çoğunluğun gözü sahneye çıkan sanatçılardaydı. Ancak Silivri sahilinde tanıtım ya

51. Silivri Yoğurt Festivali Kültür ve Sanat Etkinlikleri’ni başından sonuna kadar takip ettim. Ve bu analizi yazabilecek kadar da gözleme sahip olduğumu düşünüyorum.

Belki çoğunluğun gözü sahneye çıkan sanatçılardaydı. Ancak Silivri sahilinde tanıtım yapan Anadolu illerimizin Kültür Müdürlükleri’nin stantlarının göz ardı edilmemesi gerekiyor.

Aslında bu yıl, geçmiş yıllarda düzenlenen toplam 50 festivalin yanında bazı ilkler de yaşandı.

Örneğin, ilk defa bu yılki festival neredeyse bir hafta, yani altı gün sürdü.

Sadece yurt dışından değil Anadolu illerinden de katılımlar sağlandı.

Belediye Başkanı Özcan Işıklar, kafasında hayalleri ve coşkuları olan bir insan. Ve onları bir bir gerçekleştirmekten keyif alıyor.

Örneğin bu seneki festival coşkusunu 7’den 70’e herkesin yaşayabilmesini sağladı. Silivri sahilinde kurulan standlarda ilkokul öncesi yaş grubundan çocuklar için masalar hazırlandı. Onlara kağıtlar, kalemler ve boyalar verildi. Silivri’yi ve festivali anlatan resimler yaptılar. İnsanlar gelerek onların yaptıkları resimleri inceledi. Kendilerini öperek kutladılar.

Festivalin ilk üç günü yerel sanatçılara ayrıldı. Silivri’de yaşayıp da müzik yapan gencinden yaşlısına kadar her isteyen o sahneye çıkıp maharetlerini sergileme imkanı buldu.

Lise öğrencileri konserler verdi. Melisa’nın performansı neredeyse bütün Silivri’nin dikkatini çekti. Ve Melisa’nın ayrı bir yazı konusu olması gerektiğine inanıyorum. Kendisini sahnede izlediğinizde “bu kadarını beklemiyordum” diye düşünüyorsunuz.

İlk üç günün başarılı sunumunu gerçekleştiren Özkan Kandemir ve Nagihan Şanlı’yı da anmadan geçemeyeceğim tabi ki…

Şimdi lütfen burasını dikkatle okuyalım. Silivri’nin parası harcanarak yapılan Silivri’ye ait bir festivalde; Silivri’de yaşayan insanlar sahneye çıkarak kendilerini ifade etme imkanı buldu. Onlara da başarılarını göstermeleri için bir şans verildi. Oysaki Hüseyin Turan-Metin Karakaş döneminde yapılan 5 ayrı festivalde de Silivrililer’e sırt dönülerek sadece arka sıralardan şarkıcıları türkücüleri izleyebilme fırsatı tanınırdı. Festival alanının çevresine bar fedaisi görünüşlü sert bakışlı izbandut gibi adamlar dikilerek insanlara gözdağı verilirdi. Oysaki hem bu seneki hem de ondan önceki yıllarda yapılan son 3 festivalde böyle çirkin bir manzaraya rastlamadık.

Festival alanındaki tertip ve düzeni CHP Silivri İlçe Gençlik Örgütü’ne mensup üniversite öğrencisi gençler sağladı. Seyirciler ile görevliler arasında hiç nahoş bir olaya rastlanmadı. Çıkan bütün sorunlar güler yüzle çözümlendi. AK Parti dönemindeki itiş kakışlar ve adam dövmeler asla yaşanmadı.

Festivalin dördüncü günü yapılan kortej ve Yoğurtçu Heykeli’nin açılışını izleyemeyenler için şunu belirtmek istiyorum ki; ortaya çıkan tablo tam Silivri’ye yakışacak bir görüntüydü.

Silivri Kaymakamı Salih Keser, Belediye Başkanı Özcan Işıklar, CHP Milletvekilleri ve duayen tiyatrocu Müjdat Gezen el ele vererek konfeti yağmuru altında açılışını yaptılar Yoğurtçu Heykeli’nin.

