Seyit Bey,

Türkiye’nin içerisinde bulunduğu bu olağanüstü hal durumunda 25. mektubumuzu da yazıyoruz.

Şu anda ülkemizin Fethullahçı terör örtgütü adı verilen çok önemli bir sorunu var.

Şimdi size, henüz adına terör örgütü ibaresi eklenmende önce CHP’li Silivri belediye Başkanı Özcan Işıklar ile Gülen Cemaati arasında kurulan bağlantıdan bahsetmek istiyorum.
 
Her şey 2009’da belediye başkanı seçilmesiyle başladı...

O günlerde AK Parti Hükûmeti’yle iyice iç içe geçmiş ve başta adliye olmak üzere neredeyse bütün devlet kurumlarına hakim olmuş vaziyetteki Fethullah Gülen Cemaati ile iyi geçinmesi gerektiğini düşündü.

Sonuçta hükûmet muhalifi bir belediye başkanıydı...

Hakkında açılacak olan soruşturmalara büyük ihtimalle cemaat bağlantılı müfettişler bakacaktı.

Yine herhangi bir sebeple savcılık soruşturması geçirecek olursa adliyelerde oldukça güçlü bağlantıları bulunan cemaat mensuplarının yardımını almak durumundaydı.


Evet düşünce olarak sosyalist bir kökenden geliyordu.

Ancak kendisi kurnazın kurnazı olduğu için menfaatleri gereği cemaatle iyi ilişkiler kurması gerektiğine inanıyordu...
 

Özcan Işıklar’ın, Fethullah Gülen Cemaati ile yakın ilişkiler kurmaya başladığını ilk olarak 2010 yılında çıktığı bir yurtdışı gezisiyle öğrendik.

Cemaatin bazı yöneticileriyle birlikte Türkmenistan’daki Gülen okullarını ziyaret etti.

Cemaat mensuplarıyla birlikte camiye giderek namaz kıldı.

Geziye giderken birlikte götürdüğü erkek kardeşi Özkan Işıklar’ın, namaz kılarken fotoğrafını çekip facebook’ta yayımlamasıyla birlikte Işıklar’ın şimdiye kadar namaz kıldığını hiç görmeyen ve duymayan Silivrililer büyük bir şaşkınlık yaşadı.

Cemaatle birlikte çıktığı yurtdışı gezileri bir seferle sınırlı kalmadı.

Aynı ekiple birlikte cemaat okullarını ziyaret etmek amacıyla yapılan yurt dışı gezilerine birkaç kere daha katıldı.

Bu gezilere CHP’li bir çok belediye meclis üyesini ve müşterek hareket ettiği Silivri Hürhaber Gazetesi’nin o dönemdeki sahibi İlhan Uygun’u da götürdü.

Daha sonra cemaatin Silivri’deki bir takım isimleriyle gittikçe daha yakın ilişiler kurmaya başladı.

Samanyolu TV'de, Zaman ve Bugün gazetelerinde Silivri Belediyesi'nin faaliyetleriyle ilgili haberler yayımlanır oldu.

Silivri Belediyesi’nin bir takım mal ve hizmet alımlarını cemaate olan yakınlığıyla bilinen şirketlerden temin etmeye başladığı duyuluyordu.

Cemaatin Silivri’deki “ağabeylerinden” olan İ.K. adlı genç işadamı ile samimiyeti yoğunlaştırdı.

İ.K.’nın İstanbul’da bir alışveriş merkezi içerisinde açtığı kuyumcu dükkânının açılışına katıldı.

Hatta açılışa giderken, gizli sahibi olduğu iddia edilen Silivri Hürhaber Gazetesi’nin kağıt üzerindeki sahibi Sevginar (Uygun) Sali’yi de makam minibüsüne alarak götürdü.

Hürhaber’in, cemaatçi işadamı İ.K. ile ticari irtibat kurmasını sağladı.

O günden sonra İ.K., Hürhaber’e bol miktarda reklam verdi...

Para aktardı...

Destekledi...

6 ay sonra aynı cemaat abisinin Silivri’deki lüks otomobil galerisinin açılışına katıldı.

AK Partili Metin Karakaş ile birlikte açılış kurdelesini kesti.
 

Işıklar, Gülen Cemaati’ne yakın olduğu bilinen birçok vakıf ve dernekle çeşitli ilişkiler kurdu.

Silivri’de 2010 ila 2015 yılları arasında görev yapan C.D. adlı Cumhuriyet Savcısı'nın eşine Silivri Belediyesi’nin “imar servisinde” iş ve görev verdi.

Söz konusu savcı, Işıklar’ın taraf olduğu birçok soruşturma dosyasını yürüttü.

Aynı Cumhuriyet Savcısı, FTÖ soruşturmaları kapsamında geçtiğimiz günlerde HSYK kararıyla açığa alındı.
 

Yine Silivri’den yayın yapan Yörünge Gazetesi’nin internet sitesinde, 28 Mart 2014 tarihinde, yani yerel seçimlerden iki gün önce bir ses kaydı yayımlandı.

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile Gülen Cemaati’nin Silivri’deki bilinen isimleriyle yapıldığı iddia edilen görüşmede Işıklar, “..Böyle bir görev olursa hiç kimseye hesap vermeden..” şeklinde konuyu yüklem kelimesi ile bitirmeden direk konudan konuya geçen karışık bir cümle kullandı.

Işıklar burada “..böyle bir görev olursa..” derken neyi ve hangi görevi kastediyordu?

Işıklar, cemaatten “görev” mi istiyordu?
 

15 Temmuz 2016 akşamı gerçekleştirilmeye çalışılan başarısız darbe girişiminden sonra ülke çapında Gülen Cemaati mensuplarına karşı büyük bir cadı avı başlatıldı.

Kamu kurum ve kuruluşlarında neredeyse toplam 50 bine yakın personel görevden alındı.

Silivri Adliyesi’nde görev yapmış bazı hakim ve savcılar dahil olmak üzere Türkiye genelinde 3 bine yakın hakim ve savcı açığa alındı.

Bu hakim ve savcılardan bazıları kelepçelenerek emniyet müdürlüklerine götürüldü

Yine çok sayıda İçişleri Bakanlığı müfettişi de görevden uzaklaştırıldı.

Bütün bu gelişmeler karşısında; Özcan Işıklar’ın taraf olduğu dosyalara bakan bazı cumhuriyet savcılarının da açığa alınan savcılar arasında olduğunu düşünürsek; Işıklar’ın dosyalarının yakın bir zamanda yeniden açılabilme ihtimali söz konusu olabilir.

Yine aynı şekilde, açığa alınan İçişleri Bakanlığı (mülkiye) müfettişleri arasında, Silivri Belediyesi’ni denetleyen ve Işıklar hakkında daha önce soruşturma yürüten müfettişler olması durumunda; bu dosyaların da tekrar açılma ihtimali söz konusu olabilir.

Silivri Belediyesi’nin son 7 yıldan bu yana mal ve hizmet alımları gerekçesiyle para aktardığı şirketlerin cemaat ile bağlantıları olup olmadığının araştırılması söz konusu olabilir.

Dahası, önümüzdeki günlerde bir ihtimal; Özcan Işıklar’ın da cemaat ile ilgili soruşturmalara dahil edilmesi gündeme gelebilir...