Yoğurt Festivalini ve programını basın mensupları ile paylaşmak üzere bir araya gelen Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, geçen hafta basın toplantısı yapan AK Parti Silivri İlçe Başkanı Metin Karakaş’a fena yüklendi.

İşte Işıklar’ın konuşmasından bölümler:

AK Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş geçtiğimiz hafta yapmış olduğu basın toplantısında “Silivri’de ne yapılmış?” diye soruyordu. Benim sol kulağım çınlıyor da senin iki gözün görmüyor mu? Kâni Karaca gibi oldun kardeşim. Yani âmâ mısın? Gözlüğü takmışsın gözüne, aldın eline kemanı udu çalıyorsun tek başına; kendin çalıyorsun, kendin dinliyorsun. Kâni Karaca rahmetli oldu mu bilmiyorum ama yaşıyorsa Allah uzun ömür versin. Dolaş Silivri’yi bir bak bakalım çok şey değişmiş mi, değişmemiş mi? “Bir şey yapılmıyor” demek en hafif deyimle vicdansızlıktır. Aslında yapılmıyor demesi benim de işime geliyor; millet görüyor nasıl olsa. Amâ gibi dolaşırsın ortada. Kimse de ciddiye almaz yani. Yapılanı görüyor herkes, nelerin yaptırılmadığını da görüyor.

5 YIL ÖNCE İKTİDARKEN NEREDEYDİN? BÜTÜN İMKANKLARA VAKIFTIN…

Bu yıl çarşıda otopark sıkıntısı var. Sorunu çözeceğiz ama başlayamıyoruz. Çünkü direniyor ve bize iş yaptırmamak adına İSKİ’yi kaldırtmıyor yerinden.  Aslında 3-4 sene önce bitecekti orası. Hatta meydana da heykel koyacaktık. Silviya Otel yıkıldı, Şimdi ne yapalım? Büyük çılgın proje yapalım. Bir gün İspanya Kraliçesi ileri gelenlerini toplamış, hepsine birer yumurta vermiş ve “bunu dik tutar mısınız” demiş. Herkes uğraşıyor yumurta masada durmuyor. Kâşif adam yumurtaya hafif tıklamış, ıkladığı yerin üzerine koyunca yumurta masada dik durmuş. Tabi masadaki herkes “bende yapardım” demeye başlamış. Yaparsın tabi yapmasına ama gördükten sonra yaparsın. Şimdi yıkıldı burası, hemen “bahçe olsun” diyor. Nerdeydin 5 yıl önce? Yumurtayı dik tutturan biri olduktan sonra herkes yapar. Silviya’yı yapmadan önce yıkıldığında bana esnaftan imza toplattırıp yolladı. Esnafı tetikleyip bana yolluyor. Oranın altına dükkân yapılmasını öneriyorsun. “Silviya’yı da meydan yapın” diyorsun. Günaydın… 5 sene orda hem Silivri’de, hem İstanbul’da, hem Ankara’da ilk defa iktidarken yapılan hizmetlerin altında ben ezilmiyorum da onlar müthiş bir şekilde baskı altında bu yapılanların altında ezildikleri için söylüyorlar. Keşke yapılsaydı da ezilseydik. Ben öneriyorum otoparkı yapsınlar, tiyatro binaları yapıyoruz arkada onları biz yapıcağız ama kültür merkezi orda işte buyurun bu plajı yapsınlar, ben ezilmeye razıyım hem de tost gibi hem de kendi kendimi ezeceğim. Yeter ki hizmette yarışalım. Şunu ısrarla ve inatla söylüyorum hesap kitapta, kâğıtta ortada. İlk defa Silivri kendi bütçesinin %40’nı reel yatırıma hem de dışarıdan bir kuruş gelmeden yapan belediye biziz. İlk defa Silivri’yi geleceğe taşıyacak bu şekilde kolektif yaşamı, aydınlık çağdaş bir yaşamı ve insanları diyalog içinde bir toplumun gözü önünde meydanları ile kültürlerini yaşatıp bütünleştirmeye çalışan çağdaş bir yaşamı diyalog halinde iletişim halinde hemşeri vizyonu ilk defa koyan belediyeyiz Üst yapılarını bitirdik. Şimdi sanat yapılarını, kültür merkezleriyle, heykelleriyle, restorasyonları ile esas bir şehre dönüşeceğiz. Bu büyük bir fotoğraf büyük bir vizyon. İlk defa 800 kişilik salon 250 kişilik ve 150 kişilik 3 tane olan tiyatro salonuyla tam bir şehre dönüşeceğiz. Kültür merkezimizde 4000 kişiyi eğitiyoruz. 80 kişiyi de aldık. 400 tane bale öğrencimiz var. Onlarca yüzlerce öğrencimiz sanatla uğraşacak düzeye gelmiş. Hem halkı eğiteceksiniz, hem onlarla kaynaşacaksınız, hem de sıkı diyalog içerisinde olacaksınız. Hem de onları aşağısı yukarısı kuzeyi güneyi doğusu batısı demeden bütün kenti bir hemşeri hamlesiyle saracaksınız. Bunlar esas projeler içinde insan olan projelerdir. Bir spor okulu yapıyoruz 5000 kişi katılıyor. 6000 tane çocuğu emanet edilebilir duruma getirmişiz kamuyla. 15-20 yıl boyunca çarşıya inmemiş bayanlarımızın şimdi gözündeki değişimi bir görün. Siz sokaktan alıp eve kapatırken biz evden alıp sokağa çıkartıyoruz. Türkiye’nin aydınlık geleceği görüşü burada, dışarı çıkartıp insanları kaynaştıracağız, gençlerin bilinci burada gelişecek çağdaş bir yaşam çağdaş bir kültür böyle gelişecek.

“ŞEREF” ve “NAMUS” KELİMELERİNİ EN ÇOK İHTİYACI OLAN DEVAMLI OLARAK TEKRARLAR

300 yıl önce Fransa’daki sokağın ismi duruyor. Savaşların olduğu 1500 yıl önceki sokak isimleri duruyor. Fransa’ya ne zaman giderseniz gidin bütün sokakların ismini herkes ezbere bilir. Bir sokak ismi 300-500 sene kalmalıdır. Sokak isimleri değiştirme yetkisi Büyükşehir’dedir. Kanunlarda da belirtilmiştir. İkimizde mutabıkız. Ben babamın ismini önermedim ki benim babam Silivri’nin ilk esnaflarından 3000 tane isim konacaksa hakikaten yazılması gerektiğini düşünüyorum babam olduğu için değil, başka esnaflarda var. Neden? Şehirde ticari hareketi olan insanlar. Koymasa da olur. Bizim yetkimiz yok bu konuda. Bunu yapan da biliyor söyleyende biliyor. Laf olsun, polemik olsun diye söylüyor. “Şerefler namuslar” diyor. Bunu en çok ihtiyacı olan söyler. Sokak isimleriyle oynanmaz. Zırt pırt değiştirirsen ortada ne tarih kalır ne geçmiş kalır ne de geçmişten çocuklar nereden ne geldiğini anlayamaz bile. Sokak isimlerinin anlamı ve önemi bilinmiyor. Binlerce yaşayacak o tarihi hatırlatacak sokak ismidir, oynanmasına kesinlikle karşıyım. Hiç kimseye böyle yetki de vermedim, imzamda yok.

 

Editör: TE Bilişim