Burada kısa bir konuşma yapan Özcan Işıklar, Silivri’nin kültürle ve sanatla daha yoğun bir biçimde buluşturulmaya devam edeceğinin de müjdesini verdi. 29 Ekim’de açılışı yapılacak olan tiyatro salonumuzla birlikte bir sonraki gün yani 30 Ekim’de tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen’in Silivri’de bir oyun sahneleyeceğinin de duyurusunu yaptı ünlü sanatçıyla birlikte…

Amerika’dan, Abhazya’ya kadar festivalimize konuk olarak katılan grupların dans gösterilerini izlemek çok keyifliydi. Özellikle de bu gösterilerin bir bölümünün beldelerde yapılması, Silivri merkezine gelemeyen insanların da festival coşkusunu yaşamasına sebep oldu.

Ziynet Sali konseri, izleyenlerin tamamını coşturdu.

Bu arada, festivalin ikinci bölümünün sunumunu üstlenen Ömer Sebahattin Çetin, 4. günün akşamında kısa bir konuşma yaptı. Silivri’nin trafik sorunundan bahsetti ve bu sorunu tetikleyen en büyük sebebin araçların yol kenarına park etmek zorunda kalması olduğuna dikkat çekti. Hemen arkasından, Özcan Işıklar’ın, kaymakamlık binasının arkası için hazırlamış olduğu 600 araçlık yer altı otoparkı projesini anlattı. Projenin hazır olduğunu ve  bölgede bulunan İSKİ’nin defalarca söz verilmesine rağmen binayı boşaltmadığını; binanın da yıkılamadığı için otopark çalışmasının başlatılamadığını söyledi.

AK Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş’ın kulaklarını çınlattı.

Peki Ömer Sebahattin Çetin’in festival sahnesinde ve eğlence öncesi bu konuşmayı yapması uygun oldu mu?

Valla bana sorarsanız kesinlikle uygun oldu. Çünkü Metin Karakaş, politik menfaatleri ve hırsları uğruna Silivri’ye zarar vermekten zerre kadar çekinmeyen bir kişi olduğu için bu durumun da her ortamda vatandaşa anlatılması gerektiğini düşünüyorum.

Bu arada festival konserlerini izleyenler arasında AK Partili Belediye Meclis Üyeleri de vardı. Karakaş ile anlaşamadıkları bilinen meclis üyeleri de festivale katılarak Silivri’nin coşkusuna ortak oldu.

Beşinci gece sahne alan Emre Aydın’ın kendisine yardımcı olmak isteyen herkesi ilallah ettiren kaprislerini tabi ki festivale mal edemeyiz. Sahne önünde görüntü almak isteyen gazetecilerin engellenmesini istemesi sonucunda hem gazeteci arkadaşlar hem de Belediye Başkanı Özcan Işıklar konser alanını terk ederek yakın bir yerde oturup hep birlikte çay içtik. Anlayabilen için en güzel cevabın bu olduğunu düşünüyorum.

Ve geldik final gecesine…

Keşke bu satırları okuyan herkes orada olsaydı da Zülfü Livaneli’nin sahnede oluşturduğu coşkuyu ve sevgi selini bütün Silivri görebilseydi.

Özcan Işıklar ve izleyicilerin tamamı Livaneli’nin sahneye çıkmasını ayakta bekledi. Ünlü Sanatçı, Silivri Yoğurt Festivali sahnesinde ayakta alkışlanarak karşılandı ve yine ayakta alkışlanarak uğurlandı.

5 yaşından 18 yaşına kadar bembeyaz giyinmiş 50 çocuktan oluşan bir Melekler Korosu düşünün. Kızların başlarında çiçeklerden yapılmış taçlar vardı.

Livaneli sahnede barış şarkıları söylerken, Melekler Korosu da kendisine eşlik ediyordu.

Konserin bitiminde, Livaneli, Melekler Korosu’nun Büyükçekmeceli çocuklardan oluştuğunu söyledi.

Bunun üzerine Işıklar’ın ne yapmak istediğini daha iyi anladım. Kültüre, sanata ve eğitime yatırım yaparak; önümüzdeki yıllarda Silivrili çocukların ve Silivrili gençlerin de böylesine dünya çapındaki sanatçılarla bir arada olmasını sağlamaya çalışıyor Işıklar…

Bu festival sadece eğlendirmedi. Aynı zamanda hepimize gelecek için de yol gösterdi.

Festival boyunca esnaf da çok iyi iş yaptı. Çay bahçelerinden yer kalmadı. Taksi duraklarında araç bulamadık. Bakkallar gece yarılana kadar açıktı. Lokantalar tıklım tıklım doluydu.

Velhasıl kelam; festival sona ererken, yetkilisinden seyircisine herkesin yüzünde bir gülümseme vardı.

Bu gülümseme; Silivri’yi kötü insanlara teslim etmeyeceğiz mesajı içeriyordu