Bir varmış bir yokmuş, develer tellâl iken, pireler berber iken, ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken; Türkiye’de “basın”, bütün dünyada da “press” olarak tabir edilen bir kavram varmış...

Çok eski zamanlarda matbaa ile basılan yayın organları; yani gazete ve dergiler “basın” olarak adlandırılırdı…

Ancak teknolojinin gelişmesi  ve beraberinde radyo-TV’lerin de haber yayını yapmaya başlamasıyla birlikte “basın” kavramı yetersiz kaldığı için “medya” şeklinde yeni bir kavram üretildi.

Medya; gazete, dergi, radyo ve televizyonu da içerisine alan bir iletişim sistemine verilen isim olarak kabul gördü.

Teknolojinin iyice gelişmesiyle birlikte internet haber sitelerinin hayatımıza girmesinden sonra ise iletişim dünyasında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı…

Silivri’nin kendisini Türkiye’nin 81 ilinin toplamda 922 ilçesinden ayıran bir özelliği var…

Türkiye’nin en aktif ve en enerjik yerel medyası Silivri’de bulunuyor…

İlçede ne yaşanıyorsa en geç 10 dakika sonra “son dakika” olarak internet haber sitelerimizde görebiliyor ve okuyabiliyorsunuz…

Tıpkı Ankara’da TBMM’de yaşanan bir gelişmenin TV’lerde ve hurriyet.com.tr gibi internet haber sitelerinde anlık olarak yayınlanması gibi…

Aslında Silivri’de yerel medyanın tarihi 1948 yılına uzanmasına rağmen “Türkiye’nin en aktif yerel medyasına sahip ilçe” olarak tanımlanması son yıllara; internet haber sitelerinin aktifleşmesine dayanıyor.

Silivri’de bir adet günlük yerel gazete var…

Sokullu Mehmet Paşa’dan kalan yöntemlerle yayın yapıyor..

Her gün 300-350 civarında basarak ve bastığı gazeteleri bazı resmi daireler, yerel siyasetçiler ve yerel siyasete meraklı esnafa dağıtarak yayın hayatını sürdürüyor.

Bu gazetede yazılanları sadece bazı devlet memurları ve yerel siyasetçiler ile yerel siyasete meraklı 50 ila 100 arasında esnaf okuyabiliyor.

Basılı yerel gazete evlere giremiyor…

Basılı yerel gazeteyi halk göremiyor ve okuyamıyor…

Bir gün AK Partililer demeç veriyor; CHP’liler okuyor…

Ertesi gün de CHP’liler demeç veriyor; AK Partililer oluyor.

Bir başka gün ise siyasi parti yöneticisinin yeğeninin doğum günü kutlanıyor.

Halk göremiyor ve okuyamıyor...

Silivri’deki basılı yerel gazete; yerel siyaset yapanların kendi içlerindeki kapalı bir bülten gibi kısır döngü içerisinde dönüp duruyor...

Silivri’deki yerel medyayı sadece basılı yerel gazeteden ibaret sayan siyasetçiler çok affedersiniz ama mastürbasyon yapan ortaokul öğrencileri gibi sadece kendi dünyalarında kendilerini tatmin ediyor.

Oysaki yerel haber yayınlayan internet haber siteleri her şeyden önce Silivri’deki evlerden takip ediliyor…

Şehir dışında çalışan ve ikamet eden Silivrililer tarafından takip ediliyor…

Yurt dışında yaşayan gurbetçi Silivrililer tarafından takip ediliyor…

Bölge milletvekilleri tarafından takip ediliyor…

Siyasi partilerin İstanbul il merkezinden ve genel merkezlerinden takip ediliyor…

Silivri’deki herhangi bir olay hakkında bilgi almak isteyen ulusal medya tarafından takip ediliyor.

Basılı yerel gazete; sadece oy isteyen kasaba siyasetçileri tarafından okunurken; internet haber siteleri ise oy verecek olan ve ikna edilmesi gereken hedef seçmen kitlesi tarafından takip ediliyor.

Basılı yerel gazeteyi; belediye başkanıyla birebir tanışan, siyasi parti ilçe başkanlarıyla birebir tanışan, belediye meclis üyesiyle birebir tanışan üç-beş insan okurken; internet haber sitelerini ise belediye başkanıyla birebir tanışmayan ancak onu medya aracılığıyla takip eden, siyasi parti ilçe başkanlarıyla birebir tanışmayan ancak medya aracılığıyla takip eden, belediye meclis üyeleriyle birebir tanışmayan ancak onları medya aracılığıyla takip eden binlerce insan okuyor

Sadece basılı yerel gazeteyle yetinenler bir çeşit mastürbasyon yaparken; internet haber sitelerini tercih edenler ise dünyanın her köşesinde Silivri’yi gösterebilme ve tanıtabilme fırsatını buluyor.

NOT: "Sosyal medya" ile "medya" kavramını lütfen birbirine karıştırmayalım. Sosyal medya; sivil halk tarafından, medya ise konusunda uzman profesyoneller tarafından içerikle beslenerek yönetilir. Bu yazıda sosyal medyadan değil; medyadan bahsettim...