Bazen "hadi yapmayayım" diyorsunuz ama bir gazeteci için bildiği bir şeyi okuyucusuna açıklamayıp kendine saklamak mesleğin ruhuna ihanet demek olduğu için yine bu yazıyı yazmak durumunda kalıyorsunuz. Silivri Belediyesi'nden emekli olduktan son

 

Bazen "hadi yapmayayım" diyorsunuz ama bir gazeteci için bildiği bir şeyi okuyucusuna açıklamayıp kendine saklamak mesleğin ruhuna ihanet demek olduğu için yine bu yazıyı yazmak durumunda kalıyorsunuz.

Silivri Belediyesi'nden emekli olduktan sonra bir internet sitesi kuran ve arada sırada haftalık gazete çıkartarak elli yaşından sonra gazetecilik yapmaya başlayan bir Ersin Özalp var…

Özcan Işıklar'ın belediye başkan yardımcısı olduğu dönemde yıllarca kendisine bağlı olarak çalıştı. Işıklar belediye başkanı seçilince kendisinden iş talebinde bulundu. Belediyenin matbaa işlerini yapmak istedi. Işıklar,Özalp'i kırmadı; kendisine birkaç kere iş de verdi. Örneğin 2010 yılbaşı öncesinden Silivri Belediyesi'nin takvimlerinin basım işini Özalpler üstlendi. Ancak işin karşılığında öyle bir fatura çıkardılar ki; Işıklar bir daha iş verdiğine vereceğine tövbe etti.

Aynı şekilde Silivri Birleşik Esnaf ve Sanatkarlar Odası'ndan internet sitesi yapımı işi aldılar. Ama yine karşılığında öyle bir fatura çıkardılar ki Oda Başkanı Ali Tabakoğlu neye uğradığını şaşırdı.

Kim onlara iş verdiyse karşısına fahiş fiyatlar çıkardılar, kim onlara iş verdiyse kazık atmaya kalktılar. Herkes beş isterken onlar yirmi istediler. Hesabı görenin gözleri yuvalarından fırladı. O nedenle başta Silivri Belediyesi olmak üzere birçok kurum kendilerine iş vermez oldu.

Sağa sola yaptığı başka ticari alicengiz oyunları da var ama kamuyu ilgilendirmediği için onlara burada değinmek istemiyorum.

Silivri İcra DairesiErsin Özalp'i çok iyi tanır…

Şimdi kendisinin sahibi olduğu bir internet sitesi var. O sitede yer alan haberlerin yüzde doksanı Özcan Işıklar'a sövüp sayıyor.

Sebebi de Işıklar'ın kendilerine bol kepçeden para vermemesi…

Yanlış anlamasın kimse; bu yazıda Özcan Işıklar'ın avukatlığını yapmıyorum. O belediye başkanı, ben gazeteciyim. Başkan kendi işini yapıyor, ben kendi işimi yapıyorum.

Ama hiç kimse "ben gazeteciyim, bana kurum kasasından fazla ödeme yapacaksın, beni zengin edeceksin, beni ihya edeceksin" diye gazetecilik mesleğini şantaj aracı haline getirip de meslek onurunu ayaklar altına alamaz.

Ersin ÖzalpBelediye Başkanı'na da aynısını yapıyor, Esnaf Odası Başkanı'na da aynısını yapıyor, başka insanlara da aynısını yapıyor.

Özalp'le iş yapmak isteyen kazığı yiyor.

Kazık yemeyi kabul etmeyene de internet sitesinden saldırılar başlıyor.

Ve bunu Silivri'de herkes biliyor…

Peki ben bunu şimdi niçin yazıyorum?

Çünkü yerel medyada da bir otokontrol mekanizması oluşturarak birbirimizi denetlemeliyiz diye düşünüyorum.

Aynı Avrupa medyası gibi…

Önce kendi kendimizi temizleyelim…