Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda “Edebiyat Dünyasının Cumhurbaşkanı” olarak anılan Hürriyet Gazetesi Yayın Danışmanı ve Yazarlarından Doğan Hızlan’ı Silivri’deki evinde ziyaret etti.. Işıklar yaptığı ziyarette, 200 bin belge içinden Silivri ile ilgili olanların derlendiği ‘Osmanlı Belgelerinde Silivri’, ‘Mili Mücadeleden Cumhuriyete Silivri’ ve Profesör Doktor Tayfun Akkaya’nın ‘Silivri’ konulu doktora tezi olmak üzere üç ayrı tarih kitabını Hızlan’a hediye etti. Kitapları köşesine taşıyan Hızlan, “Yakınımızda ama tanıyor muyuz?” başlığıyla kaleme aldığı yazısı şu şekilde;

Yakınımızda ama tanıyor muyuz?

İstanbul’un semtlerini ne kadar biliyoruz? Bayramda Silivri’de yazlıktayken Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile buluştum. Başkan, Prof. Dr. Tayfun Akkaya’nın Silivri üzerine tezini yayınlamış. Yalnız tarihçiler için değil, sıradan okurlar için de bilgilendirici bir monografi

İstanbul’da yaşayanlar en azından Silivri’nin adını duymuştur, birçok kişi de oraya gitmiştir.
İstanbul’un semtlerini ne kadar tanıyoruz?
Yavaş yavaş semt monografileri yayımlanıyor. Özellikle İstanbul gibi bir kentin semtlerinin monografileri yazılmadıkça, genel bir tarihinin yazılmasının mümkün olmadığı kanaatindeyim.
Bayramda Silivri’de yazlıktayken bir gün Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile buluştum.
Kendisi de tarihçi olan Başkan, Prof. Dr. Tayfun Akkaya’nın tezini yayınlamış.
Kitabın girişindeki yazısından bir bölümü birlikte okuyalım:
“Tarih, bir toplumun geçmişi ve geleceği arasındaki köprüdür. Tarih yazmaksa dar anlamda toplumların, geniş manadaysa insanlığın zihinsel belleğinin haritalandırılmasıdır. Tarih, olaylarıyla, düşünce sistemleriyle, ürettikleriyle ve yaşam tarzlarıyla kısaca insana dair olan tüm faaliyetleriyle geçmişi kavramanın biricik yoludur. Tarihin, yaşadığımız dünya gibi, insanlığın ortak malı olduğunu kabul etmemek mümkün değildir.
Eşsiz bir tarih ve kültür hazinesine sahip olan Silivri’mizin yaşadığı evrelere geçmiş zaman yöneticilerinin ve araştırmacılarının pek itibar etmediğini görmek bizi üzdü. Bu kitaptan anlaşılacağı gibi geçmişte bu topraklarda yaşamış medeniyetlerin bıraktığı izlerden gerektiği gibi yararlanmazsak, hayırsız mirasyedi edası içinde geçmişe sırt dönme gafleti içinde olursak, geleceğe umutla bakma hakkını yitirmiş oluruz.”
‘Bir Şehir Monografisi’ başlığı altındaki Silivri kitabı, üç ciltten oluşuyor:
Cilt I: Görkemli bir geçmiş... Umut yüklü bir gelecek Silivri.
Cilt II: Osmanlı Belgelerinde Silivri.
Cilt III: Milli Mücadele’den Cumhuriyet’e Belgelerle Silivri.
Silivri’yi topoğrafyası ve tarihçesiyle okumaya başladığınızda, burayı tanımaya, önemini yavaş yavaş keşfetmeye başlarsınız.
Bu tür kitapların işlevi, yaşadığınız, yıllarca gidip geldiğiniz yeri tanımanızı sağlaması.
Cumhuriyet döneminde Silivri bölümüne baktığınızda 2009 sayımına göre nüfus 134.660’tır. Hiç kuşkusuz bugün nüfus çok daha fazla.
Başkan kışın 200 bine yaklaşan nüfusun yazın 500 bini bulduğunu dile getirmişti. Silivri üzerine seyyahların yazdıklarıyla ilmî araştırmalar buradaki tarihi eserleri, kiliseleri, camileri de tanıtıyor.  Bu yapıtlar hakkında verilen bilgiler, oraya gezmeye gidenleri, yazın tatile gidenleri veya yerli halkı oraları görmeye teşvik edecektir.
İkinci cilt resmî belgelerden oluşuyor.
Belgelerin eşliğinde burayı bir perspektif içinde tanıtan belgeler beni çok ilgilendirdi. Çünkü bu belgeler, resmî tarih için gerekli kaynaklar olduğu kadar, devletin burayla bağlantısının derecesini de saptıyor.
İkinci cildin ana başlıkları şöyle: İdari / Yönetim, Asayiş, Bayındırlık, Vakıflar, Ticari Hayat, Rumlarla İlişkiler, Devlet Adamları.
Silivri’nin ne kadar üretken olduğu tarih içinde gösteriliyor bu kitaplarda.
Orijinal belgelerin yanında bugünkü yazıya aktarılmış hali de var. Hemen yukarısında yer alan özet bilgiler, bunlardan birçok kişinin yararlanmasını sağlayabilir.
Üçüncü ciltte Milli Mücadele’den Cumhuriyet’e kadar olan Silivri ile ilgili bilgiler bulunuyor.
Yalnız tarihçiler için değil, sıradan (en azından meraklı) okurlar için de öğretici, bilgilendirici bir monografi.
Her yerin, şehrin, beldenin monografilerinin yazılmasını bekliyorum.
Belediyelerin, yerel yönetimlerin bu çalışmaları yapması gereğini sık sık yineliyorum.
Çünkü orada yaşayanlar, nerede yaşadıklarını bilmek isterler.
İyi bir çalışma.”

 

Köşe yazısına ulaşmak için tıklayın; http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21299060.asp

 

Editör: TE Bilişim