Makale yazan gazeteciler, toplumun kanaat önderleridir. Okur, araştırır, sorar, soruşturur, didikler ve olayları derinlemesine inceleyerek kendi düşüncelerini kamuoyuna aktarırlar. Makalelerde yer alan düşünceler o gazetecinin kendi düşünceleridir. Bu

Makale yazan gazeteciler, toplumun kanaat önderleridir. Okur, araştırır, sorar, soruşturur, didikler ve olayları derinlemesine inceleyerek kendi düşüncelerini kamuoyuna aktarırlar.

Makalelerde yer alan düşünceler o gazetecinin kendi düşünceleridir. Bu düşünceler doğru da olabilir, yanlış da olabilir.

Gazeteci, o yazısında çok önemli bir gerçeği de işaret ediyor olabilir, yanılıyor da olabilir.

Şimdi ben Silivri'de geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olayla ilgili kendi düşüncelerimi sizlere ifade edeceğim.

Bu düşüncelerime katılanlar da olacaktır, katılmayanlar da olacaktır.

Ama doğrusuyla yanlışıyla bir konu hakkındaki düşüncelerimi siz okuyucularımla paylaşma istiyorum.

Silivri'nin Alibey Mahallesi, aynı Fatih Mahallesi gibi daha çok ilçenin yerlisi olarak adlandırılan insanların yaşadığı bir bölgedir.

Buradaki sokaklardan birinin adı da geçtiğimiz günlere kadar "Hasan Tüfekçi Sokak"tı.

Alibey Mahallesi'nin şimdiki muhtarı olan Harun Tüfekçi'nin dedesi olanHasan Tüfekçi, geçmiş yıllarda bu mahallede muhtarlık yaptığı için anısına saygı amacıyla adı Belediye Meclis kararıyla mahalledeki bir sokağa verilmişti.

Silivri'nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırlarına dahil edilmesiyle birlikte geçtiğimiz günlerde ilçedeki birçok cadde ve sokak isimleri de İBB Meclisi tarafından değiştirildi.

Alibey Mahallesi'nde bulunan Hasan Tüfekçi sokağın adı da yine İBBkararıyla "Zikri Memiş Sokak" olarak değiştirildi.

Mahalle halkı da bundan rahatsız olarak isim tabelasının altına AK Parti Silivri İlçe Başkanı Metin Karakaş'ı protesto eden bir tabela astı…

Hasan Tüfekçi'nin aynı mahallede daha önce de muhtarlık yapmış ve rahmete kavuşmuş Silivrili bir büyüğümüzün ismi olduğunu yukarıda satırlarda açıkladım.

Peki Zikri Memiş kimdir?

Gazeteciliğe başladığım 1988 yılında tanıdığım, çok da sevdiğim ve saydığım, sağlığında sık sık bir araya gelerek esprili sohbetler yaptığımız, yemeğini yediğim, çayını içtiğim, yine Silivri'de yaşamış ve daha sonra rahmete kavuşmuş, hayır işleri yapmayı seven Bayburtlu bir müteahhit ağabeyimizdi.

Öldüğü gün çok üzülmüş ve cenazesini de omuzlamıştım.

Zikri Memiş'in adının Silivri'de bir sokağa verilmesi, kesinlikle prensip olarak karşı çıkacağım bir konu değildir.

Ancak "amaç üzüm yemek mi yoksa bağcıyı dövmek mi" denilen bir atasözünü anımsatmak istiyorum.

Silivri'de, "Çiçek Sokak" veya "Toprak Sokak" gibi herhangi bir anlam ifade etmeyen, değişmeye müsait birçok sokak ismi varken, Silivri'nin yerlisi olarak bilinen bir şahsın ismi kaldırılıyor ve yerine Anadolu'dan ilçemize gelen bir başka kişinin adı veriliyorsa ben burada biraz durup düşünürüm.

Üstelik bu uygulama, Metin Karakaş gibi aslen Ağrı Eleşkirtli olup daSilivri'de siyaset yapan bir kişinin yetkili olduğu dönemde yapılıyorsa daha çok durup düşünürüm.

Lütfen kimse yanlış anlamasın. Asla yerli yabancı ayrımı yapan ve yapılmasına taraftar olan birisi değilim. Benim rahmetli babam Silivri'nin yerlisi olarak bilinen bir emekli memurken, annem de Sakarya'da doğduktan sonra Silivri'ye gelmiş bir insandır.

Hepimiz aynı toprakların ve aynı ülkenin insanlarıyız.

Ancak, Silivri'ye Anadolu'dan gelip de, geçmiş yıllarda maddi olanaksızlıklar ve kültürel farklılıklar yüzünden yaşadıkları sıkıntılardan dolayı Silivri'nin yerlisi olan insanlara karşı gizliden gizliye kin besleyen bazı kişiler olduğunu düşünüyorum.

Bu kişilerin, ellerine siyasi güç geçer geçmez çeşitli vesilelerle, yasal boşlukları ve değişiklikleri de kullanarak; buranın yerlisi olarak kabul edilen halkın elindeki malların ve mülklerin alınarak Anadolu'dan gelen insanlara dağıtılmasını ve Silivrili olarak kabul edilenlerin buradan kaçırılarak Silivri'ye el koymayı planladıklarına ve Silivri'yi ele geçirmeyi amaçladıklarınainanıyorum.

Bu düşüncem doğrudur veya yanlıştır.

Ben de insanım ve yanılıyor olabilirim.

Bu düşüncelerim saçma bir komplo teorisi de olabilir.

Ancak Alibey Mahallesi'nde basit bir işlem gibi gözüken isim değişikliği benim aklıma bu senaryoyu getirdi.

Tabi ki rahmetli Zikri Memiş'in ölümünden 10 yıl sonra yapılan bu isim değişikliğinde en ufak bir günahı bile yok. Allah gani gani rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun…

İnanıyorum ki yaşasaydı bu şekildeki bir isim değişikliğinden en çok kendisi rahatsızlık duyardı.

Ancak iyi niyetle baktığımızda burada yapılması gereken; yukarıda da bahsettiğim gibi, "Çiçek Sokak" veya "Toprak Sokak" gibi herhangi bir anlam ifade etmeyen, değişmeye müsait birçok sokak isimlerinden birinin kaldırılıp yerine "Zikri Memiş Sokak" adının verilmesiydi…

Böyle yapılsaydı, hiç kimse rahatsız edilmemiş olacaktı.

Oysaki şimdi Silivri'nin yerlisi olan halkın taciz edildiğini düşünüyorum