Biz gazetecilerin nasıl para kazandığı zaman zaman Silivri’de polemik konusu oluyor.

Bilmeden ahkâm kesenler, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar ve yine sosyal medya üzerinden saçma sapan polemiklere girip biz gazetecilerin toplum içerisindeki tanınmışlığından faydalanarak kendi reklamlarını yapmak isteyenler oluyor.

Yine bizi “para karşılığı haber yapmakla” suçlayanlar da oluyor.

Bu suçlamaların bir bölümü bazı meslektaşlarımız (!) için ne yazık ki doğru…

Ancak medyanın içerisinde bulunan çürük elmalar kadar bütün meslek grupları içerisinde çürük elmalar var.

Dolayısıyla bu çürümüşlük sadece Silivri’deki gazetecilerin değil, toplumun tamamının sorunu…

Peki işin doğrusu nedir?

Silivri’deki gazeteciler nasıl para kazanıyor?..

Evet…

Şimdi lütfen arkanızı yaslanın ve dikkatli bir şekilde okuyun.

Çünkü hep merak edilen ve zaman zaman da polemik konusu olan sorunun cevabını veriyorum.

Silivri’deki gazetecilerin para kazanma yöntemi, dünyadaki gazetecilerin para kazanma yönteminden hiç de farklı değildir.

Bütün dünyada gazeteciler nasıl para kazanıyorsa Silivri’deki gazeteciler de öyle para kazanır.

Hem de çoğunlukla etik ve yasal bir şekilde…

Gazetecilerin iki şekilde para kazanma yolu vardır.

Bunlardan birincisi; bir medya kuruluşunda maaşlı olarak çalışmaktır.

Hürriyet’in, Sabah’ın veya şu gazetenin, bu TV haber merkezinin, bilmem hangi internet haber sitesinin muhabirisinizdir. Ve işyerinizden maaş alırsınız…

Bir öğretmen, bir hakim, bir savcı nasıl devletten maaş alırsa veya bir şirket çalışanı nasıl bağlı olduğu şirketten maaş alırsa; gazeteciler de çalışmış oldukları medya şirketinden maaş alır.

Yine o şirket tarafından sigortası ödenir vs…

Medya kuruluşları, gazeteler, televizyonlar ve internet haber siteleri de aslında birer şirkettir.

Gelelim ikinci yönteme…

Bazı gazeteciler, kendi medya organlarını kurar.

Medya organı kurmak ile ticari bir şirket kurmak arasında muhasebe yönetimi açısından hiçbir fark yoktur.

Yani kendi şirketinizi kurarak medya hizmeti verirsiniz.

Fakat sizin kurduğunuz şirket; Hürriyet gibi, Milliyet gibi, Sabah gibi büyük bir şirket olmadığı için çoğu zaman patronu da çalışanı da yine siz olursunuz.

İşyerinizin ofis kirasını ödersiniz, yayın masraflarınızı ödersiniz, kendi SGK’nızı ödersiniz, yine devlete gelir vergisi, stopaj vs ödersiniz…

Mahalledeki bakkal ve kasap hangi yasal ödemeleri yapmakla yükümlüyse siz de aynı yasal ödemeleri yapmakla yükümlüsünüzdür.

Ve geride kalan parayla da geçiminizi sağlarsınız…

Peki nasıl para kazanırsınız?

Küçüğüyle büyüğüyle dünyadaki bütün medya organları reklam yayınlayarak para kazanır.

Bizde reklam yayınlayarak para kazanıyoruz…

Tabi ki toplumun her yerinde bir takım uçuk kaçık insanlar, saçmalayarak dikkat çekmeye çalışanlar ve sivri akıllılar oluyor.

Bunların bir bölümü de reklam yayınladığımız zaman hemen sosyal medya üzerinden “vay efendim kalemlerini satıyorlar” (!) türünden saçma sapan suçlamalarda bulunuyor.

Reklam yayımlamak ve tanıtım yapmak “kalemini satmak” değildir.

Çünkü reklam yayımlamanın bir takım standartları ve etik kuralları vardır.

Örneğin benim şirketim olan Silivrigraf’ın yayın organı olan supersilivri.com’da yayımladığım reklamlar; haberlerden ayrı yerlerde ve tamamen reklam oldukları daha ilk bakışta anlaşılacak şekilde yayımlanır.

