Halkla İlişkiler uzmanlarının sıkça kullandığı bir nitelendirme var.

Markanın ürünün önüne geçmesi durumu...

Örnek vermek gerekirse; kağıt mendil yerine ”Selpak” deriz. Halbuki Selpak; bir kağıt mendil markasıdır.

Kadın pedi yerine “Orkit” deriz. Gerçekte Orkit; bir kadın pedi markasıdır.

İşte bu durum; markanın, yani topluma sunulan etiket ismin halk tarafından çok benimsenmesi ve ürünün artık o isimle anılması durumudur.

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar da artık Silivri dışında neredeyse tamamen kumarla anılmaya başladı.
 

Posta Gazetesi, İstanbul’daki bütün belediye başkanlarıyla sırasıyla röportaj yapıyor.

Geçtiğimiz hafta Silivri’ye de geldiler.

Işıklar’a toplam 13 soru soruldu.

Bu 13 sorudan bir tanesi de “kumar oynadığınıza dair iddialar var” şeklindeydi.
 

Gazeteci arkadaşım Fatma Sarıbıyık, birkaç hafta önce İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısını izlemek için Saraçhane'de bulunan İBB binasına gitmişti.

Toplantıda İstanbul’un uzak bölgelerinden ilçelerden gelen yerel gazeteciler de vardı.

Sarıbıyık’la tanışan Kartal ve Sarıyer’deki gazeteci arkadaşlarımız; Fatoş’un Silivri’den geldiğini öğrendiklerinde, belediye hoparlöründen yapılan ve ulusal basına da yansıyan “Kumarbaz Özcan” anonslarını hatırlatarak “Kumarbaz Özcan ne yapıyor” şeklinde soru sormuşlar.
 

Yine geçtiğimiz günlerde bir etkinlik sırasında salonda bulunanların elini sıkan Işıklar, oradaki insanlarla birlikte bir grup gençle de tokalaşıyor.

Işıklar uzaklaştıktan sonra gruptaki gençlerden bir tanesi “elime kumar bulaştı” diyerek diğer eliyle tokalaştığı elini sıvazlıyor.

Tabi yanında bulunan arkadaşları da gülmeye başlıyor.
 

Özcan Işıklar için ortaya atılan “kumar oynadığı” iddiaları yeni değil aslında.

Bu söylentiler 20 küsür yıldır var...

Ancak belediye başkanı olduktan sonra arabasının Bulgaristan’da kumarhane önünde fotoğraflanması, bir yıl sonra belediye hoparlöründen “kumarbaz Özcan” diye anons yapılması ve son olarak da Kumarhaneler Kralı olarak bilinen işadamı Sudi Özkan’ın huzurunda elinde çantayla ayakta durarak konuşması esnasında çekilen fotoğrafın yerel basında yayımlanmasıyla bu iddialar iyice tavan yaptı.

1990’lı yıllarda Silivri’de faaliyet gösteren yerel gazetelerde Şenol Demirci imzasıyla yayımlanan haber ve köşe yazılarında; Işıklar’ın, Klassis Otel’in kumarhanesinde sabahlara kadar kumar oynadığı, cebindeki bütün parayı makinalara kaptırdığı, taksi parası bile kalmadığı için Klassis’ten evine kadar yürüyerek geldiği, senetler imzalayarak Ahmet Hamoğlu’na borçlandığı gibi iddialar yazı konusu yapılıyordu.