Hayatınızın bir döneminde mutlaka karşılaşmışınızdır; çok ama çok sinsi kadınlar vardır…

Karşılıklı konuştuğunuzda size insan sevgisinden, doğal güzelliklerden, yüksek değerlerden ve iş prensiplerinden bahseder.

Kendisini takdir eder ve saygı duyarsınız…

Ancak karşınızdaki performansın bir maske ve bir tiyatro olduğunu o an için anlayamazsınız.

Özcan Işıklar, belediye başkanlığı süresince Hürhaber gazetesine ve Sevginar Sali Uygun’a farklı bir muamele yaptı.

Belediyenin neredeyse bütün imkanlarını haksız rekabete varacak ölçüde Sevginar Sali Uygun için seferber etti.

Silivri’de yıllardır medya sektöründen kazancını sağlayan bizlerin önümüzdeki ekmeği aldı ve Sevginar Sali Uygun’un önüne koydu.

Ne zaman ki belediye başkanlığı bitti; Sevginar Hanım 180 derecelik bir dönüşle dümeni yeni belediye başkanına doğru çevirerek Işıklar’a sırtını döndü.

Özcan Işıklar da yediği bu kazıktan sonra Silivri’deki gazeteci arkadaşlarıma “ben hata yaptım, Hürhaber konusunda büyük yanlış yaptım, Sevginar devamlı olarak sizleri kötülüyordu ve ben de ister istemez etki altında kaldım...” şeklinde itiraflarda bulunmaya başladı.

Bu itiraflardan sonra konuyu biraz daha araştırınca Sevginar Sali Uygun’un, başkanlık süresi içerisinde Işıklar’a sağdan soldan laf taşıdığı, konuştuğu diğer siyasetçilerle ilgili olarak whatsapp üzerinden neredeyse her Allah’ın günü defalarca mesaj göndererek anlık olarak bilgi verdiğini öğrendik.

Falanca kişi geldi, sizinle ilgili şunu dedi. Filanca kişi ile telefonla görüştüm; şu konu hakkında şunu düşünüyor. Bilmem hangi belediye meclis üyesi şöyle şöyle bir konuda böyle böyle hamle yapacak…

Bunları öğrendikten sonra “acaba Volkan Yılmaz’a da aynı numaraları yapmaya başladı mı” diye merak ettik.

Yılmaz’ı yakından tanıyanlar; Sevginar Sali Uygun bu tarz denemelere kalkışsa bile (ki kalkıştığını duyuyoruz) Yılmaz’ın asla buna pirim vermeyeceğini söyledi.

Sevginar Hanım’ın, Silivri’deki siyasetçilere ve ilçenin sosyal aktörlerine son derece sinsi bir şekilde yaklaşarak bu insanları kendi işletme menfaatlerine göre yönlendirmeye çalıştığı artık kabak gibi ortaya çıktı.

Meğerse Sevginar Sali Uygun Hanımefendi Silivri’de “gazetecilik” (!) maskesi altında Ali’nin külahını Veli’ye, Veli’nin külahını Ali’ye giydirmeye çalışıyormuş.

Musluğun başında bulunan belediye başkanları bu kadın için son derece önemli…

Hanımefendi, belediye başkanlarını bir şekilde kafa kola getirerek oluşturdukları politikalarda ve özellikle de yerel basın ile ilgili politikalarda etkili olmaya; bu politikaları kendi işletme menfaatlerine göre manipüle etmeye çalışıyor...

Sohbet ettiğiniz zaman veya bazı yazılarını okuduğunuzda; ideal değerlerden, hayatın güzelliklerinden, dürüstlükten, insanlıktan ve barıştan bahseden hanımefendinin kafasının içerisinde şeytanlar adeta top oynuyor…

Bulgaristan göçmeni olan Sevginar Sali Uygun’un, ikbal içerisindeki her siyasetçiye veya sosyal konumu güçlü insana mavi boncuk dağıtmak için mutlaka bir bağlantı argümanı vardır.

Örneğin CHP’lilere “ben CHP’liyim” der…

Aleviler’le “annem Alevi” şeklinde konuşur.

MHP’lilere “ben üniversitedeyken MHP bursu ile okudum” diye kapı açmaya çalışır.

Bir başka siyasetçiyle “ben geçmişte şu olayda kişisel olarak sizi destekliyordum ancak İlhan (vefat eden kocası) sizinle ilgili destekleyici yazı yazmama izin vermiyordu” diyerek köprü kurmayı dener

Yani anlayacağınız elinde siyasi güç barındıran veya siyasi güce yakın zamanda ulaşma potansiyeli bulunduran herkese karşı köprü kurabilmek için bir planı vardır.

Her fırsatta meslektaşlarını yani bizleri kötüler ve Silivri’deki tek doğru düzgün gazetecinin kendisi olduğunu anlatır...

Bunu yaparken de mutlaka maskesini takarak dürüstlük ve insaniyet gibi ortak değerlerin arkasına gizlenmeye çalışır.

Aklı fikri paradır…

Silivri’nin zenginlerinden; “bu gazetenin yaşaması lazım, günlük gazete çıkartmak şöyle zordur böyle zordur, vergi borçlarım var...” vs diyerek yüklüce para koparmaya gayret eder.

Ancak aynı insanları diğer gazetecilerden uzak tutabilmek için devamlı olarak meslektaşlarını kötüler

Haftada bir veya iki gün siyasi konuların dışına çıkarak; insan sevgisinden ve yükselen değerlerden bahseden yazılar yazar. Bu yazılar, gerçekte kendisine ait değildir. Kişisel gelişim kitaplarından kopya çeker…

Müthiş derecede menfaatçidir…

Kurnazdır…

Çok ama çok sinsidir…

O, artık Silivri’nin “Maskeli Sinsirellası”dır…