Silivri Esnaf ve Sanatkarlar Odası (SİBESO), binlerce esnafın mecburi olarak üye olduğu ve takır takır aidat yatırdığı bir kurum. Çoluğunuzun çocuğunuzun rızkından kesip aidatlarınızı ödediğiniz, ödemeyenlerin de ya faaliyet belgesi almak durumunda kaldığında ya da icraya verilerek eninde sonunda faizleriyle birlikte bütün aidatlarını ödeyecekleri bir yer SİBESO.

Bu kadar paranın toplandığı bir kurum olan SİBESO’nun elbette azımsanmayacak bir bütçesi var…

Bu bütçenin yanında daha önceden yapılmış olan bir de mal varlığı var SİBESO’nun…

Geçtiğimiz yıl Oda Başkanı seçilen Selimpaşalı Nuray Koçer, ekibiyle birlikte bu bütçeyi yönetiyor.

Peki nasıl yönetiyor diye soracak olursanız işte orası biraz muamma…


Sevgili Okuyucularım,

Nuray Koçer’in SİBESO Başkanı seçilmesiyle birlilkte odanın bütçesi ve mal varlığıyla ilgili birtakım garabetler ortaya çıkmaya başladı.

İlk olarak odanın malvarlığı envanteri arasında olan ve içerisinde saç kurutma makinesi bile bulunan eşyalı lüks daire, Koçer tarafından kimseye haber verilmeden ve ihale yapılmadan apar topar birilerine satıldı.

Hem de piyasa fiyatının çok altından bir miktara…

Alan kişi hemen aynı gün elini öpene satmaya kalksa; hiç abartmadan söylüyorum en az 20 bin 30 bin TL kazanır.

Silivrili esnafın hakkı olan bu para niçin usule uygun bir satış yapılarak SİBESO’nun bütçesine konulmadı da elaleme gereksiz kazançlar sağlandı orasını bir türlü anlayamadım.


Peki sadece bu kadar mı?

Tabi ki hayır…

Yapımına Ali Tabakoğlu döneminde başlanan ve daha geçtiğimiz günlerde tamamlanan yeni hizmet binasının ince işçiliği yine ihalesiz olarak gizli saklı Koçer’in bir tanıdığına verildi.

Nuray Koçer’deki bu ihale antipatisi nedir bir türlü çözemedim…

Yasa ne diyor?

İhale yap diyor…

Önceden ilan et diyor…

Şeffaf bir şekilde alım satım yap diyor…

Nuray Koçer ne yapıyor?

Gizlice yapıyor…

Apar topar yapıyor…

Kapalı kapılar arkasından herkesten gizleyerek saklayarak yapıyor…
 

Peki sadece bu kadar mı?

Tabi ki hayır…

SİBESO’nun bütçesi içerisinde ayrılan bir yemek payı var.

Yemek derken öyle öğlenleri yenilen bir kâse çorba veya bir iki tabak yemekten ibaret değil.

Son derece şık ve pahalı restoranlarda kurulan ziyafet sofralarından bahsediyorum.

Su gibi akan içkilerden, Tekirdağ rakılarından, pahalı şaraplardan bahsediyorum…

Aslında bu bütçe elbette keyif için yenilsin ve içilsin diye değil…

Kırk yılda bir önemli bir konuk gelirse onun ağırlanması ve Silivri esnafının kaliteli bir şekilde temsil edilmesi için ayrılan bir bütçe.

Ancak içkiye olan düşkünlüğüyle bilinen Nuray Koçer’in; bu bütçeyi son damlasına kadar kendi keyfi için kullandığını ve Silivri esnafın rızkıyla rakı kadehleri tokuşturduğunu duyuyoruz ve görüyoruz.

Ne diyelim;

Şerefe Nuray Koçer

Yarasın Nuray Koçer

Götür Nuray Koçer

Bir dahaki dönem bulursun Nuray Koçer…