Bu yazıyı yazmaktaki amacım kesinlikle mezhep araştırmasına girmek değil.

Normal şartlar altında insanların inançlarını seçmekte ve yaşamakta özgür olduğuna inanıyor ve inanç sorgulaması yapan zihniyetten nefret ediyorum.

Ancak siyasi menfaat uğruna bir ihtimal inanç simsarlığı yapılıyorsa; işte bunun da sorgulanması gerektiğini düşünüyorum.
 
2014 seçimlerinden önce, Silivri Cemevi’nin temel atma merasimi sırasında bir konuşma yapan Özcan Işıklar, aynen “... Ben de bir Bektaşiyim. Ancak şimdiye kadar hiçbir yerde bunu açıklamadım...” diyerek “Alevi olabileceği” imasında bulundu.

Bu cümlenin söylendiği yer ve zaman açısından baktığınızda önceden planlanarak kullanılan bir cümle olduğunu fark edebiliyorsunuz.

Peki Alevi Kültür Dernekleri Silivri Şubesi’nin de kayıtlı bir üyesi olan Özcan Işıklar gerçekten Alevi olabilir mi?

Bana göre olsa ne olur, olmasa ne olur...

İnancı tabi ki kendisini ilgilendirir.

Ancak bunu seçim öncesi siyasi bir ortamda özellikle telafuz ediyorsa; o zaman bir gazeteci olarak bu durumun siyasi analizini yapabilirim diye düşünüyorum. 


Silivri’nin fazla büyük olmayan bir yerleşim birimi olması dolayısıyla çoğumuz birbirimizin ailelerimizi tanıyor ve geçmişimizi biliyoruz.

1998 veya 1999 yılıydı.

Özcan Işıklar’ın annesi vefat ettiği zaman cenazesi cemevinden değil Piri Mehmet Paşa Camii’nden kaldırıldı.

Ben de cenaze namazına katılanlar arasındaydım...

Birkaç yıl sonra babası vefat ettiği zaman gene Piri Mehmet Paşa Camii’nden kaldırıldı.

Şimdi bu mezhep konularında bilgili olanlar bana hemen “Özcan Işıklar, Aleviyim demedi, Bektaşiyim dedi” diyecekler.

Ancak ben de zaten kendisinden bahsederken “Aleviyim dedi” demiyorum. “Bektaşiyim diyerek Alevi imasında bulundu” diyorum.

Çünkü Işıklar’ın o gün kullandığı cümle, oldukça dikkatli bir şekilde seçilmiş ve seçim öncesi Alevi cemaatine yönelik olarak siyasi mesajlar veren bir cümleydi...
 

Işıklar, cemaatlere yakın olmayı seviyor.

Aleviler’in arasına girince “Bektaşiyim” diyor.

Fethullahçılar’la birlikte yurtdışındaki okulları ziyaret edip birlikte abdest alarak namaz kılıyor.

Süleymancılar’la karavanaya kaşık sallıyor.

Adıyaman Menzilciler’e Silivri’nin değişik yerlerinde satış stantları veriyor.

Yani içerisinde bulunduğu siyasi oyunun günümüzdeki bütün şartlarını yerine getiriyor.
 

Ancak bunların dışında oldukça kötü bir huyu var Işıklar’ın...

Yukarıda saydığım bütün bu cemaatlere ve insan topluluklarına seçim öncesi yakın duruyor; fakat seçimden sonra verdiği sözleri tutmamaya başlıyor.

Seçime kadar başka, seçimden sonra başka...

Alın size Özcan Işıklar usûlü kasaba siyaseti...

Allah kabul etsin...