O reklamları haber ile birbirine karıştırabilmek için af buyurun ama zeka açısından biraz kıt olmak gerekiyor.

Ama gazeteciler hiç reklam yayımlamasın, tanıtım yapmasın ve para kazanamadan adeta aç kalarak kendini toplum için feda etsin diye bekleyenler de var.

Bugün özel hastanede sahibi olan ve ciddi yatırım yapmış bir doktora; “kardeşim sen insanların sağlığına hizmet et, bırak parayla pulla uğraşmayı” diyebilir misiniz?

Dünya kadar yatırım yapmış özel okul sahibi bir eğitimciye; “kardeşim sen kendini eğitime ada, bırak parayla pulla uğraşmayı” diyebilir misiniz?

Veya yazıhanesi olan bir avukata “kardeşim sen adalete hizmet et, bırak parayla pulla uğraşmayı” diyebilir misiniz?

O zaman kimse kusura bakmasın ama bir aynı şekilde yatırım yaparak yayın organı sahibi olan medya işletmecisine de “sen sadece gerçeklerin peşinde koş, bırak parayla pulla uğraşmayı” diyemezsiniz…

Evet gazetecilik şövalye bir meslektir…

Gazeteciler genelde idealisttir

Ancak gazeteciler “salak” da değildir…

Gazetecilerin kendilerini topluma feda eden kader kurbanları olmasını kimse bekleyemez…

Tabi bu arada toplumun bir bölümündeki bu bilgi ve bilinç eksikliğini istismar eden siyasetçiler de oluyor.

Örnek vermek gerekirse; sıkça eleştirdiğimiz Özcan Işıklar, aklı sıra bizi yıpratarak yaptığımız yayınların ve kendisi hakkındaki eleştirilerimizin ciddiye alınmamasını sağlamak amacıyla bizim hakkımızda haksız bir KARALAMA KAMPANYASI yürütüyor.

Lütfen okumaya devam edin; şimdi Işıklar’ın yürüttüğü bu haksız KARALAMA KAMPANYASI ve kurnazca yöntemi bütün ayrıntılarıyla açıklıyorum.

Yasa gereği belediyelerin resmi bütçeleri olur.

Bu bütçenin bir bölümü yine resmi bir kuruluş olan İller Bankası tarafından gönderilir, bir bölümü toplanan emlak vergilerinden, bir bölümü de resmi harç ve para cezalları gibi ödemelerden oluşur.

Silivri Belediyesi’nin yıllık resmi bütçesi yaklaşık 200 milyon TL’dir.

Bu bütçenin bir bölümünün,YASA GEREĞİ özel günlerde yayımlanan ilanların karşılığında yerel basına aktarılması gerekmektedir.

Bu ödemeler fatura karşılığı yapılır.

Bazı arkadaşlar örneğin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda Silivri Belediyesi tarafından gönderilen kutlama ilanını yayımladıktan sonra belediyeye fatura keser ve ücretini alır.

Bu ödeme tamamen yasal ve etiktir

Ancak Özcan Işıklar, kamu kaynaklarını tamamen kendi şahsi siyasi çıkarları doğrultusunda ve keyfi olarak kullanmak suretiyle kendisini destekleyen yayın organlarına ilan verirken eleştiri yapan yayın organlarına ilan vermez.

Buna tepki gösterdiğimiz zaman da insanlara dönerek konunun tamamını anlatmadan sadece “benden para istiyorlar” der.

İşte bu kurnazca bir kelime oyunudur

Yukarıda anlattığım ödemelerin yasal hakkımız olduğunu bilmeyen vatandaşlar (ki toplumun neredeyse tamamı bunu bilmez), Işıklar’ın “benden para istiyorlar” şeklindeki söylemini sanki biz avanta ve rüşvet istemişiz (!) gibi algılar…

Evet Sevgili Silivrililer,

Bu yazımda size Silivri’deki gazetecilerin nasıl para kazandıklarını anlatmaya çalıştım.

Umarım aydınlatıcı olmuşumdur…

Umarım bizi bir parça daha iyi anlayabilmişsinizdir…