Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kurban Bayramı'nın birinci günü (bugün) Silivri'ye geldi. Ankara'dan uçakla gelip Çorlu havalimanı'na inen Kılıçdaroğlu ve beraberindekileri burada Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve CHP İlçe Başkanı Mümin Tuğlu karşıladı.
Daha sonra Silivri Ceza ve Tutukevleri Kampüsü'ne geçen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ergenekon Davası'ndan tutuklu bulunan milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile yine aynı davadan tutuklıu bulunan Gazeteci Tuncay Özkan'ı ziyaret etti.

 

Kılıçdaroğlu, daha sonra Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Genel Başkan yardımcıları Umut Oran ve Gürsel Tekin ile Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde, tutuklu milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'la bayramlaştı. Kılıçdaroğlu, yaklaşık 2,5 saat kaldığı Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı.

 

"TÜRKİYE İSTİHBARATLA YÖNETİLEN BİR DEVLET DEĞİL"
Bir gazetecinin ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın size bir daveti oldu. 29 Ekim'de ayrı bir program yapmaya gerek olmadığını ifade ederek, sizi, Hipodrom'da yapılacak etkinliğe davet etti. Ankara'daki yasağı da valiliğin aldığı istihbaratın gereği olarak açıkladı. Bu konudaki düşünceniz nedir?'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin, istihbaratlarla yönetilen bir devlet olmadığını söyledi.

 

"BÖYLE BİR ANLAYIŞ OLABİLİR Mİ?"
Anayasa'ya göre, her yurttaşın toplantı ve gösteri yapma hakkı bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Demokrasi var mı var, özgürlük var mı var. 'İstihbarat geldi yasaklıyoruz.' Böyle bir anlayış olabilir mi? Bayram kutlaması yapıyorsunuz. Yasak geldiği için ben 29 Ekim törenlerinde değil, halkın arasında olacağım. Onlarla beraber bayramı kutlayacağım. Resmi törenlerle kutlamak kolay, halkın arasında olmak zordur. CHP Genel Başkanı olarak zoru seçiyorum. Bir bedel ödenecekse orada o bedeli ödemeye de hazırım. Biz cumhuriyeti kurduk, istihbarat geldi, cumhuriyeti kutlamaktan vazgeçelim. Böyle bir anlayışı kabul etmeyiz, bu çağdığı bir anlayıştır, korkulan bir anlayıştır. Babalarımız, dedelerimiz, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı 'Düşman geldi, korktuk' diye yapmadılar. Tam tersine üstüne yürüdüler, 7 düvele karşı mücadele ettiler. Halkın egemenliğine dayalı cumhuriyeti kurdular. Başbakan ve onun uzantıları yasak getiriyorlar. Yasağı kabul etmeyiz. Halkın arasında, o 29 Ekim'de olacağım ve beraber kutlayacağız. Yurttaşlarımdan tek isteğim var. Herkes eline bir Türk bayrağı olarak gelsin. Cumhuriyetin kurulduğu TBMM önünde saat 11.00'de olacağım.''

 

"YASAKLAYARAK MI ÖNLEM ALIYORSUN?"
Kemal Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin ''Başbakan, 'Valilik gereğini yapacak' dedi'' demesi üzerine şunları söyledi: ''Sayın Başbakan ne söylerse söylesin. Bayram kutlamanın hele hele Cumhuriyet Bayramı kutlamanın izni olmaz, bu halkın bayramıdır, demokrasi bayramıdır, özgürlük bayramıdır. Cumhuriyeti o kadar kolay kurmadık, mücadele verildi. Bayrağımıza boşuna al bayrak demiyoruz, dedelerimizin kanının rengi var o bayrakta. Sen devlet değil misin, yasaklayarak mı önlem alıyorsun? Hiç bir şekilde istihbarata dayalı bir yasaklamayı demokrasi ile bağdaştırmıyoruz. Bunu söyleyen kişi de bu ülkede ben başbakanlık yapıyorum diyorsa, kimse kusura bakmasın ama istihbarattan güç alan bir devlet başkanı olmaz. Başbakan, demokrasi ve özgürlüklerden güç alır. Saygın bir toplum olmak istiyorsanız, önce demokrasiye özgürlüğü getireceksiniz.''

 

Editör: TE Bilişim