Son zamanlarda çok sayıda sinema filminde ve televizyon dizilerinde canlandırılan gazeteci tiplemeleri, gazetecilik mesleği hakkında olumsuz algı oluşturacak şekilde karakterize ediliyor.

Evet gazetecilik mesleği ülkemizde özellikle de son yıllarda en çok itibar kaybeden mesleklerin başında geliyor. Ancak yine de sinema ve diziler aracılığıyla yangına körükle gidilmesinin sebebini anlayabilmiş değilim.

Örnek vermek gerekirse halen vizyonda olan “Bizim için Şampiyon” adlı filmde gösterilen gazeteci karakteri; provokasyon amaçlı soru soran ve tahrik amaçlı fotoğraf çeken bir tipleme olarak gösterilmekte ve aynı karakterin jest ve mimikleri de ajite edilerek “kötü niyetli ve korkak, ödlek” bir gazeteci tablosu yansıtılmaktadır.

Yine TRT 1’de yayınlanan “Elimi Bırakma” adlı dizinin 22. bölümünün son kısmında ve 23. bölümün hemen ilk sahnesindeki basın toplantısı kısmında Cenk Çelen’e soru soran gazeteci; dizinin kötü karakteri Azmi Bey’in yönlendirmesi sonucu "provokasyon ve tahrik amaçlı soru soran antipatik ve kötü niyetli bir tipleme" olarak yansıtılmıştır.

Yine dün akşam TRT 1’de yayınlanan “Halka” adlı dizideki TV magazin muhabiri karakteri, görevi sırasında tanık olduğu bir olayı haber yapmama karşılığında nakit olarak TL üzerinden bir tomar para (rüşvet) alırken canlandırıldı.

Son zamanlarda çok sayıda yerli yapım filmde ve yerli dizilerde gazeteciler hakkında olumsuz algı oluşturacak ve mesleği itibarına zarar verecek bir sahne karşımıza çıkıyor.

Aynı muameleyi böyle arka arkaya avukatlar için yapsalar eminim ki Türkiye’nin dört bir tarafındaki barolar ayağa kalkar…

Mali müşavirler için yapsalar meslek kuruluşları tepki gösterir…

Peki gazeteciler şamar oğlanı mı?

Önceki gün Basın Konseyi’ne konuyla ilgili başvuru yaptım. Konsey Başkanı Pınar Türenç whatsapp üzerinden mesaj göndererek konuyu inceleyeceklerini söyledi.

Umarım Basın Konseyi bu konuda somut bir adım atar…