Marmara Uyumkent Sitesi, Silivri’nin hatta belki de Trakya’nın en büyük yazlık sitesi.

Buranın kendine ait bir yönetimi, bütçesi ve hizmet birimleri var.

Yani Uyumkent için adeta kapalı devre bir yazlık şehir diyebiliriz.

Burada geçtiğimiz hafta sitenin plajından denize girmek isteyen bir kadın boğularak yaşamını yitirdi.

2013 yılında da benzer bir olay meydana gelmiş ve Uyumkent sınırları içerisinde bulunan 11 ayrı ortak kullanıma açık havuzlardan birinde yine boğulma vakası yaşanmıştı.

Yaptığımız araştırmada; yasal zorunluluğa rağmen Uyumkent’in ne havuzlarında ne de plajında cankurtaran bulunmadığını öğrendik.

Site yöneticilerine sorarsak “cankurtaranlarımız var” (!) diyeceklerdir.

Ancak Uyumkent’in havuzlarında yasal yeterliliğe sahip cankurtaranların değil; çoğu üniversite öğrencilerinden oluşan ve site içerisinde “havuzcu” diye tabir edilen havuzların tertip, düzen ve temizliğinden sorumlu gençlerin bulunduğunu öğrendik.

Ortada çok büyük bir ihmal var…

Ve bu ihmal son 5 sene içerisinde 2 ayrı insanın yaşamını yitirmesine sebep oldu.

Normal şartlar altında site yöneticileri hakkında dava açılması gerekiyor.

Allahınız’ı seviyorsanız gelin şu işe bir kafa yoralım.

Niçin Uyumkent’in plajında ve havuzlarında cankurtaran bulundurulmuyor?

Paraları mı yok?..

Var…

Hem de yıllık 4 milyon TL’yi aşan genel bütçeleri var.

Peki bu işlere kafa yoracak insan mı yok?

O da var…

Hem site sakinlerinden oluşan bir yönetim kurulu var, hem de profesyonel yönetici olarak çalışan bir müdür var.

Peki ne eksik?

Ben söyleyeyim neyin eksik olduğunu denetim eksik…

Marmara Uyumkent sitesi, Silivri sınırları içerisinde özerk (!) bir bölge değil.

T.C. yasalarının aynen geçerli olduğu bir bölge…

Burada cankurtaran bulunup bulunmadığını denetlemesi gereken kurum olan Silivri Belediyesi, siyasi nedenlerden dolayı “aman yönetimle iyi geçinelim, şu kadar oy var” endişesi ile denetim görevini ihmal ediyor.

Ve bu ihmal iki ayrı insanın canına sebep oldu…

Bilmem anlatabiliyor muyum…